Esas No: 2021/645
Karar No: 2021/2370
Karar Tarihi: 25.03.2021
Cumhurbaşkanına hakaret - Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2021/645 Esas 2021/2370 Karar Sayılı İlamı
16. Ceza Dairesi 2021/645 E. , 2021/2370 K.
"İçtihat Metni"
I- TALEP:
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 15.01.2021 tarih ve 2021/645 sayılı tebliğnamesi ile; Cumhurbaşkanına hakaret suçundan şüpheli ... hakkında yapılan soruşturma evresi sonunda Antalya Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 12/10/2020 tarihli ve 2020/44703 soruşturma, 2020/15705 esas, 2020/12139 sayılı iddianamenin iadesine dair Antalya 20. Asliye Ceza Mahkemesinin 14/10/2020 tarihli ve 2020/334 iddianame değerlendirme sayılı kararına karşı yapılan itirazın reddine ilişkin Antalya 5. Ağır Ceza Mahkemesinin 20/10/2020 tarihli ve 2020/816 değişik iş sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
Benzer bir olaya ilişkin olarak Yargıtay 18. Ceza Dairesinin 31/10/2016 tarihli ve 2016/15416 esas, 2016/16813 karar sayılı ilâmında, "... 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunun 170/2. maddesine göre soruşturma evresi sonunda toplanan deliller, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturuyorsa; Cumhuriyet Savcısı bir iddianame düzenleyerek kamu davası açar. Aynı yasa maddesinin 3. fıkrasında ise iddianamede gösterilmesi ve bulunması gereken unsurlar sayılmıştır. Şüphelinin ifadesinin veya savunmasının alınmasında belirtilen madde açısından bir zorunluluk bulunmamaktadır.
Bu itibarla, Ceza Muhakemesi Hukukunun temel amacı olan maddi gerçeğe ulaşılmasıdır. İddianamede belirtilen suç vasfı değerlendirildiğinde, suçun takibinin şikayete bağlı olmadığı ve uzlaşma ile önödeme hükümlerinin uygulanma imkanının bulunmadığı, dosya kapsamında müşteki beyanlarını doğrular nitelikte iki tanığın ifadesine yer verildiği, bu kanıtların kamu davası açılması için yeterli şüphe oluşturduğu tartışmasızdır. Şüphelinin ifadesi veya savunması dosya içerisindeki bu deliller karşısında suçun sübutuna mutlak etki eden bir kanıt niteliği de taşımamaktadır. Dolayısıyla şüphelinin ifadesinin alınmasında bu fıkra açısından da bir zorunluluk bulunmamaktadır.
Sonuç olarak, şüphelinin ifadesinin alınmaması sebebiyle iddianamenin iadesine karar verildiği, bu hususun ikmali amacıyla yapıldığı anlaşılan iddianamenin iadesi ve bu karara yapılan itiraz üzerine verilen kabul kararı yerinde görülmekle, kanun yararına bozma isteminin reddine karar verilmiştir..." şeklinde açıklandığı üzere,
Antalya 20. Asliye Ceza Mahkemesince, şüphelinin ifadesinin alınmadığından bahisle iddianamenin iadesine karar verilmiş ise de, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 170/3. maddesinde iddianamede nelerin gösterileceği, aynı Kanun’un 174/1. maddesinde iddianamenin hangi hallerde iadesine karar verileceğinin belirtildiği, aynı Kanun’un 170/2. maddesinde yer alan “Soruşturma evresi sonunda toplanan deliller, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturuyorsa; Cumhuriyet savcısı, bir iddianame düzenler.” hükmü uyarınca Cumhuriyet savcısının dava açmasının zorunlu olduğu ve suçun hukuki nitelendirilmesinin de Cumhuriyet savcısına ait olduğu, bu durumda mahkemece, iddianamede gösterilen olaylarla ilgili olarak ibraz edilen deliller ve yargılama sırasında ibraz edilebilecek deliller birlikte değerlendirilerek yargılama sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği gözetilerek, şüphelinin tüm aramalara rağmen bulunamadığı, 19/07/2020 tarihinde şüpheli hakkında yakalama emri düzenlenmesine karar verildiği ve iddianamenin iade sebepleri arasında şüphelinin savunmasının alınmamış olmasının sayılmadığı cihetle, itirazın kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü ifadeli 30/12/2020 gün ve 94660652-105-07-18384-2020-Kyb sayılı istemlerine müsteniden ihbar ile mevcut evrak Dairemize gönderilmiştir.
