Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından çeke dayalı kambiyo senetlerine özgü yolla başlatılan takibe karşı, borçlunun, ödeme emrinin usulüne uygun tebliğ edilmediğin ileri sürerek tebliğ tarihinin düzeltilmesi istemi ve ihtiyati tedbir kararı olmasına rağmen takibin yapıldığını beyanlatakibin iptali istemi ile mahkemeye başvurduğu. mahkemece takibin ödeme emri tebligat usulsüzlüğü nedeniyle iptaline karar verildiği anlaşılmıştır. 7201 Sayılı Tebligat Kanunu"nun 12. maddesine göre, hükmi şahıslara tebligat selahiyetli mümessillerine, bunlar birden ziyade ise yalnız birine yapılır. Aynı Kanunu"nun 13. maddesine göre de, tebliğ yapılacak bu kişiler herhangi bir sebeple mutad iş saatlerinde iş yerinde bulunmadıkları veya o sırada evrakı bizzat alamayacakları bir halde oldukları takdirde ancak o zaman, tebliğ orada hazır bulunan memur veya müstahdemlerinden birisine yapılır. Tebligat Tüzüğü"nün 18. maddesinde selahiyetli kişilerin bulunmadığının tebligat belgesinde gösterilip bunun açıklanması lüzumu hüküm altına alınmıştır. Somut olayda borçlu şirket adına çıkarılan ödeme emrinin "işyerinde daimi personeli M..Ç."ye" tebliğ edildiği belirlenmiştir. Buna göre borçlu şirketin yetkili temsilcisinin bulunup bulunmadığı belirlenmeden çalışanına tebligat yapılması, 7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 12. ve 13. maddeleri ile Tebligat Tüzüğü"nün 18. maddesine aykırı olduğundan anılan tebliğ işlemi usulsüzdür. Bu ilkeler Hukuk Genel Kurulunun 22.06.1988 tarih 1988/12-266 sayılı kararında da kabul edilmiştir (HGK.nun 13.05.2009 tarih, 2009/12-184/187 sayılı kararı). 7201 Sayılı Tebligat Kanunu’nun 32. maddesi gereğince tebliğ, usulüne aykırı yapılmış olsa bile muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi olarak kabul edilir. O halde mahkemece borçlunun tebligata muttali olduğu tarihin TK.32.maddesi uyarınca tebliğ tarihi olarak kabul edilerek bu tarihe göre süresinde olan diğer itiraz nedenleri incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK"nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 25/12/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.