10. Hukuk Dairesi Esas No: 2015/23360 Karar No: 2018/418 Karar Tarihi: 25.01.2018
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2015/23360 Esas 2018/418 Karar Sayılı İlamı
10. Hukuk Dairesi 2015/23360 E. , 2018/418 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, ilâmında belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmün, davalılardan ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. 5510 sayılı Kanunun 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 21. maddesindeki; “ ...İş kazası, meslek hastalığı ve hastalık, üçüncü bir kişinin kusuru nedeniyle meydana gelmişse, sigortalıya ve hak sahiplerine yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değerinin yarısı, zarara sebep olan üçüncü kişilere ve şayet kusuru varsa bunları çalıştıranlara rücû edilir.” düzenlemesi getirilmiş ise de, söz konusu düzenlemenin, anılan Kanun"da, yürürlüğü öncesinde gerçekleşen olaylardan kaynaklanan rücuan tazminat davalarında uygulanmasına imkan veren bir düzenleme bulunmadığı ve genel olarak Yasaların geriye yürümemesi (geçmişe etkili olmaması) kuralı sonucu olarak davanın yasal dayanağının 506 sayılı Yasa"nın 26/2. maddesi olduğu belirgindir. 506 sayılı Kanunun 26/2. maddesine göre, işkazası veya meslek hastalığı 3. bir kişinin kasıt veya kusuru yüzünden olmuşsa, Kurumca bütün sigorta yardımları yapılmakla beraber zarara sebep olan 3. kişilere ve şayet kusuru varsa bunları çalıştıranlara Borçlar Kanunu hükümlerine göre rücu edilir. Anılan madde kast/kusur sorumluluğuna dayanmakta olup, hükme dayanak alınan kusur oran ve aidiyetlerinin maddî olayla uyum içinde olması gerekir. Bunun yanında somut davada ki gibi 3. kişinin kusurlu olduğu trafik iş kazalarında, 3. kişilerin sigortaladığı aracın sigorta şirketinin sorumluluğu da araç sürücüsünün kusuru oranındadır. Somut olayda, mahkemece terditli olarak hazırlanan bilirkişi raporunda ki hangi kusur oranlarının hükme esas alındığının açıkça belirtilmediği gibi, davalı ...’ın zamanaşımı define yönelik talebi kararda tartışılmamış ve hakkında herhangi bir karar verilmemiştir. Ayrıca hükümde belirlenen toplam zarar ve devamında ki masraf kalemleri birbirini tutmamaktadır. Bu sebeple mahkemece yukarıda belirtilen eksiklikler giderildikten sonra, davaya konu kurum zararının her bir kalemi ayrı ayrı belirlenmeli ve karara esas alınan kusur karşılığına göre hüküm oluşturulmalıdır. Mahkemece belirtilen esaslara uygun olmayan yazılı şekilde kurulan hüküm usul ve yasaya aykırıdır ve bozmayı gerektirir. O hâlde, davalılardan ... vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalılardan ..."a iadesine, 25/01/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi