Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Alacaklı tarafından borçlu hakkında bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile başlatılan icra takibinde borçlunun, takibinin kesinleşmesinden sonra oluşan zamanaşımı nedeniyle İİK.nun 71 ve 33-a maddeleri uyarınca icra mahkemesinden icranın geri bırakılmasına karar verilmesini talep ettiği, borçlu adına çıkartılan ödeme emri tebligatlarının bila tebliğ döndüğü ve örnek 10 numaralı ödeme emrinin tebliğ edilmediği, mahkemece İİK.nun 71 ve 33-a maddeleri uyarınca takibin iptaline karar verildiği anlaşılmaktadır.
Kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip talebinde borçlu ödeme emrine karşı İİK"nun 168/5. maddesindeki 5 günlük sürede, takibe dayanak kambiyo senedinin zamanaşımına uğradığı itirazını icra mahkemesinde ileri sürebilir. Takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde takip konusu alacağın zamanaşımına uğraması halinde ödeme emrine itiraz yoluna başvurulamaz. Borçlu İİK"nun 71. maddesinin ikinci fıkrasına göre, icra mahkemesinden zamanaşımı nedeniyle icranın geri bırakılmasını isteyebilir. İİK"nun 71. Maddesine göre süresiz olarak ileri sürülebilecek olan zamanaşımı şikayeti, takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde zamanaşımının gerçekleşmesi hali için geçerlidir.
Somut olayda borçluya henüz ödeme emri tebliğ edilemediğine göre, takibin kesinleşmediği anlaşılmaktadır. İİK.nun 71. maddesine dayanan zamanaşımı isteminin incelenebilmesi, bu istemin belli bir süre içinde ileri sürülmesi koşuluna bağlı değil ise de (HGK.nun 04.11.1998 tarih ve 1998/12-763E., 1998/797K. sayılı kararı), mevcut şikayet takibin kesinleşmesinden önceki devreye ilişkin olup, kambiyo senetlerine mahsus yolla başlatılan takipte borçlunun, takibin kesinleşmesinden önceki devreye ilişkin zamanaşımı itirazlarını ödeme emrinin tebliği üzerine İİK.nun 168/5.maddesi uyarınca yasal 5 günlük süre içerisinde yapması gerekir. Ancak, borçluya henüz ödeme emri tebliğ edilmediği anlaşılmakta olup bahsi geçen yasal 5 günlük sürenin işlemeye başladığından söz edilemez. Takip kesinleşmediğinden bu gibi hallerde, mahkemece zamanaşımı itirazının İİK"nun 71. maddesi kapsamında değil, İİK.nun 169/a maddesi kapsamında değerlendirilerek karar verilmesi gerekir.
Takip dayanağı belgeler kambiyo senedi niteliğinde bono olduğundan olaya 6102 sayılı TTK.nun 778/1-h. (6762 Sayılı TTK.nun 690.) göndermesiyle bonolar hakkında da uygulanması gereken TTK. nun 661/1. maddesi gereğince poliçeyi kabul eden muhataba (bonoyu düzenleyen keşideciye) karşı başlatılacak takiplerde zamanaşımı süresi vadeden itibaren 3 yıldır.
6098 Sayılı Borçlar Kanunu’nun 154. (818 Sayılı Borçlar Kanunu"nun 133) maddesine nazaran daha özel nitelikte bulunan ve 6102 Sayılı TTK.nun 778/1-h. (6762 Sayılı TTK.nun690.) maddesi gereğince bono hakkında da uygulanması gereken aynı kanunun 750. (eski 662.) maddesinde zamanaşımını kesen sebepler “dava açılması, takip talebinde bulunulması, davanın ihbar edilmesi veya alacağın iflas masasına bildirilmesi” şeklinde sınırlı olarak sayılmıştır. Yine 6102 Sayılı TTK.nun 778/1-h. (6762 Sayılı TTK.nun 690.) maddesinin göndermesi ile uygulanması gereken aynı kanunun 751/2.(eski 663/2.) maddesi gereğince, zamanaşımı kesilince son işlem tarihinden itibaren, müddeti aynı olan yeni bir zamanaşımı işlemeye başlar. Ayrıca, alacaklı tarafından yapılan takibin devamını sağlayıcı nitelikte her takip işlemi ile de zamanaşımı kesilir ve yeni bir süre işlemeye başlar.
İcra takip dosyasının incelenmesinde, dayanak bonolardan en eski vade tarihli olan bononun vade tarihinin 25/07/2006 tarihi olduğu, takip tarihinin ise 18/02/2009 tarihi olduğu, borçlu adına çıkartılan örnek 10 ödeme emri tebligatlarının iade edildiği, alacaklının 3 yıllık zamanaşımı süresi dolmadan önce takibi başlattığı, 16/11/2009 ve 15/09/2011 tarihlerinde borçlunun mernis ve farklı adreslerine yeniden ödeme emri tebliği yapılmasını talep ettiği, böylelikle 3 yıllık zamanaşımı süresinin dolmasının söz konusu olmadığı görülmüştür.
O halde mahkemece zamanaşımı itirazının reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile kabulüne dair hüküm tesisi isabetsizdir.
Ayrıca, takibin zamanaşımı nedeniyle iptali doğru olmadığı gibi takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde zamanaşımının gerçekleşmesi halinde de, İİK.nun 170/b maddesinin göndermesi ile uygulanması gereken aynı kanunun 71/son ve 33/a maddeleri gereğince takibin iptaline değil icranın geri bırakılmasına karar verilmesi gerekir.
Öte yandan HMK"nun 297. maddesinin (1). fıkrasının (e) bendi gereği hükümde "gerekçeli kararın yazıldığı tarihin" yer alması zorunlu olup, kanunun bu emredici hükmüne aykırı davranılması da doğru bulunmamıştır.
SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 25/12/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.