Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2009/4-360
Karar No: 2009/423
Karar Tarihi: 14.10.2009

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2009/4-360 Esas 2009/423 Karar Sayılı İlamı

Hukuk Genel Kurulu         2009/4-360 E.  ,  2009/423 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Yargıtay 4.Hukuk Dairesi
    TARİHİ : 27.01.2009
    NUMARASI : 2008/31 E-2009/30 K.

    Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan incelemesi sonucunda ilk derece mahkemesi sıfatıyla Yargıtay 4.Hukuk Dairesince ;
    “Davacılar vekili dava dilekçesinde dava dışı Avukat H. B..’in Ankara Barosunun 58.Olağan Genel Kurulunda Baro Başkan adayı olarak yaptığı konuşmada HSYK’na, Yargıtay’a ve CTE Genel Müdür’üne hakaret ettiği iddiası ile açılan Ankara 8.Ağır Ceza Mahkemesinin 2005/276 Esas sayılı davanın 09.11.2005 tarihli duruşmasında mahkeme başkanı olan davalının sanık müdafileri olan davacılara “terbiyesizlik etmeyin” diye hakaret ettiği, sözlerin tutanağa geçirilmesini isteyince davalının gerçeği çarpıtacak şekilde tutanağa geçirmesi nedeniyle davacıların kişilik haklarına saldırıda bulunulduğunu belirterek her bir davacı için 200,00 YTL’den toplam 4.000,00 YTL manevi tazminat isteminde bulunmuştur,
    Davalı cevap dilekçesinde, sanık Hüseyin Biçen vekili olan davacıların duruşmada konuşmaya, bağırıp çağırmaya, mahkeme başkanı olan kendisinin sözünü kesmeye başladıklarını, birçok kez uyarmasına rağmen aynı davranışı sergilemeye devam ettiklerini, Cumhuriyet Savcısının bir konuda görüşünü sorarken davacıların koro şeklinde “biz de duymak istiyoruz, yüksek sesle konuşun” sözlerine “ben artık yaşlandım, sesim bu kadar çıkıyor.” sözüne karşılık sol önde oturan bir avukatın bağırarak ve rencide edecek şekilde “ bağırırken sesiniz çıkıyor ama demesi üzerine duruşma disiplininin bozulduğunu, bu sözü söyleyen sanık müdafiine yaptığını doğru bulmadığını ifade eden “edepsizlik etmeyin” biçiminde uyardığını, bu sözü tek bir avukata söylediğini, 5271 sayılı Ceza Yargılaması Yasası’nın 192 ve 203.maddesine göre duruşma düzenini mahkeme başkanının sağlaması gerektiğini bu amaçla tartışmayı sürdüren avukata yasanın verdiği yetkiyi kullanarak uyarıda bulunduğunu, asıl hakarete uğrayanın kendisi olduğunu ileri sürerek, BK’nun 44.maddesi uyarınca davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
    Dava konusu olay nedeniyle sanık müdafisi olan davacıların isteği ile mahkeme başkanı olan davalı tarafından Ankara 8.Ağır Ceza Mahkemesinin 2005/276 Esas Sayılı dosyanın 09.11.2005 tarihli duruşma tutanağına “bu arada mahkeme başkanı soruşturmanın genişletilmesi, sanık vekillerinin istemi konusunda Cumhuriyet Savcısından görüş sorulduğu sırada toplu halde laf attılar, daha sonra sesimin duyulmadığını söylediler. Ben oturmaları konusunda yüksek sesle bağırınca “bağırırken sesiniz çıkıyor ama” şeklinde konuştular. Kendilerine “edepsizlik yapmamalarını” söyledim. “şeklinde geçirilmiştir.
    Davacılar konuşmaların aynen tutanağa geçirilmediği, gerçeği çarpıtacak şekilde tutanak düzenlendiği iddiası ile 09.11.2005 tarihli tutanağı düzenlemişler ve tutanakla mahkeme başkanı olan davalının Cumhuriyet Savcısı ile konuşmasını duyamadıklarını bu nedenle tepki verdiklerini, davalının da sesinin bu kadar çıktığını belirtmesi üzerine, sanık müdafilerinden birinin “şimdi bağırıyorsunuz, sesiniz çıkıyor“ sözü üzerine “otur yerine” diye hitap ettiği, avukatların davalıya bu şekilde konuşamayacağı yönünde tepki verdikleri, konuşmaların tutanağa geçirilmesini isteyince davalının “edepsizlik etmeyin” diye söylediğini belirlemişlerdir.
    Hakimlerin hakimlik görevini yaparken “Yargısal Faaliyetleri” nedeniyle zarar meydana geldiği iddiası ile HUMK.nun 573.maddesinde sayılan durumlarda, 573-576.maddelerindeki hükümlere göre tazminat davası açılabileceği düzenleme altına alınmıştır. Eldeki dava HUMK.nun 573/4.maddesinde belirtilen “yargılama tutanakları ile kararların tağyir ve tahrif edilmiş ve söylenmeyen bir sözün hüküm ve kararı etkileyecek şekilde söylenmiş gibi gösterilmiş olması” hükmüne dayandırılmıştır.
    Bu madde hükmü ve davalının vermiş olduğu karar birlikte değerlendirildiğinde, davalının sorumluluğunu gerektirecek şekilde tutanak düzenleme durumu yoktur. Davalı, davacıların ısrarı üzerine duruşma sırasında söylediği “edepsizlik etmeyin” sözünü tutanağa geçirmiş olup, dava dışı baro başkan adayının hakaret suçundan yargılandığı davayı etkileyecek ve aleyhine hüküm verilmesini gerektirecek bir durum değildir. 5271 sayılı Ceza Muhakemeleri Kanunu’nun 203.maddesine göre duruşma disiplini ve düzeni mahkeme başkanı veya hakimi tarafından sağlanır. Baro Başkan adayı olan avukatın konuşma sırasında sarf ettiği sözler nedeniyle hakaret suçundan yargılamasının yapıldığı davada sanığı 50 civarında avukatın savunduğu ve duruşmada rasgele konuşmaların olması nedeniyle mahkeme başkanının savcı ile konuşmalarının duyulmadığı, mahkeme başkanı olan davalının duruşma disiplinini sağlamaya çalıştığı, ancak müdafi avukatlarının sayısının fazla olması nedeniyle karşılıklı bir diyaloğa girildiği”bağırınca sesiniz çıkıyor” sözü üzerine davalının “edepsizlik etmeyin” diye davacı avukatları uyardığı anlaşılmaktadır. Davalının sözleri davacılara hakaret amaçlı olmayıp duruşmanın disiplinini sağlamaya yönelik olduğundan davacıların kişilik haklarına saldırı teşkil ettiğinden de bahsedilemez.
    Davalının HUMK.nun 573.maddesinde belirtilen kurallara aykırı davranışları yoktur. Öyleyse davanın reddi gerekir.
    H Ü K Ü M : Yukarıda yazılı bulunan gerekçelerle;
    1-HUMK.nun 573.maddesindeki koşullar oluşmadığından davalının duruşmanın inzibatını sağlamak amacıyla söylediği sözün hakaret oluşturmadığı kanısına varıldığından davanın REDDİNE,
    2-Vekaletname ibraz etmeyen davacı M. E.. ve F. K.. yönünden karar verilmesine yer olmadığına,
    3-Aynı yasanın 576.maddesinde belirtildiği şekilde davacı M. E.. ve F. K.. dışındaki her bir davacıdan 250,00 lira olmak üzere toplam 4.500.00 lira tazminatın davacılardan alınarak davalıya verilmesine,
    4-HUMK.nun 576/2.maddesi gereğince davacı M. E.. ve F. K.. dışındaki her bir davacıdan 500,00 lira olmak üzere toplam 9.000,00 lira idari para cezasının davacılardan alınarak hazineye gelir kaydedilmesine,
    5-Davacılar aleyhine hükmedilen tazminat miktarı için 243,00 lira nisbi ilam harcı ile davanın reddi dolayısıyla alınması gereken 15,60 lira red karar harcı olmak üzere toplam 258,60 lira harçtan peşin alınan 54,00 lirasının mahsubu ile geri kalan 204,60 liranın davacılardan alınıp hazineye gelir kaydedilmesine,
    6-Davalı için takdir olunan ret edilen dava yönünden 1.250,00 lira avukatlık ücretinin davacı M.E.. ve F. K.. dışındaki davacılardan alınıp davalıya verilmesine,
    7-Davacılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına” dair oybirliği ile verilen 27.01.2009 gün ve 2008/31-2009/30 sayılı kararın davacılar vekilince temyiz edilmesi üzerine kararın süresinde temyiz edildiğinin anlaşılmasından ve dosyadaki tüm kağıtların okunmasından sonra gereği düşünüldü:

