1. Hukuk Dairesi 2020/958 E. , 2021/2102 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece feragat nedeniyle davanın reddine ilişkin verilen karar davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."nün raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Davacı, dava dışı Yusuf Ağca’dan borç aldığını, teminat amacıyla bir kısım taşınmazının da devredildiğini, borcunu ödemek istediğinde fazladan borç yükletildiğini, taşınmazlarının ise davalı ...’ye devredildiğini, davalı ...’nin abisi davalı ... ile birlikte sürekli telefonlarla arayarak evine ve ailesinin hayatına kast edecek şekilde tehdit etmeye başladıklarını ileri sürerek tapu kayıtlarının iptali ile adına tescile karar verilmesini istemiştir.
Davalılar, iddiaların doğru olmadığını, taşınmazların bedeli ödenerek satın alındığını belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
Davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar, davalılar vekilinin istinaf başvurusu üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince esastan reddedilmiş, davalılar vekilinin temyizi üzerine Dairece “...Ne var ki, temyiz aşamasında davacı ..., kimlik tespiti yapılmak suretiyle verdiği 11.10.2019 tarihli dilekçesi ile davadan feragat ettiğini bildirmiştir. Davacının davadan feragata ilişkin beyanının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 307 ve 311 maddeleri uyarınca sonuç doğurucu nitelikte olduğu anlaşılmakla; Hukuk Genel Kurulu"nun 21.11.1981 gün ve 1981/2-551 sayılı kararı uyarınca, hükümden sonra ortaya çıkan ve temyiz incelemesine engel oluşturan davadan feragat bakımından hüküm verme yetkisi hükmü veren mahkemeye ait olduğu anlaşılmıştır...” gerekçesiyle bozulmuş, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda mahkemece feragat nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.
Somut olayda davacı, 11.10.2019 tarihli dilekçesi ile davasından feragat etmiş, mahkemece feragat nedeniyle davanın reddine karar verilmiş ise de, bozma sonrası yapılan yargılamada davacı davalıların iradesini sakatladığını, feragat dilekçesinin işleme alınmaması gerektiğini, bu hususta tanık ve diğer delillerinin değerlendirilmesini istemiş olup, temyiz dilekçesinde de feragatin gerçek iradesini yansıtmadığını, davanın reddine dair verilen kararın bozulmasını istemiştir.
Bilindiği üzere, davacının davasından feragat etmesi ile dava konusu uyuşmazlık sona erer, kesin hükmün hukuksal sonuçları doğar (HMK m.311.). Bu nedenle mahkeme henüz feragat nedeniyle davanın reddine karar vermemiş olsa bile davacı feragatten dönemez (rücu edemez) başka bir ifadeyle davacı, feragat beyanı ile bağlıdır.
Ancak, feragatle ortaya çıkan sonucun iradeyi bozan bir halin varlığına dayandığı (HMK m.311) kanıtlanırsa, doğurduğu netice bakımından iradesi fesada uğrayan kimseye talep hakkı bahşedeceğinden kuşku yoktur.
Feragate ilişkin irade açıklanmasının gerçeği yansıtmadığının bildirilmesi halinde, bu halin ya aynı dava içerisinde HMK"nin 163. maddesine göre ön sorun (hadise) şeklinde ya da ayrı bir dava olarak incelenmesi olanaklı ve gereklidir.
Hâl böyle olunca; mahkemece, feragatin hata, aldatma ve korkutmadan kaynaklandığı iddiasının hadise şeklinde (6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 162. ve 163. maddeleri-önsorun) aynı dava içerisinde her türlü delille ispatının mümkün olduğu gözetilerek, tanıkların dinlenmesi, delil olarak sunulan ceza dosyalarının incelenmesi ve bu yöndeki tüm taraf delillerinin toplanması ile hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi için hüküm bozulmalıdır.
Davacı tarafın bu yönlere değinen temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 07/04/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.