1. Hukuk Dairesi 2020/3389 E. , 2021/2103 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ADANA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL-TAZMİNAT--ECRİMİSİL
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil, tazminat, ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece 916 ve 921 parsel sayılı taşınmazlar yönünden davanın reddine, 928 ve 931 parsel sayılı taşınmazlar yönünden davanın kabulüne karar verilmiş, Adana Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince tarafların ecrimisile yönelik istinaf isteklerinin kesinlik sınırının altında olması nedeniyle reddine, davalıların diğer istinaf nedenlerinin esastan reddine, davacıların istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile kararın kaldırılmasına, vekalet ücreti yönünden düzeltilerek davanın kısmen kabul kısmen reddine ilişkin olarak verilen karar taraflarca yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."nün raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, tazminat ve ecrimisil istemine ilişkindir.
Davacılar, mirasbırakan ..."nun paydaşı olduğu 916 ve 921 parsel sayılı taşınmazları davalı ...’e, dava konusu 931 parsel sayılı taşınmazdaki payını davalı ...’ye devrettiği, onlarında dava dışı 3. kişilere temlik ettiğini, dava konusu 928 parsel sayılı taşınmazdaki payını ise davalı ...’e temlik ettiğini, devirlerin mirasçılardan mal kaçırmak amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek tapu kaydının miras payı oranında iptali ile adlarına tescile, devredilen taşınmazlar yönünden bedele ve ecrimisile karar verilmesini istemişlerdir.
Davalılar, mirasbırakanın borçları olduğunu, paraya ihtiyacı bulunduğunu, taşınmazların bedeli ödenerek satın alındığını belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
İlk Derece Mahkemesince, 916 ve 921 parsel sayılı taşınmazlar yönünden davanın reddine, 928 ve 931 parsel sayılı taşınmazlar yönünden davanın kabulüne karar verilmiş, Adana Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince tarafların ecrimisile yönelik istinaf isteklerinin kesinlik sınırının altında olması nedeniyle reddine, davalıların diğer istinaf nedenlerinin esastan reddine, davacıların istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile kararın kaldırılmasına, vekalet ücreti yönünden düzeltilerek davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiştir.
Bilindiği üzere; 6100 sayılı HMK."nın 362. maddesinde bölge adliye mahkemelerinin temyiz olunamayan kararları düzenlenmiş, 1/a bendinde de miktar veya değeri kırkbin Türk lirasını (bu tutar dahil) geçmeyen davalara ilişkin kararlar" hükmüne yer verilmiş, 2020 yılı itibarıyla HMK."nın 362/1-a bendinde belirtilen 40.000.00 TL’lik kesinlik sınırı 72.070,00 TL olarak uygulanmaya başlanmıştır.
Somut olayda, kabul edilen toplam 1.952,94TL ve reddedilen 1.559,22TL ecrimisil bedelinin 2020 yılı itibarıyla temyiz kesinlik sınırı olan 72.070,00TL’nin altında kaldığı anlaşılmaktadır.
Diğer taraftan, temyiz kesinlik sınırı içinde kalması nedeniyle temyiz kabiliyeti bulunmayan kararlar hakkında 01.06.1990 gün ve 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca Yargıtayca da bir karar verilebileceği açıktır.