                             HUKUK GENEL KURULU KARARI

    Yargıtay 4.Hukuk Dairesinin hükmüne yönelik temyiz dilekçesi incelendi:
    Dava, manevi tazminat istemine ilişkin olup, müddeabbihi her bir davacı için 200 TL den ibarettir.
    21.07.2004 gün ve 25529 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak, öngördüğü istisnalar dışındaki hükümleri yayım tarihinde yürürlüğe giren, 14.07.2004 tarih ve 5219 sayılı “Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun”; yürürlük tarihinden sonra Yerel Mahkemelerce verilen hükümler yönünden 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 427.maddesindeki temyiz (kesinlik) sınırını bir milyar TL. olarak değiştirmiştir.
    5219 ve 5236 sayılı Kanunlara göre katsayı artışı uygulanarak bu sınırlar 2009 yılı için temyiz (kesinlik) yönünden 1.400,00 TL olarak belirlenmiştir.
    Eldeki davada, temyiz istemine konu kararın verildiği 27.01.2009 tarihinde, 5219 ve 5236 Sayılı Kanunlar gereği temyiz (kesinlik) sınırını 1.400,00 TL olarak değiştiren hüküm yürürlükte bulunduğuna ve müddeabbih her davacı için 200 TL olup, bu sınırın altında kalmakla kesin  olduğuna göre, anılan karara karşı temyiz yoluna gidilmesi, miktar itibariyle mümkün değildir.
    Hal böyle olunca, davacılar vekilinin temyiz dilekçesinin reddi gerekir.
    S O N U Ç : Yukarıda açıklanan nedenle davacılar vekilinin temyiz dilekçesinin REDDİNE, istek halinde temyiz peşin harcının iadesine, 14.10.2009 gününde oybirliği ile karar verildi.

      

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi