Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlular tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi  tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;
İİK"nun 169/a-6. maddesi uyarınca icra mahkemesi borçlunun itirazının esasa ilişkin nedenlerle kabul etmesi halinde, borçlunun talebi de varsa kötüniyetli ve ağır kusurlu bulunan alacaklıya takip konusu alacağın %20"sinden aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edeceğini öngörmüştür.
Somut olayda takip borçlularından E. E.in takibe konu bonoda imzasının olmadığı ve borcunun bulunmadığı ileri sürülerek bu borçlu yönünden de takibin iptali isteminde bulunulduğu, şikayet tarihinden sonra 05.04.2012 tarihinde alacaklı vekilinin icra dosyasında dosyada sehven borçlu gösterdiklerini belirterek E. E. hakkındaki takipten feragat ettiğini 16.05.2012 tarihli duruşmada beyan etmiştir. Bu durumda borçlunun icra mahkemesince işin esasına girildikten sonra alacaklının anılan borçlu hakkında takipten feragat etmesi ile birlikte yukarıda belirtilen maddede öngörülen tazminat şartları gerçekleşmiştir. Mahkemece borçlu E.E."in borca itirazının kabulü ile kötüniyetli ve ağır kusurlu olan alacaklı aleyhinde kötüniyet tazminatına hükmedilmesi gerekirken, esas hakkında bir karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi isabetsizdir.
SONUÇ  : Borçluların temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının Erkan Ergen yönünden yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 25/12/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.