11. Hukuk Dairesi 2016/8381 E. , 2017/7012 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada...2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 15/12/2015 tarih ve 2013/647-2015/616 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 05.12.2017 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davacı vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davacı tarafından davalı hakkında 14/05/2013 tarihli sözleşme gereğince ödenmeyen alacağın tahsili için ilamsız takip yapıldığını, takibe konu alacağın 127.723.00 TL"lik kısmına itiraz edildiğini, sözleşme veya imzaya itiraz olmadığını, davalının sözleşme gereğince peşin ödemesi gereken 50.000,00 TL"yi ödediğini geriye kalan 150.000,00 TL"nin ise ödemediğini ileri sürerek, icra takibine yapılan itirazın iptaline, davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesi talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, icra takibine konu olan miktardan 50.000,00 TL için haksız icra takibi yapıldığının dava dilekçesinden de anlaşıldığını, sözleşmede düzenlenen ek 1 de gösterilen borçların tamamının davalı tarafından ödendiğini, kalan 150.000,00 TL borcun bir kısmının davacının rızasıyla kardeşine ve gösterdiği diğer kişilere ödendiğini, devir öncesi döneme ilişkin borçların karşılandığını, böylece icra dosyasında itiraz edilmeyip yapılan ödeme sonrasında davacıya dava konusu sözleşme uyarınca herhangi bir borcun kalmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davalı tarafından 14/05/2013 tarihli sözleşme dışında ödeme yapıldığı, bu ödemelerin davacıdan devir alınan şirketin devirden önceki borçları olması nedeniyle, borçlu davalının yaptığı bu ödemeleri Borçlar Kanunu 139 maddesi hükmü gereği takip konusu alacaktan mahsup edilmesini talep etme hakkı olduğu, bilirkişi raporunda belirtildiği üzere davalının davacıya borcunu ödediği gerekçesiyle, davanın reddine, davalı yararına tazminat takdirine yer olmadığına karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının davacı vekilinin ise aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2- Dava, limited şirket hisse devir sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali istemine ilişkindir. Dava konusu 14/05/2013 tarihli sözleşme uyarınca ... Geri Dönüşüm Kağıt Petrol Ürünleri Hurda Plastik Kauçuk Nak. ve Tic. Ltd. Şti. hisselerinin davalıya devrinin yapılacağı, sözleşmenin 2. maddesiyle de davalının toplam 415.000,00 TL ödeme yapacağı, 215.000,00 TL"nin sözleşmeye ekli listede gösterilen şirket eski borçlarının karşılanmasıyla kalan 200.000,00 TL"nin de davacı ...’ye verilerek ödeneceği kararlaştırılmış, devirden önce olan ve sözleşmenin ekindeki listede yer almayan şirkete ait başka borçların çıkması halinde bu borçların davacı tarafından ödeneceği kabul edilmiştir. Dosyada bulunan Ticaret Sicil Gazetesinden ... Geri Dönüşüm Kağıt Petrol Ürünleri Hurda Plastik Kauçuk Nak. ve Tic. Ltd. Şti"nin 14/05/2013 tarihli ortaklar kurulu kararı ile şirket hissedarlarının hisselerini davalıya devretmeleriyle şirketin tek ortaklı limited şirket haline geldiğinin tescil ve ilanına karar verildiği, dolayısıyla hisse devirlerinin gerçekleşmiş olması sebebiyle davacının sözleşmeye dayalı bu edimini yerine getirdiği anlaşılmaktadır. Davalı tarafça da bir kısım ödemelere ait belgeler ibraz edilmiş, dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış, bilirkişi raporuna istinaden yapılan ödemelerle davalının borcunun kalmadığı kabul edilerek davanın reddine karar verilmiştir.
Oysa taraflarca düzenlenen sözleşmede 200.000 TL"nin davacıya ödeneceği kararlaştırılmış olup, davacı tarafından 150.000 TL için dava açılmıştır.
Muhasebeci bilirkişi tarafından düzenlenen raporda dava konusu miktarın davalı tarafından davacı adına 3. Kişilere ödendiği davalının borcunun kalmadığı mütaala edilmiş ise de, ödeme yapılan bu kişilerin davacının yetkili temsilcisi olduğuna dair bir belge bulunmadığı gibi ödemelerin bu kişilere yapılması hususunda davacı tarafından yetki ve icazet verildiğine dair bir bilgi de bulunmamaktadır. Yine yapılan bu ödemeler dava konusu sözleşmeye ekli borç listesinde de görülmemektedir. Borçlu borcunu alacaklıya veya yetkili temsilcisine ödeyerek borcundan kurtulabilir. Başka kimseye yaptığı ifa borçluyu kurtarmaz.
Bu halde dava konusu alacakla ilgili, borçlunun 3. Kişi ve kurumlara yaptığı ödemelerin, sözleşme kapsamında olup olmadığı, davacının bu ödemelere yetki ve icazet verip vermediği, sözleşme hükümleri, tarafların iddia ve savunmaları ile davacının bilirkişi raporuna itirazları değerlendirilmek, denetime elverişli bilirkişi raporu alınmak suretiyle karar verilmesi gerekirken yetersiz bilirkişi raporuna istinaden ve eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının davacı vekilinin ise diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, takdir olunan 1.480,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, aşağıda yazılı bakiye 2,20 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, 07/12/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.