14. Hukuk Dairesi 2017/427 E. , 2017/9145 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki mirasın hükmen reddi davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairemizin 27.09.2016 gün ve 2015/6688 Esas - 2016/7598 Karar sayılı ilamı ile onanmasına karar verilmişti. Süresi içinde davacı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacılar vekili, 19.06.2002 tarihinde vefat eden muris ..."ın terekesinin borca batık olduğunun tespiti ile mirasın hükmen reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde, davanın yasal süre içerisinde açılmadığını, terekenin borca batık olmadığını, murise ait tam hisseli gayrımenkullerin bulunduğunu, davacıların terekeyi kabul anlamına gelecek davranışlarda bulunup bulunmadığının ve dava şartlarının oluşup oluşmadığının araştırılması gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulüyle davacıların murisi ..."ın terekesinin ölüm tarihi itibari ile borca batık olduğunun tespiti ile davacıların ... 24 İcra Müdürlüğünün 2008/15227 ve 2013/6283 sayılı takipler yönünden muris ..."ın mirasının hükmen reddettiklerinin, takip dosyaları yönünden borçlu olmadıklarının tespitine, tüm yargılama giderlerinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine karar verilmiştir.Davalı vekilinin temyiz talebi üzerine hükmün, Dairemizin 27.09.2016 tarih, 2015/6688 Esas, 2016/7598 Karar sayılı ilamıyla onanmasına karar verilmiştir.
Davalı vekili karar düzeltme talebinde bulunmuştur.
Dava, TMK"nun 605/2. maddesi gereğince açılan mirasın hükmen reddi istemine ilişkindir. Ölüm tarihinde miras bırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise, miras reddedilmiş sayılır (TMK m. 605/2). Mirasçılar Türk Medeni Kanunu"nun 610. maddesinde yazılı aykırılık da bulunmadıkça yani zımnen mirası kabul etmiş duruma düşmüş olmadıkça her zaman murisin ödemeden aczinin tespitini isteyebilir. Türk Medeni Kanunu"nun 606. maddesinde belirtilen süre bu davada uygulanmaz. Dava alacaklılara husumet yöneltilerek görülür. Bu davada yetkili mahkeme ise alacaklıların davanın açıldığı zamandaki ikametgahı mahkemesidir. Ayrıca Türk Medeni Kanununun Velayet Vesayet ve Miras Hükümlerinin Uygulanmasına İlişkin Tüzüğün 39/2. fıkrası gereğince mirasın reddi yetkisini içeren özel vekaletname sunulması da zorunludur.
Mirasın hükmen reddine ilişkin olarak açılan davalarda, terekenin açıkça borca batık olup olmadığının araştırılması gerekmektedir. İcra takibi sonunda aciz vesikası düzenlenmesi halinde terekenin borca batık olduğu kabul edilir. Aksi halde terekenin murisin ölüm tarihinde borca batık olup olmadığı, murisin malvarlığı bulunup bulunmadığının usulüne uygun olarak, bankalar, trafik tescil müdürlüğü, vergi daireleri, belediyeler, tapu müdürlüğü v.b. Kurum ve kuruluşlardan sorulması, murisin alacak ve borçları zabıta marifetiyle de araştırılarak aktif malvarlığı ile takibe konu borç miktarı gözönünde tutularak aktif ve pasifinin tereddüde neden olmayacak şekilde belirlenmesi, mirasçının mirası kabul anlamına gelen davranışlarda bulunup bulunmadığının araştırılması gerekir.
Bu nedenle mahkemece ölüm tarihinde, murisin adına tescil edilmiş araç kaydının, tüm bankalarda mevduat ve kredi kaydı bulunup bulunmadığının tespiti amacıyla ilgili emniyet müdürlüğüne ve banka şubelerine yazı yazılmalıdır. UYAP üzerinden alınan TAKBİS raporuna göre murisin 65/2133 hissesinin bulunduğu ...İli, Merkez İlçesi,... Mahalllesi 1698 ada 10 parselde, ... İli, ... İlçesi,... Köyü, 2294, 2295 ve 2296 parsellerde ... İli, Merkez İlçesi, ... Mahalllesi 1698 ada 8 parselde keşif yapılarak mirasın açıldığı tarihteki değerlerinin tespiti gerekmektedir.
