11. Ceza Dairesi Esas No: 2017/1264 Karar No: 2017/5672 Karar Tarihi: 18.09.2017
Resmi belgede sahtecilik - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2017/1264 Esas 2017/5672 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Mahkeme, vekil aracılığıyla takip edilen işlerde tebligatın vekile yapılması gerektiğine dair kanuna aykırı olarak sanığın kardeşine tebliğ edilen bir kararın usulsüz olduğunu ve sanığın ilk hükmün kendisine ulaşmadığını beyan etmesi üzerine yapılan incelemede, suçun yasada gerektirdiği cezasının türü ve üst sınırı itibarıyla tabi olduğu 5237 sayılı TCK'nın 66/1-e maddesinde öngörülen 8 yıllık asli dava zamanaşımının, kesici son işlem olan mahkumiyet kararının verildiği tarihten temyiz inceleme tarihine kadar geçtiği anlaşıldı. Bu nedenle sanığın temyiz itirazları yerinde görüldü. Kararın sair yönleri incelenmeyerek BOZULMASINA, ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen, sanık hakkındaki kamu davasının gerçekleşen asli zamanaşımı nedeniyle düşürülmesine karar verildi. Kanun maddeleri: 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 66/1-e maddesi, 5349 sayılı Kanunla değişik 5252 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 9. maddesi, 5271 sayılı CMK'nın 223/8. maddesi, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi ve 1412 sayılı CMUK'un 321. ve 322. maddeleri.
11. Ceza Dairesi 2017/1264 E. , 2017/5672 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Resmi belgede sahtecilik HÜKÜM : Mahkumiyet
7201 sayılı Tebligat Kanunu‘nun 11. maddesinin “vekil vasıtasıyla takip edilen işlerde tebligat vekile yapılır“ hükmüne aykırı olarak yoklukta verilen kararın, 21.12.2006 hakim havale tarihli dilekçe ile vekaletnamesini sunan ve sorgusunda hazır bulunan müdafii yerine, sorgusunda bildirdiği adresinde sanığın kardeşine tebliği usulsüz olup, 04.09.2014 tarihli erteli hapis cezasının aynen infazına dair ek kararın cezaevinde bulunan sanığa 09.09.2014 tarihinde tebliğine müteakip, 10.09.2014 tarihli dilekçesinde, ilk hükmün kendisine ulaşmadığını ve temyiz hakkını kullanamadığını beyan eden sanığın hükmü yasal süresinde temyiz ettiği kabul edilerek yapılan incelemede; 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 7 ve 5349 sayılı Kanunla değişik 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 9. maddeleri hükmü uyarınca; sanığa yüklenen “remi belgede sahtecilik” suçunun yasada gerektirdiği cezasının türü ve üst sınırı itibarıyla tabi olduğu, suç tarihinde yürürlükte bulunan 5237 sayılı TCK’nın 66/1-e maddesinde öngörülen 8 yıllık asli dava zamanaşımının, kesici son işlem olan mahkumiyet kararının verildiği 05.06.2008 tarihinden temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği anlaşılmış, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, sair yönleri incelenmeyen hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen, bu hususta aynı Yasanın 322. maddesindeki yetkiye dayanılarak sanık hakkındaki kamu davasının gerçekleşen asli zamanaşımı nedeniyle 5237 sayılı TCK"nın 66/1-e ve 5271 sayılı CMK"nın 223/8. maddeleri gereğince DÜŞÜRÜLMESİNE, 18.09.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.