Yukarıda açıklanan nedenden ötürü temyiz kesinlik sınırı içinde kaldığı anlaşılan eldeki davada ecrimisil isteği yönünden tarafların temyiz dilekçesinin değerden REDDİNE,
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; mirasbırakan 1957 doğumlu ...’nun 14.09.2000 tarihinde ölümü ile geriye davacılar eşi Hülya ve kızı Aliye ile dava dışı çocukları Hikmet ve Emre’nin mirasçı olarak kaldığı, davalı ... ve Müne’nin mirasbırakanın kardeşleri, davalı ...’in ise İsmail’in kayınbiraderi olduğu, dava konusu taşınmazların geldisinin kök 259 parsel sayılı 21.690m2 miktarlı bahçe ve ev nitelikli taşınmaz olup mirasbırakanın babası ... adına kayıtlı olduğu, 03.06.1991 tarihinde mirasçılarına intikal ettiği, aynı tarihte ifraz ve taksim işlemi ile 37 adet (911-947 parseller) taşınmazın oluştuğu, mirasbırakanın dava konusu 928 parsel(yeni 4280 ada 16 parsel) 385,54m2 miktarlı arsa nitelikli taşınmazı 28.12.1995 tarihinde 40.000.000ETL bedelle davalı ...’e devrettiği, aynı akitte dava dışı 945 parsel sayılı taşınmazın 1/5 payını da davalıya devrettiği, dava konusu 916 parsel(yeni 4280 ada 6 parsel) sayılı 345,07m2 miktarlı arsa, 931 parsel (yeni 4279 ada 2 parsel) sayılı 327,05m2 miktarlı arsa ve 921 parsel 536,80m2 miktarlı arsa nitelikli taşınmazın ise Hatay 3. Noterliği 17.02.1995 tarih 5655 yevmiye numaralı vekaletnameye istinaden vekil İsmail tarafından 30.09.1998 tarihli akitle her biri 210.000.000ETL bedelle 916 ve 921 parsel sayılı taşınmazların davalı ...’e, 931 parsel sayılı taşınmazın davalı ...’ye satış suretiyle devredildiği, aynı akitte dava dışı 202 parsel sayılı taşınmazdaki 3 nolu bağımsız bölümünde davalı ...’e devredildiği, davalı ...’nin dava konusu taşınmazı 23.03.2000 tarihinde 750.000.000ETL bedelle yarı yarıya dava dışı Zeynettin Yıldız ve Samiddin Yıldız’a temlik ettiği, davalı ...’in ise 29.09.2005 tarihli akitle 916 parsel sayılı taşınmazı 4.000TL bedelle dava dışı Hasan İnan’a, 921 parsel sayılı taşınmazı da aynı bedelle dava dışı Levent’e devrettiği ve onun da maliki olduğu 922 parsel sayılı taşınmazla tevhit ile oluşan 2848 parsel sayılı taşınmazın tamamını 26.07.2010 tarihinde dava dışı Hatice Gezmen’e satış suretiyle devrettiği, mirasbırakanın 934 ve 941 parsel sayılı taşınmazlardaki payını da 04.07.2000 tarihinde satış suretiyle dava dışı 3. kişilere temlik ettiği anlaşılmaktadır.
Hemen belirtilmelidir ki; davalı ...’e yapılan devrin mirasçılardan mal kaçırmak amaçlı ve muvazaalı olduğunun ispatlanmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş olmasında isabetsizlik yoktur. Davacıların yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine.
Davalıların temyiz itirazlarına gelince;
Bilindiği üzere, 4721 sayılı TMK’nin 6. maddesinde; "Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür." ve 6100 sayılı HMK’nin 190/1. maddesinde; "İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir." düzenlemelerine yer verilmiştir.
Eldeki dava, taraflarca getirilme ilkesine tabi olup, davanın niteliği gereği ispat yükü de davacı tarafa aittir.
Somut olayda, dinlenen davacı tanıklarının işlemlerin muvazaalı olduğuna yönelik herhangi bir beyanda bulunmadıkları, mirasbırakanın mal kaçırma kastı ile hareket ettiğini gösterir somut bir olgu ortaya konulamadığı, davalı tanıklarının ise mirasbırakanın Rusya’ya yaptığı ihracat işleri nedeniyle borçları olduğunu, davalıların alım gücü olduğunu beyan ettikleri, yukarıda belirtildiği üzere ispat yükünün davacı tarafa ait olup, dosya kapsamındaki deliller ile davacı tarafın temliklerin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ispat edemediği anlaşılmıştır.
Hal böyle olunca, davanın tümden reddine karar verilmesi gerekirken, delillerin takdirinde hataya düşülerek yazılı şekilde 928 ve 931 parsel sayılı taşınmazlar yönünden davanın kabulüne karar verilmesi doğru değildir.
Davalıların değinilen yön itibariyle yerinde bulunan temyiz itirazının kabulü ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 371/1-a maddesi uyarınca Adana Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi kararının BOZULMASINA, HMK’nin 373/2. maddesi gereğince dosyanın kararı veren Adana Bölge Adliye Mahkemesi 1.Hukuk Dairesine gönderilmesine, alınan peşin harcın temyiz edenlere geri verilmesine, 07/04/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.