II-OLAY;
Ankara Valiliği 112 Çağrı Merkezi Müdürlüğüne kimliğinin gizli kalmasını isteyen ihbarcı tarafından 20.10.2019 tarihinde yapılan özetle, Samsun"un Bafra ilçesinden olduğu, Şırnak ilinde yaşadığı, askerden kaçarak PKK terör örgütüne sığındığı, PKK"nın kendisini yaralı olarak yakaladığını ve iki yıl esir aldığını anlattığı, Şırnak 2 Ağır Ceza Mahkemesinde yargılandığı süreçte Yunanistan"a kaçarak iltica ettiği, Facebook adlı sosyal medya sitesindeki hesapları incelendiğinde sakallı bir profil fotoğrafının olduğunun ve örgütsel mahiyette paylaşımlarda bulunduğunun görüleceğine dair bilgilerde verilmek sureti ile şüpheli ... hakkında ihbarda bulunulmuştur.
Yapılan ihbar kapsamında 22.10.2019 tarihinde tanzim edilen açık kaynak araştırma raporunda, "..." adlı kullanıcının Facebook sosyal medya paylaşım sitesinde yaptığı paylaşımlara yönelik yapılan sorgulamada "pontosnetwork" uzantılı, profil resminin bulunduğu, künye bilgilerinde "Taksim, İstanbul, Turkey"de yaşıyor", "Memleketi Bafra, Loannina, Greece" şeklinde bilgilerin yer aldığı hesabın tespit edildiği ve halen herkese açık olarak yapılan paylaşımlarında ise tarih belirtilmeyen ancak;
11 saat önce yayımlandığı anlaşılan, "Türkiye"nin #Rojava işgali asla PKK ya da PYD ye karşı yapılmıyor. Öncelikle Kürtlerin kazanımını hedefliyor, daha sonra ise başarabilirlerse soykırım denemesi yapmayı hedefliyor...",
16 saat önce yayımlandığı anlaşılan, "Erdoğan savaşla halledemeyeceği tüm işleri savaşın gölgesinde yine çözüyor. 1)Kürt belediyelerine birer birer el koymaya devam ediliyor. 2)El konulan belediyeler için direniş savaşın gölgesinde kaldı. 3) Tüm
bu kayyum saldırısını kısa vadede yenilgisini unutturmak için yapmıştı bunu da başarıyla sağladı 4)Bu bir yerden sonra ters tepince asıl plan devreye girdi. ABD"nin de koordinasyonuyla Rojava"da Kürtlere yine savaş başlatıldı. Bu savaşla HDP hariç tüm partilerin desteği alındı. Herkes sarayın arkasında hizaya geçti. Erdoğan bu savaşla beraber hezimetini unutturduğu gibi önümüzdeki 5 yılı da kazarmış oldu. 5)Ayrıca Irak"tan Akdeniz"e kadar Selefi koridoru oluşturmak için de start vermiş oldu. Bu selefıler önce Kürtleri uzun vadede ise Suriye ve İran devletleri için hazır kuvvet olacaklar. 6) Erdoğan önümüzdeki yıllarda bu selefileri de iktidarına ortak edecek ve Selefı-Vahapi değişiklere yavaş yavaş hazır olun. Ya da tüm saçmalıkları bir kenara bırakarak Kürtler ile bunların olmaması için mücadele yürütün"
20 Ekim tarihinde, "Yavaş Erdoğan yavaş, İsrail"e karşı islam ordusu mu? Böyle bir şey olamayacak tabi. Ama Erdoğan dikkat dağıtıp iç kamuoyunda herkesi esir almaya çalışıyor. Rojava işgalini meşrulaştırmaya çabalıyor. Bir kere daha uyarıyorum Erdoğan İsid ve El Kaide alçaklarını geleceğinize ortak etmek için start verdi. Erdoğan"ın Rojava ya yerleşmesi, El kaide örgütünün Türkiye"nin geleceğine ortak olması demektir. Mit başkanlığında yeni bir provakasyon süreci başlatıldı herkes çok dikkatli olup, aklının dağılmasına izin vermemeli..."
