Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu ve alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için  Tetkik Hakimi  tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
1) Tarafların iddia ve savunmalarına, dosya içeriğindeki bilgi ve belgelere ve kararın gerekçesine göre alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının REDDİNE;
2) Borçlular vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;
Borçlular icra mahkemesine başvurularında kendilerine yapılan ödeme emri, 103 davetiyesi ve kıymet takdir raporu tebliğ işlemlerinin usulsüzlüğünü ileri sürmüşlerdir.
Mahkememenin de kabulünde olduğu üzere ödeme emrinin tebliğ işleminde borçluların tebligat yapılan kişiyle aynı konutta oturmadıkları anlaşıldığından Tebligat Kanunu"nun 16. maddesi gereği ödeme emrinin tebliği işlemleri usulsüzdür. Her ne kadar mahkeme 103 davetiyesi ve kıymet takdir raporu tebliğ işlemlerinin usulüne uygun olduğunu ve bu tarihe göre ödeme emri tebliği işleminin iptali için süresinde başvuru yapılmadığını belirtmişse de borçlulara yapılan kıymet takdir rapor tebligatları incelendiğinde muhatabın tarlada olduğunu belirten komşunun ismi tesbit ve tevsik edilerek imzası alınmadığı gibi, imzadan imtina ettiğine dair bir şerh de bulunmadığından anılan tebligatlar Tebligat Kanunun 21. ve Tebligat Tüzüğü"nün 28. maddelerine uygun olmadığından bu haliyle usulsüzdür. Diğer taraftan borçlular 103 maddesi uyarınca yapılan tebligatı teslim alan M.A.ile birlikte oturmadıklarını ileri sürdüklerine ve 03.04.2012 tarihli tutanakta borçluların ayrı ayrı hanelerde yaşadıklarının belirtildiğine göre mahkemece bu tebliğ işlemlerine yönelik iddia ve delillerin değerlendirilerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile diğer taleplerin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ  : Borçluların temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda (2) nolu bentte yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 24/12/2012  gününde oybirliğiyle karar verildi