21. Hukuk Dairesi 2014/22910 E. , 2015/5746 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalı vekili tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan ve temyiz konusu hükme ilişkin dava, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438. maddesinde sayılı ve sınırlı olarak gösterilen hallerden hiçbirine uymadığından Yargıtay incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasına ilişkin isteğin reddine karar verildikten sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
K A R A R
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre; davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, zararlandırıcı sigorta olayı sonucu sürekli iş göremezliğe uğrayan sigortalının maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece 46.506,65 TL maddi tazminat ile, 13.500,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerin incelenmesinden, davacı sigortalının imzasını taşıdığı bilirkişi raporu ile sabit olan ve kaza tarihinden bir gün önce yani 18/01/2010 tarihinde düzenlenen hizmet sözleşmesinde işveren ile davacı arasında aylık brüt 732,48 TL"nin işçilik ücreti olarak belirlendiği, mahkemece meslek odasından yapılan ücret araştırması sonucunda elde edilen ücret bilgilerine itibar edilerek düzenenlenen hesap raporunun hükme esas alındığı anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlık maddi zararın belirlenmesi noktasında toplanmaktadır. Zararlandırıcı sigorta olayına maruz kalan sigortalının maddi zararının hesabında, gerçek ücretin esas alınması koşuldur. Gerçek ücretin ise işçinin imzasının bulunduğu ücret tediye bordrolarından saptanacağı, işçinin imzasının bulunmadığı işyeri ve sigorta kayıtlarının nazara alınamayacağı, işçinin imzasının bulunduğu ücret tediye bordrolarının bulunmaması durumunda işçinin yaşı, kıdemi, mesleki durumu dikkate alınarak, emsal işi yapan işçilerin aldığı ücret gözönünde tutularak belirlenmesi gerektiği, Dairemizin giderek Yargıtay"ın yerleşmiş görüşlerindendir.
Yukarıda yapılan açıklama doğrultusunda, somut olayda, davacının imzasını taşıdığı sabit olan ve kazadan bir gün öncesine ait hizmet sözleşmesinde belirtilen aylık brüt 732,48 TL ücretin gerçek ücret olduğu göz önüne alınmaksızın, yapılan ücret araştırması doğrultusunda düzenlenen bilirkişi hesap raporu hükme esas alınarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.
Yapılacak iş; davacının kaza tarihindeki aylık brüt ücretinin 732,48 TL olduğu gözetilip, uzman bilirkişiye bu ücretin esas alındığı maddi zarar hesabı yaptırılarak oluşacak sonuca göre bir karar vermekten ibarettir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 19/03/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.