20 Ekim tarihinde "Serxwebun: Ateşkes yok. saldırıya devam ediyorlar Türk devletinin işgalci saldırıları sürüyor. Yaralanan YPJ savaçısı Heja Serxebun "Ateşkes diye bir şey yok. Saldırıya uğruyoruz ama direnişimizi kıramadılar." dedi yorumu ile "anftürkçe.com" adresinden yayımlanan resim ve paylaşımı,
20 Ekim tarihinde ODTÜ"lüler Cumhuriyete ve bayrağına sahip çıkıyor sende katıl, şeklinde başlayan Türk Eğitim Sen Ankara 1 Nolu Şubesince hazırlanan görseli, "Ankara"lılar uyanık olun, büyük bir provakasyon geliyor..." yorumuyla paylaştığı, Polnet-4 Ekip Projesinde yapılan incelemede, aynı isimli bir adet kaydın çıktığı, bilgilerin Emniyet Vaka Formunda belirtilen bilgilerle örtüştüğü, şüpheli kullanıcının merniste kayıtlı adresi belirtilen şüpheli olabileceğinin değerlendirildiği belirtilmiştir.
Bu kapsamda tanzim edilen tahkikat evraklarına istinaden şüpheli hakkında Cumhurbaşkanına hakaret suçundan Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 2019/16382 soruşturma sayısına kayden başlatılan soruşturmada verilen 25.10.2019 tarih 2019/1672 sayılı yetkisizlik kararı ile soruşturma evrakının şüphelinin ikamet yerinin aynı zamanda suçun işlendiği yer olmasına nazaran 5271 sayılı CMK"nın 12 ve devamı maddeleri uyarınca Antalya Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine karar verilmiştir.
UYAP sisteminde şüpheli hakkında Uludere İlamat ve İnfaz Bürosunun 2019/83 CBS ilam dosyasından 12.09.2019 tarihinde yakalama kararının bulunduğuna dair uyarının bulunduğuna dair ekran görüntüsü dosyada bulunmaktadır.
Antalya Cumhuriyet Başsavcılığının, Cumhurbaşkanına hakaret suçundan ayrıntılı kimlik ve adres bilgilerinin belirtildiği görülen şüpheli hakkında kovuşturma izni verilmesine yönelik tanzim edilen 20.01.2020 tarihli fezlekesine istinaden, Adalet Bakanlığının 05.03.2020 tarihli oluru ile "Erdoğan savaşla halledemeyeceği tüm işleri savaşın gölgesinde yine çözüyor.1)Kürt belediyelerine birer birer el koymaya devam
ediliyor. 2) El konulan belediyeler için direniş savaşın gölgesinde kaldı. 3)Tüm bu kayyum saldırısını kısa vadede yenilgisini unutturmak için yapmıştı bunu da başarıyla sağladı 4)Bu bir yerden sonra ters tepince asıl plan devreye girdi. ABD ninde koordinasyonuyla Rojava"da Kürtlere yine savaş başlatıldı. Bu savaşla HDP hariç tüm partilerin desteği alındı. Herkes sarayın arkasında hizaya geçti. Erdoğan bu savaşla beraber hezimetini unutturduğu gibi önümüzdeki 5 yılı da kazarmış oldu. 5)Ayrıca Irak"tan Akdeniz"e kadar Selefi koridoru oluşturmak için de start vermiş oldu. Bu selefıler önce Kürtleri uzun vadede ise Suriye ve İran devletleri için hazir kuvvet olacaklar. 