8. Hukuk Dairesi Esas No: 2009/5513 Karar No: 2010/2252 Karar Tarihi: 03.05.2010
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2009/5513 Esas 2010/2252 Karar Sayılı İlamı
8. Hukuk Dairesi 2009/5513 E. , 2010/2252 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Katılma alacağı
... ile ... ve ... aralarındaki katılma alacağı davasının kabulüne dair Bakırköy 9. Aile Mahkemesinden verilen 07.11.2007 gün ve 24/122 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili ile davalı ... vekili taraflarından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü: K A R A R
Davacı ... vekili, dava konusu 1871 ada 20 parseldeki 6 nolu bağımsız bölümün evlilik birliği içinde satın alınarak davalı eş ... adına tescil edildiğini, adı geçen davalının vekil edeninin katılma alacağını azaltmak için söz konusu daireyi muvazaalı olarak diğer davalı ...’a devrettiğini ileri sürerek öncelikle muvazaalı olarak yapılan satışın iptaline, bu isteklerinin yerinde görülmemesi durumunda evin bedelinin yarısının kanuni faizi ile birlikte davalı ...’dan alınarak vekil edenine verilmesine karar verilmesini istemiştir. Davalılar ... ve ... vekilleri ayrı ayrı verdikleri cevap dilekçelerinde, davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, iptal ve tescile yönelik dava hakkında karar verilmesine mahal olmadığına, katkı payına ilişkin davanın ise kabulü ile 54.000 TL’nin dava tarihinden itibaren kanuni faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı ... vekili ile davalılardan ... vekili tarafından ayrı ayrı temyiz edilmiştir. Dava, mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak hakkını azaltmak, karşılıksız bırakmak amacıyla muvazaalı olarak davalı ... tarafından diğer davalı ...’e yapılan tapu devrinin iptaline, bu isteğin yerinde görülmemesi durumunda taşınmazın değerinin yarısının davalı ...’den tahsiline ilişkindir. Mahkemece, davacının muvazaaya dayanarak açtığı ilk istek hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Davacı kadının, mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak hakkını güvence altına almak amacıyla muvazaaya dayanarak iptal ve tescil davası açmakta hukuki yararı vardır. Bu tür davanın genel hükümlere göre her zaman açılması mümkündür. Mahkemece, iddia ve savunma çerçevesinde toplanacak taraf delillerine göre bu isteğin esası hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi gerekirken yanlışa düşülerek “karar verilmesine mahal olmadığına” şeklinde hüküm kurulması doğru değildir. Öte yandan davacı, muvazaalı satış nedeniyle taşınmaza ait tapu kaydının iptalini istemiş, ancak kimin adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesi gerektiğini belirtmemiştir. Kaydı iptal edilecek bir taşınmaz boşlukta kalır. Bu bakımdan HUMK.nun 230 ve devamı maddeleri gereğince davacı vekili isticvaba davet edilerek bu hususun açıklığa kavuşturulması gerekir. Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin yerinde görülen temyiz itirazının kabulüyle usul ve kanuna aykırı bulunan hükmün açıklanan bu bölümünün HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma nedenine göre katılma alacağı ile diğer hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına, istekleri halinde 729,00 TL peşin harcın temyiz eden davacıya ve 544,00 TL peşin harcın da temyiz eden davalıya iadesine 03.05.2010 tarihinde oybirliği ile karar verildi..