Mahkemece, ilâmında belirtildiği şekilde talebin idari para cezasının iptali istemine ilişkin olduğu gerekçesi ile yargı yolu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiştir. Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve tetkik hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. Eldeki davada davacı; Kurumun 18.09.2014 tarihinde yapmış olduğu denetim sonucu 14.10.2014 tarihli inceleme raporunu düzenlendiği ve bu raporlardaki tespitlere göre 5510 sayılı Kanunun 8. maddesine muhalefet nedeniyle idari para cezası tahakkuk ettirildiği, idari para cezalarının iptali için idare mahkemesinde ayrı dava açtıkları, bu idari para cezalarına dayanak 14.10.2014 tarihli kurum inceleme raporunun iptalini talep etmiştir. Mahkemece, idari para cezalarının iptali istemi ile eldeki davanın açıldığı kabulü ile yargı yolu nedeniyle usulden davanın reddine karar verilmiştir. 5510 sayılı Yasanın 102. maddesi gereğince dava konusu idari para cezasına itirazı inceleme ve karara bağlama görevinin İdare Mahkemesinin olduğu tartışmasızdır. Görev konusu kamu düzeni ile ilgili olup, mahkemelerce resen gözetilmesi gerekir. Ancak eldeki davaya konu talep idari para cezalarının iptali istemi değil bu idari para cezalarına dayanak 14.10.2014 tarihli kurum raporunun iptali talebi olduğu gözetildiğinde mahkemece işin esasına girilerek anılan kurum raporunun iptali hususunda bir karar vermesi gerekirken yanılgılı değerlendirme sonucu yargı yolu nedeniyle davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı ulup bozma nedenidir. O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine 25.01.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.