Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2017/1368 Esas 2019/841 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
19. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/1368
Karar No: 2019/841
Karar Tarihi: 13.02.2019

Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2017/1368 Esas 2019/841 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Davacı, kimliği belirsiz kişiler tarafından gözaltında tutulduğu süre içerisinde kimliği kopyalanmış, sahte kimlikle sim kartı değiştirilmiş ve kredi kartlarının yenilenmesi sağlanmıştır. Kredi kartları 3. kişilere teslim edilmiş ve bu kişiler kredi kartlarını davacının maaş hesabından borç ödeyerek kullanmışlardır. Davacı, davalı bankaya 11.000 TL borçlu görünmüştür ancak borçlu olmadığını iddia etmiştir. Mahkeme, davacının kredi kartının kaybolması ve yerine yenisi üretilmesi ile ilgili olarak davalı bankanın kusuru olmadığına karar vermiştir ancak davacının hesabından yapılan harcamalarda davalı bankanın kusuru olduğu sonucuna varmıştır. Bunun üzerine mahkeme, davacının borçlu olmadığına karar vermiştir. Kanun maddeleri: Tüketici Koruma Kanunu, Borçlar Kanunu.
19. Hukuk Dairesi         2017/1368 E.  ,  2019/841 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi

    Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

    - KARAR -

    Davacı vekili, davacının 22.06.2012 ile 20.11.2012 tarihleri arasında gözaltında ve sonrasında tutuklu olduğunu, gözaltına alındıktan sonra kimliği belirsiz kişiler tarafından davacının kimliğinin kopyalandığını, sahte kimlik ile sim kartının değiştirildiğini, yine davacının bilgilerini kullanarak davacıya ait kredi kartlarının yenilenmesini sağladıklarını, kredi kartı kendilerine teslim edilen 3. kişilerin kartlar ile harcama yaptıklarını, kart limiti dolduğunda ise davacının Vakıfbankta bulunan maaş hesabından kartlara ödeme yaptıklarını, kartları bu şekilde kullanmaya devam ettiklerini, davacının davalı bankaya 11.000 TL borçlu göründüğünü, ancak söz konusu harcamaların 3. kişilere teslim edilen kartla yapıldığını belirterek borçlu olmadığının tespitini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, husumet itirazında bulunduklarını, davacının 04.07.2012 tarihinde davalı bankayı arayarak kartın kaybolduğunu bildirdiğini, aynı görüşmede yeni kart talep ettiğini, yeni kart şifresinin çağrı merkezi aracılığıyla alındığını, davacının kullandığı telefona gönderildiğini, tüm güvenlik önlemlerinin alındığını, 20.07.2012 tarihinde başka kredi kartına 9000 TL ve 1400 TL olmak üzere iki EFT işlemi yapıldığını, bu işlem esnasında davacıya ait telefona SMS gönderildiğini, bankanın kusuru olmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
    Mahkemece yapılan yargılama, toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davacının gerek kredi kartının kayıp gerekçesiyle iptal ettirilip yerine yenisinin üretilmesi ve ele geçirilmesi gerekse ihtilaf konusu EFT işlemi sırasında Kırklareli Ağır Ceza Mahkemesinde yargılaması süren davada tutukluluk halinin devam etmesi sebebiyle yaşanan olayda kusuru bulunmadığı, ihtilaflı işlemin davalı bankanın sorumluluğunda olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, kredi kartı harcamaları nedeniyle borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir. Davaya konu kredi kartının kime teslim edildiğinin araştırılması ve incelenmesi daha sonra kartlar ile yapılan harcamaların davacı tarafından yapılıp yapılmadığının banka kayıtları üzerinde yapılacak inceleme ile tespiti gerekir.
    Bankalar birer güven ve itimat müessesesi olup, hafif kusurlarından dahi sorumlu ise de hiç kusurunun bulunmaması halinde sorumlu tutulamayacağı kuşkusuzdur. Konusunda uzman olmayan bilirkişinin düzenlediği raporun hükme esas alınması usul ve yasaya aykırıdır. Mahkemece bankacılık ve iletişim konusunda uzman bilirkişiye davalı banka kayıtları üzerinde inceleme yaptırılarak son teknolojik gelişmeler de gözetilmek suretiyle davalı bankanın tüm önleyici tedbirleri alıp almadığı ve somut olay bakımından davalı bankanın hafif de olsa kusurunun bulunup bulunmadığı saptanarak deliller hep birlikte değerlendirilip varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanarak karar verilmesi doğru görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde temyiz eden davalıya iadesine, 13/02/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.