15. Ceza Dairesi 2018/3673 E. , 2019/2231 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik, görevi kötüye kullanma
HÜKÜM : Beraat
Sanıklar ... ve ..."ın nitelikli dolandırıcılık suçundan beraatine ilişkin hükümler, O yer Cumhuriyet savcısı ve katılan vekili tarafından, sanık ..."in nitelikli dolandırıcılık, sanık ..."ın resmi belgede sahtecilik ve görevi kötüye kullanma suçlarından beraatine ilişkin hükümler, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanık ..."ın, İstanbul Ticaret Sicil Memurluğu"nun 630804 sicil numarasında tescilli Recidence And Resort Turizm İşletme İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş"nin suç tarihi itibariyle hissedarı ve şirketi tek başına temsile yetkili yönetim kurulu başkanlığına seçildiği, sanık ..."nin şirket yönetim kurulu başkanı olarak herhangi bir karşılığı olmaksızın 20.03.2009 tanzim, 29.04.2009 vade tarihli, 1.400.000 USD tutarlı, kendisini lehdar ve katılan şirketi de borçlu olarak gösterdiği bono düzenlediği, bu bonoyu da ciro yoluyla sanık ..."a, sanık ..."ın da sanık ..."e bonoyu ciro ederek verdiği, sanık ..."in bu bonoya istinaden vekili sanık ... marifetiyle Şişli 4.İcra Müdürlüğünün 2009/21985 Esas sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlattığı ve sanıkların bu şekilde üzerlerine atılı suçları işlediklerinin iddia edildiği somut olayda,
A)Sanık ... hakkında resmi belgede sahtecilik ve görevi kötüye kullanma suçlarından kurulan beraat hükümlerine yönelik yapılan temyiz itirazlarının incelenmesinde:
Dosya kapsamında toplanan delillere göre avukat olan sanığın, sanık ... tarafından kendisine getirilen bonoyu icra takibine koyduğu, icra takibi sırasında katılan şirketin tiari sicil kaydındaki adresine tebligat çıkarılmasını sağladığı, yapılan bu işlemlerde herhangi bir hukuka aykırı eyleminin bulunmadığı, diğer sanıklarla fikir ve eylem birliği içerisinde hareket ettiğine dair delil de elde edilemediği anlaşılmış olmakla sanığın beraatine ilişkin mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılama sonunda, sanığın atılı suçu işlediğine dair mahkumiyetine yeter nitelikte delil elde edilemediği mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan, katılan vekilinin, sanığın diğer sanıklarla fikir ve eylem birliği içerisinde olduğuna ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle, beraate ilişkin hükmün ONANMASIN,
B)Sanıklar ..., ... ve ... hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan kurulan beraat hükümlerine yönelik yapılan temyiz itirazlarının incelenmesinde:
Her ne kadar sanıklar savunmalarında; sanık ..."in katılan şirkete ortak olmak amacıyla senet bedelini sanık ... ile sanık ..."a elden gönderdiğini, sanık ..."nin de bu parayı şikretin gizli hakim ortağı konumundaki ..."e verdiğini savunmuşlar ve mahkeme"ce de bu savunmalara itibar edilerek beraat kararı verilmiş ise de, katılan şirketin defter ve belgelerinde yapılan incelemeler sonrası düzenlenen bilirkişi raporlarında hisse devrine ilişkin alınmış bir karar ve yapılmış bir ödeme kaydının bulunmadığının tespit edilmiş olması, sanıkların para ve teslim süreçlerine ilişkin çelişkili savunmaları, elden verildiği belirtilen paranın mevzuat gereği miktar itibariyle banka aracılığıyla yapılması gerekli olup, bu kadar paranın elden verilmesinin hayatın olağan akışına aykırı olması, yine sanık ..."un senedi doğrudan sanık ... lehine düzenleme imkanı olduğu halde kendi lehine düzenleyip sanık ..."u da ciro silsilesine dahil ederek sanık ... ve sanık ... hakkında da icra takibi başlatılarak haciz işlemleri yapılmış olması hep birlikte değerlendirildiğinde, fikir ve eylem birliği içerisinde hareket eden sanıklardan sanık ..."ın kendisini lehtar olarak göstererek şirket adına düzenlediği 1.400.000 USD bedelli bonoyu ciro yoluyla sanık ..."a, ..."ın da sanık ..."e verdiği, adı geçen tarafından da katılan şirket aleyhine icra takibi başlatıldığı, bu suretle TCK"nın 158/1-d-h maddelerinde düzenlenen nitelikli dolandırıcılık suçlarını işlediklerinin sabit olduğu gözetilmeden mahkumiyetleri yerine yazılı şekilde beraatlerine hükmedilmesi,
Kanuna aykırı, O yer Cumhuriyet savcısı ve katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu nedenle 5320 sayılı Kanun"un 8/1.maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321.maddesi uyarınca BOZULMASINA, 14/03/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.