21. Hukuk Dairesi 2014/8996 E. , 2015/5678 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde geçen ve Kuruma bildirilmeyen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalılardan Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
Dava, davacının 1986-1987, 1987-1988, 1988-1989, 1989-1990, 1992-1993 sezonlarında davalı ... Başkanlığına ait iş yerinde geçen ve Kuruma bildirilmeyen sigortalı çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davacının davasının kabulü ile, davacı ..."un ... Spor Kulübü Başkanlığında 1986-1987, 1987-1988, 1988-1989, 1989-1990, 1992-1993 sezonlarında çalıştığının tespitine karar verilmiştir.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa"nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa"nın 86/9. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de, davanın niteliğinin kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay"ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir.
Bu tür davalarda öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin işveren tarafından verilip verilmediği yöntemince araştırılmalıdır. Bu koşul oluşmuşsa işyerinin gerçekten var olup olmadığı kanun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmeli daha sonra çalışma olgusunun varlığı özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır.
Çalışma olusu her türlü delille ispat kazanabilirse de çalışmanın konusu niteliği başlangıç ve bitiş tarihleri hususlarında tanık sözleri değerlendirilmeli, dinlenen tanıkların davacı ile aynı dönemlerde işyerinde çalışmış ve işverenin resmi kayıtlara geçmiş bordro tanıkları yada komşu işverenlerin aynı nitelikte işi yapan ve bordrolarına resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlardan seçilmesine özen gösterilmelidir. Bu tanıkların ifadeleri ile çalışma olgusu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmelidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555- 3.11.2004 gün 2004/21- 480-579 sayılı kararları da bu doğrultudadır.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; 11/08/1986 varide tarihli işe giriş bildirgesi ile davacının 05/08/1986 tarihinde ...spora ait 1885 sicil numaralı işyerinde çalışmaya başladığının Kuruma bildirildiği, 09/11/1987 varide tarihli işe giriş bildirgesi ile davacının 12/10/1987 tarihinde ... Köy Hizmetleri İl Müdürlüğüne ait 6775 sicil numaralı işyerinde çalışmaya başladığının Kuruma bildirildiği, 23/10/1989 varide tarihli işe giriş bildirgesi ile davacının 15/10/1989 tarihinde ...spora ait 1885 sicil numaralı işyerinde çalışmaya başladığının Kuruma bildirildiği, 1985/3. dönemden 21/06/1986 tarihine 4484 sicil numaralı ve ... A.Ş. ünvanlı işyerinden 1985/3. dönemde 69 gün, 1986/1. dönemde 100 gün, 1986/2. dönemde 50 gün, 1987/3. dönemde 74 gün ... Köy Hizmetleri İl Müdürlüğüne ait 6775 sicil numaralı işyerinden, 15/08/1990-15/07/1992 arasında 384 sicil numaralı işyerinden 1990/2. dönemde 30 gün, 1990/3. dönemde 120 gün, 1991/1. dönemde 115 gün, 1991/3. dönemde 120 gün, 1992/1. dönemde 116 gün, 1992/3. dönemde 60 gün hizmet bildiriminin yapıldığı, davacının ...spora ait 1885 sicil numaralı işyerinden yapılan hizmet bildiriminin bulunmadığı, tanık beyanlarının alındığı, davacı ile davalı ... arasında 02/07/1986-30/05/1988, 21/07/1988-31/05/1990, 14/08/1992- 31/05/1993, 15/08/1993-31/05/1994 tarihleri arasındaki dönemi kapsayan sözleşmeler imzalandığı anlaşılmaktadır.
Yapılacak iş, davacının askerlik tarihlerini tespit etmek, dava konusu ettiği dönemde dava dışı işyerlerinden bildirimlerinin yapıldığı anlaşıldığından bu işyerleri ile davalı işyeri arasında organik bağ bulunup bulunmadığını belirlemek, organik bağ durumuna ve davacı ile davalı işveren arasında imzalanan sözleşme tarihlerine göre davacının hiç bildirimi yapılmayan dönemler yönünden hak düşürücü süreyi değerlendirmek, sonuç itibariyle davacının bildirilmesi gereken hizmet süresinin tespit edilmesi halinde dava dışı işyerlerinden yapılan bildirimleri ile davalı işverenle imzaladığı sözleşmelerin tarihlerine göre davacının giriş ve çıkış tarihlerini net şekilde belirterek infaza kabil şekilde hüküm kurmaktan ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 19/03/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.