6)Erdoğan önümüzdeki yıllarda bu selefileri de iktidarına ortak edecek ve Selefı-Vahapi değişiklere yavaş yavaş hazır olun. Ya da tüm saçmalıkları bir kenera bırakarak Kürtler ile bunların olmaması için mücadele yürütün" ve "Yavaş Erdoğan yavaş, İsrail"e karşı islam ordusu mu? Böyle bir şey olamayacak tabi. Ama Erdoğan dikkat dağıtıp iç kamuoyunda herkesi esir almaya çalışıyor.Rojava işgalini meşrulaştırmaya çabalıyor. Bir kere daha uyarıyorum Erdoğan İsid ve El Kaide alçaklarını geleceğinize ortak etmek için start verdi. Erdoğan"ın Rojava ya yerleşmesi, El kaide örgütünün Türkiye"nin geleceğine ortak olması demektir. Mit başkanlığında yeni bir provakasyon süreci başlatıldı herkes çok dikkatli olup, aklının dağılmasına izin vermemeli..." şeklindeki paylaşımlara yönelik kovuşturma izni verilmiş, aynı tarihteki "Türkiye"nin #Rojava işgali asla PKK ya da PYD ye karşı yapılmıyor. Öncelikle Kürtlerin kaz_anımını hedefliyor, daha sonra ise başarabilirlerse soykırım denemesi yapmayı hedefliyor..." şeklindeki paylaşıma yönelik olarak ise Cumhurbaşkanına yönelik olup olmadığı anlaşılamadığından kovuşturma izni verilmemiştir.
UYAP"ta başka yakalama kaydının bulunduğu belirtilerek, Cumhurbaşkanına hakaret suçundan yürütülen soruşturma kapsamında şüpheliye çağrı yapılamadığı ve tüm aramalara rağmen kendisine ulaşılamadığından, hakkında ifadesinin alınmasına yönelik 5271 sayılı CMK"nın 98/1 maddesince yakalama emri çıkartılması hususunda, 17.07.2020 tarihinde Antalya Cumhuriyet Başsavcılığınca, Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliğinden istemde bulunulmuştur. Antalya 1 Sulh Ceza Hakimliğinin 19.07.2020 tarih 2020/2452 değişik iş sayılı kararı ile şüpheli hakkında adresinde bulunamaması nedeni ile 5271 sayılı CMK"nın 98 maddesi uyarınca yakalama emri çıkartılmasına karar verilmiştir.
Antalya Cumhuriyet Başsavcılığının 12.10.2020 tarih 2020/44703 soruşturma ve 2020/12139 numaralı iddianamesi ile özetle, hakkında yakalama kararı çıkartılan ancak infaz edilemeyen şüphelinin, kovuşturma izni verilen ve yukarıda ayrıntıları belirtilen paylaşımları belirtilmek sureti ile Cumhurbaşkanına hakaret suçunu işlediğinden 5237 sayılı TCK"nın 299/1-2, 53 ve 58 maddeleri uyarınca cezalandırılması istenilmiştir.
Antalya 20. Asliye Ceza Mahkemesinin 14.10.2020 tarih, 2020/334 iddianame değerlendirme numaralı kararı ile özetle, şüphelinin bahse konu sosyal medya hesabını kullanıp kullanmadığın belirlenmesi için ifadesinin alınmasının zorunlu olduğu, sadece facebook çıktıları ile dava açıldığı, facebook hesabının şüpheliye ait
olabileceği şeklinde ihtimale dayalı raporla dava açılamayacağı, yakalama kararının soruşturma aşamasında infazının bahse konu ifadenin alınması açısından zorunlu olduğu, dosyanın kovuşturma aşamasında yakalamalı olarak beklenmesinin hukuki yararının da olmadığı nedenleri ile iddianamenin CMK"nın 174/1-a maddesince iadesine, itiraz yolu açık olmak üzere karar verilmiştir.
16.10.2020 tarihinde Cumhuriyet savcısınca özetle, şüphelinin bahse konu sosyal medya hesabını kullanıp kullanmadığının belirlenmesi için ifadesinin alınmasının zorunlu olduğu belirtilerek iddianame iade edilmiş ise de, Ankara 112 Acil Çağrı Merkezine gönderilen ihbar üzerine Emniyet Müdürlüğünce yapılan araştırma sonucu düzenlenen açık kaynak araştırma raporunda şüpheli hesabın, profil bilgileri, profil fotoğrafı ve hesaptan yapılan paylaşımlara göre, raporun sonuç kısmında Polnet Ekip Projesindeki bilgilerle örtüştüğü ve suça konu hesabı şüphelinin yönettiğinin tespit edildiği, şüpheli hakkında başka suçlardan yakalama kaydı bulunması nedeniyle dosyaya konu suç açısından da Antalya 1. Sulh Ceza Hakimliğince yakalama emri düzenlendiği ancak yakalamanın infaz edilemediği, suça konu hesabı şüphelinin yönettiğine dair tespit ve bunun aksine bir husus bulunmadığından hakkında iddianame düzenlendiği, bu aşamada ifadesinin alınmasının zorunlu olmadığı, toplanan delillerin kamu davası açmaya yeterli şüphe oluşturduğu, ayrıca emsal Yargıtay kararlarına göre sadece şüphelinin ifadesinin alınmamasının iddianamenin iadesi nedeni olamayacağı nedenleri ile mahkemesinden iddianamenin iadesi kararının kaldırılmasına yönelik itirazda bulunulmuştur.
Mahkemenin 19.10.2020 tarihli kararı ile yerinde görülmeyen itiraz kapsamında inceleme yapılmak üzere dosyanın itiraz merciine gönderilmesine karar verilmiştir.
Cumhuriyet savcısının itirazın kabulüne karar verilmesi yönündeki mütalaasının teminine müteakip, Antalya 5 Ağır Ceza Mahkemesinin 20.10.2020 tarih 2020/816 değişik iş sayılı kararı ile özetle, iade kararındaki gerekçeler yerinde görülmekle Cumhuriyet savcısının yerinde görülmeyen itirazının reddine, kesin olarak, oy birliği ile karar verilmiştir.
Antalya Cumhuriyet Başsavcılığının 11.11.2020 tarihli yazısı ile Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğüne, Yargıtay"ın emsal kararlarında belirtildiği üzere şüphelinin ifadesinin alınmamasının iddianamenin iadesi nedeni olarak kabul edilmediği, soruşturma kapsamında toplanan deliller neticesinde kamu davası açmaya yeterli şüphenin oluştuğu, ayrıca iade nedenleri arasında şüphelinin ifadesinin alınmamasının belirtilmediğinden kesin nitelikteki mercii kararının kanun yararına bozulması hususunda ihbar ve görüşte bulunulmuştur.
III-KANUN YARARINA BOZMA İSTEMİNE İLİŞKİN UYUŞMAZLIĞIN KAPSAMI:
Cumhurbaşkanına hakaret suçundan yürütülen soruşturma kapsamında ifadesine başvurulamadığından hakkında yakalama kararı çıkartılan şüphelinin cezalandırılması istemi ile düzenlenen iddianamenin, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 174/1-a maddesi gereğince iade edilmesinde ve bu karara karşı yapılan itirazın reddine dair verilen kararda hukuka aykırılık bulunup bulunmadığına ilişkindir.
IV-HUKUKSAL DEĞERLENDİRME:
Konu ile ilgili yasal düzenlemeler şöyledir:
5271 sayılı CMK"nın
Kamu davasını açma görevi
Madde 170 – (1) Kamu davasını açma görevi, Cumhuriyet savcısı tarafından yerine getirilir.
(2) Soruşturma evresi sonunda toplanan deliller, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturuyorsa; Cumhuriyet savcısı, bir iddianame düzenler.
