3. Hukuk Dairesi 2013/19956 E. , 2014/3872 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : GAZİANTEP 2.AİLE MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/09/2013
NUMARASI : 2012/961-2013/754
Taraflar arasında görülen iştirak nafakası davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı vekili dilekçesinde, tarafların 1996 yılında evlendiklerini, tarafların 23.09.2008 tarihinde boşandıklarını, boşanma ile müşterek çocukların velayetinin davalı anneye verildiğini, müşterek çocuklar lehine toplam 400 TL iştirak nafakasına hükmedildiğini, daha sonra nafakaların toplam 750 TL ye yükseltildiğini, davalının çocukları evden kovması ile 18.01.2012 tarihinden itibaren çocukların davacı yanında yaşadıklarını, 11.12.2012 tarihinde çocukların velayetlerinin davacı babaya verildiğini, tüm bunlara rağmen davalının iştirak nafakası almaya devam ettiğini, çocukların ihtiyaçlarının davacı tarafından karşılandığını belirterek, velayetleri kendisine verilen müşterek çocuklar lehine davacı aleyhine hükmedilen iştirak nafakasının kaldırılmasına ve her çocuk için ayrı ayrı 400 TL olmak üzere toplam 1.200 TL iştirak nafakasına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili dilekçesinde; davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece; iştirak nafakasının kaldırılması istemli davanın kabulü ile iştirak nafakalarının velayet kararının kesinleşme tarihi olan 27.02.2013"den itibaren kaldırılmasına, velayetleri kendisine bırakılan müşterek çocuklar için ayrı ayrı aylık 100 TL"den aylık toplam 300 TL iştirak nafakasının 27.02.2013 tarihinden itibaren davalıdan tahsiline, iştirak nafakalarının hükmün kesinleşmesini izleyen 1.yılın sonundan itibaren her yıl TÜİK tarafından belirlenen TÜFE oranında artırılmasına karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir.
TMK.nun 182/2 maddesinde; velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorunda olduğu hükme bağlanmıştır.
Velayet kendisine tevdi edilmeyen taraf ekonomik imkanları ölçüsünde müşterek çocuğunun giderlerine katılmakla yükümlüdür. Diğer taraftan iştirak nafakası belirlenirken ana ve babanın ekonomik durumları gözönünde tutulmakla birlikte velayet hakkı kendisine tevdi olunmuş tarafın bu görev nedeniyle emeğinin ve yüklendiği sorumlulukların karşılığı olağan harcamaların da dikkate alınması zorunludur. Ne var ki, nafaka miktarının belirlenmesine esas alınması gereken giderlerinin makul sınırlar içinde kalmasına özen gösterilmesi ve velayet kendisine bırakılmayan tarafın ağır yükümlülüklere maruz bırakılmaması gerekmektedir.
Mahkemece, iştirak nafakası takdir edilirken; müşterek çocukların yaşı, eğitimi ve ihtiyaçlarının yanında, ana-babanın gelir durumu da gözetilmeli ve nafaka yükümlüsünün (annenin) gelir durumu ile orantılı olacak şekilde hakkaniyete uygun bir nafakaya hükmedilmelidir. Nafaka miktarının belirlenmesinde çocuğun gelirleri de gözönünde bulundurulur. (TMK.nun 330/1. maddesi).
Dosyadaki bilgi ve belgelerden, tarafların 1996 yılında evlendikleri, 1997, 2000 ve 2004 doğumlu müşterek üç çocukları olduğu, 23.09.2008 tarihinde boşandıkları, boşanma ile müşterek çocukların velayetlerinin anneye verildiği ve çocuklar için aylık toplam 400 TL iştirak nafakasına hükmedildiği, 22.06.2010 tarihinde kesinleşen mahkeme kararı ile iştirak nafakalarının toplam 550 TL"ye yükseltilmiş olduğu, 27.02.2013 tarihinde kesinleşen ilam ile müşterek çocukların velayetinin davacı babaya verildiği görülmüştür.
Mahkemece, taraflar hakkında yaptırılan sosyal ekonomik durum araştırmasında, davacının Şehitkamil Devlet Hastanesinde röntgen memuru olduğu, aylık gelirinin 2.200 TL olduğu, 350 TL karşılığında kirada oturduğu, davalının ise hemşire olduğu, aylık 2.200 TL geliri olduğu, kendi evinde ikamet ettiği, 40.000 TL konut kredisi borcu olduğunun tespit edildiği, ayrıca davalının çalıştığı hastaneden alınan ek ödeme bordrolarından davalının 2013 yılı Temmuz dönemi ek ödemesinin 832,57 TL olduğu görülmüştür.
Davacının davalından boşanmasından sonra 2010 yılında yeniden evlendiği, bu evliliğinden 2007 ve 2011 doğumlu iki çocuğunun bulunduğu görülmüştür.
Buna göre, somut olayda, nafakanın niteliği, müşterek çocukların yaşı, eğitim durumları, ihtiyaçları, tarafların tespit edilen ve gerçekleşen ekonomik sosyal durumları ile özellikle nafaka yükümlüsünün (davalı annenin) gelir durumu nazara alındığında; mahkemece, müşterek çocuklar lehine hükmedilen iştirak nafakaları miktarı az olup, TMK"nun 4.maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine aykırı görülmüştür.
Mahkemece, yukarıda açıklanan hususlar gözetilerek, hakkaniyete uygun bir nafakaya hükmedilmelidir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 12.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.