Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2015/15388 Esas 2018/3300 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/15388
Karar No: 2018/3300
Karar Tarihi: 27.03.2018

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2015/15388 Esas 2018/3300 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2015/15388 E.  ,  2018/3300 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ:Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü
    -K A R A R-
    Davacı alacaklı vekili, davalı borçlu ... hakkında takip başlatıldığını, borçlunun alacağı karşılayacak mal varlığı bulunmadığı ve haklarındaki takipleri sonuçsuz bırakmak için dava konusu ... plakalı aracını 15.11.2011 tarihinde davalı ..."a onunda 26.05.2012 tarihinde davalı ..."a devrettiğini, bu devirlere ilişkin tasarrufların iptaline karar verilmesini istemiştir.Davalı ... ve ... vekilleri ayrı ayrı verdikleri cevep dilekçelerinde, haksız açılan davanın reddi gerektiğini savunmuşlardır.
    Davalı ..., duruşmalara katılmamış ve cevap dilekçesi sunmamıştır.Mahkemece, borç kaynağı çekin 30.11.2011 tarihli olduğu, tasarrufun ise bu tarihten önce 15.11.2011 tarihinde yapıldığı, tarafların borcun önceden doğduğuna ilişkin delili sunmadıklarından bahisle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava, İİK"nun 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali davasına ilişkindir.İcra ve İflas Kanunu"nun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun aciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır.Bu davaların görülebilmesi için, diğer dava koşullarının yanında tasarrufun iptali istenilen işlemin borcun doğumundan sonra gerçekleşmiş olması gerekmektedir.Öte yandan ticari yaşamda çeklerin vadeli ödeme aracı olarak da bilinen bir gerçektir.Somut olayda, dava dayanığı takibe konu çek 30.11.2011 tarihli olmakla birlikte, mahkeme gerekçesinin aksine, davacı alacaklı bu bononun borçlu ile süre gelen ticari ilişki nedeni ile verildiğini muhasebe kayıtlarına 18.02.2011 tarihinde girdiğini, çek giriş bodrosu kayıtları ile belgelemiştir.Bu durumda, borcun doğumu 15.11.2011 tarihli tasarruftan önce olduğunun kabulü gerekir. O halde, mahkemece işin esasına girilerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.2-Kabule göre ise, dava ön koşul yokluğundan red edildiğine göre Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 7/2.maddesine göre maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken nisbi vekalet ücretine hükmedilmesi de isabetsiz olmuştur.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile sair yönler incelenmeksizin hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 27.03.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.






    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.