(3) Görevli ve yetkili mahkemeye hitaben düzenlenen iddianamede;
a) Şüphelinin kimliği,
b) Müdafii,
c) Maktul, mağdur veya suçtan zarar görenin kimliği,
d) Mağdurun veya suçtan zarar görenin vekili veya kanunî temsilcisi,
e) Açıklanmasında sakınca bulunmaması halinde ihbarda bulunan kişinin kimliği,
f) Şikâyette bulunan kişinin kimliği,
g) Şikâyetin yapıldığı tarih,
h) Yüklenen suç ve uygulanması gereken kanun maddeleri,
i) Yüklenen suçun işlendiği yer, tarih ve zaman dilimi,
j) Suçun delilleri,
k) Şüphelinin tutuklu olup olmadığı; tutuklanmış ise, gözaltına alma ve tutuklama tarihleri ile bunların süreleri,
Gösterilir.
(4) İddianamede, yüklenen suçu oluşturan olaylar, mevcut delillerle ilişkilendirilerek açıklanır.
(5) İddianamenin sonuç kısmında, şüphelinin sadece aleyhine olan hususlar değil, lehine olan hususlar da ileri sürülür.
(6) İddianamenin sonuç kısmında, işlenen suç dolayısıyla ilgili kanunda öngörülen ceza ve güvenlik tedbirlerinden hangilerine hükmedilmesinin istendiği; suçun tüzel kişinin faaliyeti çerçevesinde işlenmesi halinde, ilgili tüzel kişi hakkında uygulanabilecek olan güvenlik tedbiri açıkça belirtilir.
İddianamenin iadesi
Madde 174 – (Değişik: 25.5.2005 - 5353/27 md.)
(1) Mahkeme tarafından, iddianamenin ve soruşturma evrakının verildiği tarihten itibaren on beş gün içinde soruşturma evresine ilişkin bütün belgeler incelendikten sonra, eksik veya hatalı noktalar belirtilmek suretiyle;
a) 170 inci maddeye aykırı olarak düzenlenen,
b) (Değişik:17.10.2019-7188/20 md.) Suçun sübûtuna doğrudan etki edecek mevcut bir delil toplanmadan düzenlenen,
c) (Değişik:17.10.2019-7188/20 md.) Ön ödemeye veya uzlaştırmaya ya da seri muhakeme usulüne tâbi olduğu soruşturma dosyasından açıkça anlaşılan işlerde ön ödeme veya uzlaştırma ya da seri muhakeme usulü uygulanmaksızın düzenlenen,
d) (Ek:17.10.2019-7188/20 md.) Soruşturma veya kovuşturma yapılması izne veya talebe bağlı olan suçlarda izin alınmaksızın veya talep olmaksızın düzenlenen,
İddianamenin Cumhuriyet Başsavcılığına iadesine karar verilir.
(2) Suçun hukukî nitelendirilmesi sebebiyle iddianame iade edilemez.
(3) En geç birinci fıkrada belirtilen süre sonunda iade edilmeyen iddianame kabul edilmiş sayılır.
(4) Cumhuriyet savcısı, iddianamenin iadesi üzerine, kararda gösterilen eksiklikleri tamamladıktan ve hatalı noktaları düzelttikten sonra, kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilmesini gerektiren bir durumun bulunmaması halinde, yeniden iddianame düzenleyerek dosyayı mahkemeye gönderir. İlk kararda belirtilmeyen sebeplere dayanılarak yeniden iddianamenin iadesi yoluna gidilemez.
(5) İade kararına karşı Cumhuriyet savcısı itiraz edebilir.
Ceza muhakemesinin amacı, maddi gerçeğin insan onuruna yaraşır biçimde araştırılıp bulunmasıdır.
Soruşturma evresinin asıl yetkilisi olan Cumhuriyet savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez ceza yargılamasının temel amacı olan maddi gerçeğin ortaya çıkarılması için soruşturmaya başlayacaktır.
