
Esas No: 2014/7534
Karar No: 2015/4147
Karar Tarihi: 24.03.2015
Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2014/7534 Esas 2015/4147 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmiştir. Belli günde taraflardan kimse gelmemiş olduğundan incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, müvekkilinin yetkilisi olduğu şirket ile davalı banka arasında akdedilen kredi sözleşmesine müvekkilinin şahsi kefil olduğunu, kredi borcunun ödenmemesi üzerine davalı bankanın icra takipleri yaptığını ve müvekkiline ait taşınmaz satılarak kredi borcunun sona erdiğini, hatta müvekkilinin, satış bedelinin borca mahsubundan sonra davalı bankadan alacaklı hale geldiğini iddia ederek borçlu olmadıklarının tespiti ile fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000,00 TL"lik kısmın istirdadına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevabında, dava dışı şirketle müvekkili banka arasında imzalanan kredi sözleşmesine, davacının kefil olup ve aynı zamanda adına kayıtlı taşınmazı üzerine banka lehine kredinin teminatını teşkil etmek üzere ipotek tesis ettirdiğini, kredi borcunun ödenmemesi üzere girişilen icra takibi sonucu taşınmazın 25.08.2005 tarihinde 1.015,00 TL bedelle banka tarafından satın alındığını, 1.ve 2.derecede kayıtlı ipotek alacaklısına 500.000,00 TL ipotek bedelinin ödendiğini, davacının açtığı ihalenin feshi davası devam ederken davacının teklifi üzerine 25.03.2008 tarihli protokol yapıldığını ancak davacı borçlunun verilen ek sürelere rağmen üzerine düşen edimini yerine getirmediğini, bu nedenle protokolün hükümsüz kaldığını, davacının bankaya olan borcunun devam ettiğini, borçla ilişkilendirilemeyen taşınmaz ilişkisinden dolayı bankadan alacak talebinde bulunmasının hukuken mümkün olmadığını, protokol şartlarının borçlu davacı tarafından yerine getirilmediğinden bozulduğunu, taşınmaz bedelinin banka alacağından mahsup edildiğini ve banka alacağının devam ettiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, davalı bankanın kredi sözleşmesinin kefili olan davacıdan dava tarihi itibariyle 23.361.665,86 TL alacaklı olduğu, taraflar arasında düzenlenen borç tasfiyesi ve gayrimenkul devrine ilişkin 25.03.2008 tarihli protokolün sonradan yapılan süre uzatımlarına rağmen davacı tarafından yerine getirilmediği, sözkonusu protokolün taşınmaz mülkiyetini devir borcu içerdiği, HMK."nun 706.maddesi gereğince kanunun aradığı geçerlilik şartına uymayan taşınmaz satışına ilişkin sözleşmelerin geçersiz olduğu taraflar yönünden bağlayıcı olmayacağı, bu nedenle protokole dayalı hak talebinin sözkonusu olamayacağı gibi aksinin kabulü halinde dahi protokol şartlarının davacı tarafından yerine getirilmediği, ödeme süresi olan 31.05.2008 tarihi banka tarafından 31.03.2010 tarihine kadar uzatılmasına karşın davacının borcu ifa etmediği, satılan taşınmazın bedeli kredi borcuna mahsup edilmesine rağmen davacının bankaya olan borcunun devam ettiği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 24.03.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.