16. Hukuk Dairesi 2016/9328 E. , 2017/3092 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : KULLANIM KADASTROSU
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kullanım kadastrosu sırasında ....Mahallesi çalışma alanında bulunan 2886 parsel sayılı 70.235,33 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, kadastro tutanağının beyanlar hanesine, 6831 sayılı Yasa"nın 2/B maddesi uyarınca orman sınırları dışına çıkarıldığı ve krokisinde (A13) ile gösterilen 1.499,12 metrekare yüzölçümündeki bölümün kullanımsız bulunduğu şerhi yazılarak tarla vasfıyla Hazine adına tespit edilmiştir. Davacı ..., taşınmazın bu bölümünün kendi kullanımında olduğu iddiasına dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli taşınmazın dava konusu edilmeyen diğer kısımları yönünden kullanıcı ve muhdesat şerhlerinin aynen korunarak, tarla vasfıyla ve 70.235,33 metrekare yüzölçümü ile Hazine adına tapuya tesciline, tapu kaydının beyanlar hanesine, taşınmazın 6831 sayılı Yasa"nın 2/B maddesi uyarınca orman sınırları dışına çıkartıldığı ve taşınmazın fen bilirkişi tarafından düzenlenen 08.02.2016 tarihli rapor ve eki harita (A13) ile gösterilen bölüm içinde kalan ve (A13/1) ile gösterilen 1.072,75 metrekare yüzölçümündeki bölümün ..."nun fiili kullanımında bulunduğu, aynı rapor ve eki haritada (A13/2) ile gösterilen 426,37 metrekare yüzölçümündeki bölümün kullanımsız olduğu şerhinin yazılmasına karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, taşınmazın (A/13/1) ile gösterilen 1.072,75 metrekare yüzölçümündeki bölümünün davacı tarafın fiili kullanımında bulunduğu kabul edilmek suretiyle hüküm kurulmuş ise de yapılan inceleme ve araştırma hüküm kurmak için yeterli değildir. Dava, kullanım kadastrosuna itiraza ilişkindir. 3402 sayılı Yasa"nın, 5831 sayılı Yasa ile eklenen Ek-4. maddesi ile 6831 sayılı Yasa"nın 2. maddesinin (B) bendine göre orman kadastro komisyonlarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerlerin, fiili kullanım durumları dikkate alınmak ve varsa üzerindeki muhdesatın kime veya kimlere ait olduğu ve kim veya kimler tarafından ne zamandan beri kullanıldığı, kadastro tutanağının beyanlar hanesinde gösterilmek suretiyle Hazine adına tescil edileceği hükme bağlanmıştır. O nedenle, kullanıcı şerhi verilmesi istemli davalarda, taşınmazın hangi tarihten beri fiilen, ne sebeple, kim tarafından ne sıfatla kullanıldığının belirlenmesi için mahallinde keşif yapılarak yerel bilirkişi ve taraf tanıkları davaya konu taşınmaz başında dinlenmek suretiyle kullanım durumuna ilişkin beyan alınması ve zeminin belirtilen kullanım şekline uygun olup olmadığının belirlenmesi gerekir. Ne var ki; dosya kapsamında taşınmaz başında yapılan keşif sonrası dosyaya ibraz edilen ziraatçi bilirkişi rapor ekinde bulunan fotoğraflar dikkate alındığında taşınmaz bölümü üzerinde bulunan ve davacı tarafça dikildiği iddia edilen ağaçların kullanım kadastrosu tespiti öncesinde dikilip dikilmediği tam olarak anlaşılamamıştır. Sağlıklı sonuca varılabilmesi için taşınmaz başında yerel bilirkişiler, taraf tanıkları, fen ve üç kişilik ziraat bilirkişi kurulu katılımı ile yeniden keşif yapılmalı, yerel bilirkişi ve tanıklardan 3402 sayılı Yasa"ya 5831 sayılı Yasa ile eklenen Ek-4. maddesi uyarınca, çekişmeli taşınmaz bölümünde tespit günü itibariyle kullanım olup olmadığı; varsa fiilen kim veya kimler tarafından, ne zamandan beri, ne şekilde kullanıldığı, etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı bilgi alınmalı, beyanlar arasında aykırılık bulunması halinde çelişki giderilmeye çalışılmalı, üç kişilik ziraat bilirkişi kurulundan taşınmaz üzerinde bulunan ve davacı tarafından dikildiği iddia edilen ağaçların tespit tarihinden sonra taşınmaza taşınıp taşınmadığı belirlenerek taşınmazın niteliği ve bitki örtüsüyle ilgili, fen bilirkişisinden ise keşfi takibe elverişli krokili raporlar alınmalı, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek davacının tespit günü itibariyle taşınmaz bölümü üzerinde fiilen kullanımı bulunup bulunmadığı net olarak saptanmak suretiyle sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece, açıklanan hususlar göz ardı edilerek, eksik inceleme ile yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulüyle hükmün BOZULMASINA, 04.05.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.