CMK’nın 160/1 maddesinde yer alan “bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâl” ifadesinden de anlaşılacağı üzere belli bir suç şüphesine karşı soruşturmaya başlanılabilmesinin maddi koşulu, o suça ilişkin başlangıç şüphesinin var olmasıdır. Başlangıç şüphesi, soyut bir izlenimle değil; suçun işlendiği izlenimini uyandıran somut vakıalar ile oluşur. Cumhuriyet savcısı, başlangıç şüphesinin olup olmadığını yani, suçun işlendiği izlenimini uyandıran somut vakıaların bulunup bulunmadığını değerlendirerek soruşturmaya başlayacaktır. Kısaca, başlangıç şüphesinin bulunup bulunmadığını değerlendirme yetkisi, Cumhuriyet savcısına aittir (Veli Özbek, Nihat M. Kanbur, Koray Doğan, Pınar Bacaksız, İlker Tepe, Ceza Muhakemesi Hukuku, Seçkin Yayınlar, Ankara, 2011, sayfa 186 ve devamı).
Soruşturma evresi sonunda toplanan deliller, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturuyorsa; Cumhuriyet savcısı iddianame düzenler. "Yeterli şüphe", şüphelinin müsnet suçtan yargılanması için gerekli ve yeterli olan şüphe derecesini ifade eder. Bu şüphenin, hukuka uygun olarak elde edilmiş her türlü delile dayanması gerektiğinde kuşku yoktur. Cumhuriyet savcısı topladığı delillerin iddianame düzenlemek için yeterli olup olmadığını takdir edecek, delilleri olaylarla ilişkilendirerek yeterli şüpheyi ortaya koyacaktır. Kamu davasının açılmasında yeterli şüpheden bahsedebilmede önemli olan, suçun işlendiğine yönelik tartışılabilirlik ve mahkûmiyetin ne derecede mümkün olabilirliğidir.
Bu bilgiler kapsamında somut olay değerlendirildiğinde, ihbara konu sosyal medya hesabında yapılan paylaşımlar nedeni ile başlatılan soruşturma kapsamında, yapılan ihbar içeriği ile şüphelinin gazeteci olduğuna dair kimlik ana bilgilerinin kayıtlarının da işlendiği görülen UYAP sisteminde yer alan taraf bilgileri ve nüfus kayıt bilgileri dikkate alındığında, emniyet vaka formunda belirtilen bilgilere
istinaden yapılan araştırmada ad ve soyadının aynı zamanda kullanıcı adı olduğu ve ihbar içeriğinde geçen paylaşımlarda bulunulduğu tespiti yapılan hesabın, ad ve soyad bilgilerinden yapılan polnet sorgulamasında bir adet kaydın çıkması ve aynı zamanda polnet bilgilerinin emniyet vaka formunda belirtilen bilgiler ile örtüştüğünün belirtilmesi karşısında, şüpheli hakkında ihbara konu hesabın kullanıcısı olduğu ve paylaşımlarda bulunduğu hususunda yeterli şüphe oluştuğu yönündeki değerlendirmede isabetsizlik görülmediğinden, profiline ekli kişilerin veya yakınlarının bilgisine başvurularak şüphelinin belirtilen hesabın kullanıcısı olup olmadığının veya bulunduğu ülkenin ihbar içeriğine göre Yunanistan olduğunun belirtilmesi karşısında, "Ceza İşlerinde Karşılıklı Adli Yardım Avrupa Sözleşmesi" ve 6706 sayılı Kanun hükümleri kapsamında istinabesine başvurulması sureti ile araştırma yapılmasının kovuşturma aşamasında da mümkün olduğu gözetilerek, adresinde bulunamadığından hakkında yakalama emri çıkarılıp makul süre beklenildikten sonra müsnet suçun nitelik ve mahiyetine göre iddianame düzenlenmesinde hukuka aykırılık bulunmadığından, istemin kabulüne karar verilmiştir.
V-SONUÇ: Açıklanan sebeplerle;
Kanun yararına bozma talebine dayanılarak düzenlenen tebliğnamedeki bozma isteği incelenen dosya kapsamına nazaran yerinde görüldüğünden, Antalya 5. Ağır Ceza Mahkemesinin 20.10.2020 tarih ve 2020/816 değişik iş sayılı kararının CMK"nın 309/4-a maddesi uyarınca BOZULMASINA, müteakip işlemlerin mahallinde icrasına, dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 25.03.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.