19. Hukuk Dairesi 2014/6823 E. , 2015/4124 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı-birleşen dosya davacısı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı-birleşen dosya davacısı vek.Av.....ile davalı şirket temsilcisi .... ve Av...."ın gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan şirket temsilcisi ve avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Asıl dava, taraflar arasındaki Bayilik Sözleşmesi’nin davalı tarafından haksız feshi nedeniyle cezai şart ve kâr kaybı alacağının, birleşen dava ise, Ariyet ve Emanet Sözleşmesi’nin davalı tarafından haksız feshi nedeniyle davacı şirkete ait olan ve ariyeten davalıya bırakılan malların iadesi ile teslim edilmeyen her gün için sözleşme ile kararlaştırılan tazminatın davalıdan tahsili istemine ilişkindir.
Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna göre, asıl dava konusu 29.03.2010 tarihli belgenin 22.maddesinde, sözleşmenin tarafların imza tarihinde yürürlüğe gireceği, ancak Total Fransa Üst Yönetimi onayı alınmadığı takdirde davacının sözleşmeyi feshetme hakkına sahip olduğunun düzenlendiği, 12.05.2010 tarihli sözleşmenin de 29.03.2010 tarihli sözleşmenin eki olduğu, her iki sözleşmede de sadece davalıların imzaları bulunup, davacının imzalamaması nedeniyle 29.03.2010 tarihli belgenin 22.maddesi karşısında davalı imzasının icap niteliğinde olduğu, davacı 22.maddedeki şartın gerçekleştiğini iddia ve ispat edemediğinden anılan sözleşmenin hukuken geçerli olmadığı, ayrıca davacı şirket sözleşmenin 5., davalı şirket ise 2, 3, 4 ve 8.maddelerindeki yükümlülüklerini yerine getirmediğinden, her iki tarafın da sözleşme ile bağlı olduklarının kabul edilemeyeceği, bu suretle davacının asıl dava konusu sözleşme kapsamında cezai şart ve kâr kaybı talep edemeyeceği, birleşen dava konusu tüm malların taraflar arasında imzalanan 01.12.2006 tarihli sözleşmeye istinaden davalı şirkete teslim edilen mallar olmayıp, bir kısmının dava dışı şirket ile akdedilen sözleşme ile dava dışı şirkete teslim edilen mallar olduğu, ancak anılan malların davalı şirket yedinde bulunduğundan iade etmekle yükümlü olduğu, 30.12.2010 tarihli haciz tutanağı ile davacıya teslim edilen mallar yönünden ise davanın konusuz kaldığı, açıklanan nedenlerle aynen iade isteminin kabulüne rağmen, 15.04.2001 tarihli tutanaktaki mallar yönünden taraflar arasında akdedilen bir sözleşme bulunmadığı, diğer mallar yönünden ise, ariyet sözleşmesinin 1-f maddesine göre teslim alma masraflarının davacı şirkete ait olmasına ve davalı tarafından malları teslim alması için davacıya gönderilen ihtarnameye rağmen davacının teslim almaması karşısında davacının cezai talep edemeyeceği gerekçeleriyle asıl davanın reddine, birleşen davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin birleşen davaya yönelik temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Davacı vekilince, davalı tarafın imzasını taşıyan bayilik sözleşmesi dosyaya sunulmuştur. Sözleşme davacı elinde olduğuna ve davalının imzasını taşıdığına göre taraflar arasında sözleşme ilişkisinin kurulduğunun kabulü gerekir. Bu durumda mahkemece, davacı vekilinin sözleşmeden kaynaklanan cezai şart ve kâr mahrumiyeti yönünden araştırma ve inceleme yapılarak, deliller hep birlikte değerlendirilip sonucuna göre bir karar verilmek üzere hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin birleşen davaya yönelik temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davacı yararına takdir edilen 1.100 TL duruşma vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya ödenmesine, peşin harcın istek halinde iadesine, 24.03.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.