16.07.2013 tarih 8519 yevmiye numarasıyla imar sebebiyle muris hissesinin terkin edildiğinin yazıldığı, murise ait hissesinin imar işlemi sonrasındaki akıbetinin araştırılarak murise ait taşınmaz kaydının bulunması halinde değeri tespit edilerek terekenin aktifine eklenmelidir.
Kabule göre de; hükmen ret koşulları gerçekleştiğinde mirasbırakanın ölüm tarihinde terekesinin borca batık olduğunun tespiti ile yetinilmelidir. Bununla birlikte davacıların davalıya borçlu olmadığının tespitine de karar verilemez.Yine mahkemece davanın niteliği gereği davalı-alacaklıların, murisin terekesinin borca batık olduğunu bilmediği, bilmesinin mümkün olmadığı, yapılan yargılama sonrasında terekenin borca batık olup olmadığına karar verildiği göz önünde bulundurularak yargılama giderinin davacılar üzerinde bırakılması, maktu harçtan davalıların değil davacıların sorumlu tutulması ve davacılar lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.Ayrıca, dosyaya sunulan davacılara ait ikinci vekaletnamede mirasın reddini içeren özel yetki bulunmadığından davacılar vekiline özel yetkiyi içeren vekaletname sunması için süre verilmesi ve bu eksikliğin tamamlattırılarak sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken bu hususun gözardı edilmesi de yerinde değildir.
Mahkemece, belirtilen hususlar üzerinde durulmadan eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir. Hükmün bu şekilde bozulması gerekirken maddi hata nedeniyle onandığı bu kez yapılan inceleme ile anlaşıldığından davalı vekilinin karar düzeltme talebinin kabulü ile Dairemizin 27.09.2016 tarih, 2015/6688 Esas, 2016/7598 Karar sayılı onama ilamının kaldırılmasına ve hükmün yukarıda açıklanan sebeplerle bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 27.09.2016 tarih, 2015/6688 Esas, 2016/7598 Karar sayılı onama ilamının KALDIRILMASINA, yukarıda belirtilen nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde davalı tarafa iadesine, 06.12.2017 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY YAZISI-
Dava, mirasın hükmen reddin tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı, Dairemizin 21.09.2016 tarihli kararı ile onanmıştır.
Davalı vekili, karar düzeltme talebinde bulunmuştur.
Tarafların davanın görülmesi ve sonuçlandırılması için ödedikleri paraların tümüne yargılama giderleri denir. Keşif giderleri, tanık ve bilirkişiye ödenen ücret ve giderler, yargılama sırasında yapılan diğer tüm giderler, vekille takip edilen davalarda kanun gereğince takdir olunacak vekalet ücreti yargılama giderleri kapsamındadır. ( HMK m 323 ) Kural olarak yargılama giderleri davada haksız çıkan yani aleyhine hüküm verilen tarafa yükletilir.( HMK m 326 ) Yargılama giderlerine mahkemece resen hükmedilir. Yargılama gideri tutarı, hangi tarafa ve hangi oranda yükletildiği ve dökümü hüküm altında gösterilir.( HMK m 332 / 1,2 )
Davalı, davanın açılmasına kendi hal ve davranışıyla sebebiyet vermemiş ve yargılamanın ilk duruşmasında da davacının talep sonucunu kabul etmiş ise yargılama giderlerini ödemeye mahkum edilmez.( HMK m 312/2 )
Davalı vekili, davaya verdiği cevap ve yargılama boyunca davanın reddini istemiş, uyuşmazlığı mahkemece bir karar verilmesine kadar devam ettirmiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verildiğinden, aleyhine hüküm kurulan davalı, Hukuk Muhakemeleri Kanununun 326. maddesi gereğince yargılama giderlerinden sorumludur.
Bu nedenle yargılama giderleri ile sınırlı olmak üzere sayın çoğunluğun kararına katılamamaktayım.