4. Hukuk Dairesi 2015/9092 E. , 2016/11408 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 31/03/2014 gününde verilen dilekçe ile tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 06/04/2015 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dava, kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı vekili; müvekkilinin Manisa Merkez İsmet İnönü Kız Teknik ve Meslek Okulunda matematik öğretmeni olduğunu, bir olay nedeniyle davalının Eğitim İş Sendikası Facebook Sayfasında davacı için "aşağılık mahluk" demek suretiyle kişilik haklarına saldırıda bulunduğunu belirterek, manevi zararının tazminini istemiştir.
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece; davalı hakkında davacıya hakaret suçundan dolayı 580,00 TL adli para cezasına hükmedildiği, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, kararın kesinleştiği, dava konusu sözlerin yer aldığı açıklamanın dayanağı olan ve davacı ile dava dışı Necdet İnce ile arasında yaşanan olayın Manisa"da yerel basına intikal ettiği, meydana gelen olayın failinin davacı olduğunun bilindiği, böylelikle "aşağılık mahluk" şeklindeki ifadenin davalı tarafça davacıya matuf olarak söylendiğinin kabulü gerektiği gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Matufiyet kelime anlamı olarak; yöneliklik, yönelmiş olmaklık olarak tarif edilmektedir. (YILMAZ Ejder, Hukuk Sözlüğü, b.7 Ankara 2002, s. 784)
Özellikle kişilik haklarına saldırı nedeniyle tazminat istemini içeren davalara konu olan matufiyet şartı, açıkça kanunda yer almamakla birlikte, Yargıtay içtihatlarıyla hukukumuza girmiştir. Matufiyet şartı içtihatlarda adı, sanı, kimliği belli olmasada ona yöneldiği konusunda kuşku bırakmayacak şekilde ithamlara, yönelimlere yer veren ifadeler olarak kabul edilmektedir.
Yargısal kararlarda; yayın ile şeref ve haysiyetine veya özel yaşamına, dolayısıyla kişilik haklarına saldırıda bulunulduğunu iddia eden yönünden varlığı aranan önemli bir koşul olarak tarif edilmiş, matufiyetin varlığını kabul için o yayında ya kişinin adından açıkça söz edilmesi ya da konumunun, sıfatının gösterilmesi veya bunlardan söz edilmese dahi yayın içeriğinden bu kişinin amaçlandığı, sözlerin ona yönelik olduğunun anlaşılması veya anlaşılabilir olması şartları aranmıştır.
Gerçekten hukuka aykırı eylemde bulunan kişi mağdurun ismini açıkça belirtmemiş veya isnat ettiği fiili üstü kapalı bir biçimde geçiştirmişse, isnadın mahiyetinde ve mağdurun şahsına matufiyetinde tereddüt edilmeyecek derecede karineler varsa, hem isim zikredilmiş, hem de hakaret vaki olmuş sayılır. (Hukuk Genel Kurulu 16/09/2015 gün ve 2014/4-85 E- 2015/1774 K, 07/07/2010 gün ve 2010/4-377 E-2010/365 K)
Bu ilke ve açıklamalar ışığında; somut olayda davalının Eğitim İş Sendikası Facebook Sayfasındaki ifadeleri incelendiğinde, davacının isminin ve sıfatının belirtilmediği, bu açıklamaya neden olan olay ilgili olarak mahalli gazetelerde yer alan haberlerde de davacının isminin belirtilmediği, ortalama bir kişinin davalının sözlerinin muhatabının davacı olduğunu anlayamayacağı, bu durumda davalının ifadelerinin davacıya matuf olmadığının kabulü gerekir.
Ayrıca hükmün açıklanmasının geri bırakılması ve düşme kararları nitelikleri itibariyle 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 74. anlamında hukuk hakimi yönünden bağlayıcı değildir. Somut olayın oluşunun, hukuk hakimi tarafından deliller serbestçe değerlendirilerek takdir edilmesi gerekir.
O halde, kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkin davanın, matufiyet unsuru gerçekleşmediğinden reddine karar verilmesi gerekirken, yerinde olmayan gerekçeyle yazılı biçimde karar verilmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda gösterilen nedenlerle BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 21/11/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.