14. Hukuk Dairesi Esas No: 2017/518 Karar No: 2017/9099 Karar Tarihi: 05.12.2017
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2017/518 Esas 2017/9099 Karar Sayılı İlamı
14. Hukuk Dairesi 2017/518 E. , 2017/9099 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ:Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki önalım nedenine dayalı tapu iptali ve tescil davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairemizin 18.10.2016 gün ve 2015/17255 Esas - 2016/8471 Karar sayılı ilamı ile onanmasına karar verilmişti. Süresi içinde davalı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Davacı vekili, dava konusu 12 ada, 1 parsel sayılı taşınmazdaki 02.06.2014 tarihinde davalının satın almış olduğu 1/2 payın, önalım hakkı nedeniyle tapu kaydının iptali ile satış bedeli ve masrafların depo edilmesi karşılığında davacı adına tescilini istemiştir. Davalı vekili, dava konusu taşınmazdaki payın satışından davacının haberdar olduğunu ve payın gerçek satış bedelinin 420.000,00 TL olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, resmi senetteki satış bedeli ve masrafların depo edilmesi sonucu davanın kabulüne karar verilmiştir. Davalı vekilinin temyizi üzerine hükmün, Dairemizin 18.10.2016 gün ve 2015/17255 Esas, 2016/8471 Karar sayılı ilamı ile onanmasına karar verilmiştir.Davalı vekili, karar düzeltme isteminde bulunmuştur. Önalım davasına konu payın ilişkin bulunduğu taşınmaz paydaşlarca özel olarak kendi aralarında taksim edilip her bir paydaş belirli bir kısmı kullanırken bunlardan biri kendisinin kullandığı yeri ve bu yere tekabül eden payı bir üçüncü şahsa satarsa, satıcı zamanında bu yerde hak iddia etmeyen davacının tapuda yapılan satış nedeniyle önalım hakkını kullanması TMK’nın 2. maddesinde yer alan dürüst davranma kuralı ile bağdaşmaz. Kötüniyet iddiası 14.2.1951 tarihli ve 17/1 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca davanın her aşamasında ileri sürülebileceği gibi mahkemece de kendiliğinden nazara alınması gerekir. Bu gibi halde savunmanın genişletilmesi söz konusu değildir. Eylemli paylaşmanın varlığı halinde davanın reddi gerekir. Somut olaya gelince, davalı vekili cevap dilekçesinde dava konusu taşınmazlarda fiili taksim savunmasında bulunmamış ise de, temyiz dilekçesinde fiili taksim savunmasında bulunulduğuna göre bu konuda davalıya delillerini sunması için süre verilmesi, delil bildirildiği takdirde toplanması, varsa davacı delillerinin de toplanarak varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı oluğu şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.Hükmün belirtilen nedenlerle bozulması gerekirken maddi hata nedeniyle onanmasına karar verildiği karar düzeltme isteği üzerine bu defa yapılan inceleme sonucu anlaşıldığından, davalı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 18.10.2016 gün ve 2015/17255 Esas, 2016/8471 Karar sayılı onama ilamı kaldırılarak, yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 18.10.2016 gün ve 2015/17255 Esas, 2016/8471 Karar sayılı onama ilamının KALDIRILMASINA, yerel mahkeme hükmünün yukarıda belirtilen sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde yatırana iadesine, 05.12.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.