Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2010/1548
Karar No: 2010/2189
Karar Tarihi: 29.04.2010

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2010/1548 Esas 2010/2189 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2010/1548 E.  ,  2010/2189 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Tescil

    Davacı-karşı davalı Hazine, birleşen dosya davacıları ... ve müşterekleri ile ... aralarındaki tescil davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair Kızıltepe Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 10.11.2008 gün ve 277/717 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davacı-karşı davalı Hazine vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Davacılar ..., ..., ... ve ... vekili, ayrı ayrı açtığı davalarla, kadastro çalışmaları sırasında taşlık olarak tespit dışı bırakılan dava dilekçelerinde mevkii ve sınırları yazılı bulunan yaklaşık 100 dönüm yüzölçümündeki taşınmaz bölümlerinin imar-ihya ve kazanmayı sağlayan zilyetlik nedenlerine dayanarak vekil edenleri adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiş; birleştirilerek görülen davaların 10.11.2008 tarihli son oturumunda, fen bilirkişilerinin 26.02.2007 tarihli raporlarına ekli krokide A, D ve F harfleri ile gösterilen taşınmazlarla ilgili davalarından feragat ettiklerini bildirmiştir.
    Davalı Hazine vekili, dava konusu taşınmazların Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduklarını, zilyetlik yolu ile kazanılamayacaklarını açıklayarak davanın reddini savunmuş; Kaşıklı Köyü Tüzel Kişiliğine yönelttiği ve mahkeme tarafından fiilî ve hukukî irtibat nedeniyle birleştirilerek görülen dava ile de, Hazine adına tescil talep etmiştir.
    Davalı köy tüzel kişiliği temsilcisi, katıldığı yargılama oturumlarında davanın esasına dair herhangi bir beyanda bulunmamıştır.
    Mahkemece, gerçek kişi davacılar yararına kazanma koşullarının oluştuğu gerekçesi ile davacı ...’ın davasının kabulüne, diğer davacıların davalarının ise kısmen kabulüne, Fen Bilirkişileri ... ve Vahit Hazar tarafından dosyaya sunulan 26.02.2007 tarihli rapora ekli krokide kırmızı kalemle çevrili olarak gösterilen 92.672,64 m2 yüzölçümündeki taşınmazın davacı ..., aynı krokide ( B ) harfi ile gösterilen 60.656,50 m2 yüzölçümündeki taşınmazın davacı ..., ( C ) harfi ile gösterilen 81.099,21 m2 yüzölçümündeki taşınmazın davacı ..., ( E ) harfi ile gösterilen 49.159,08 m2 yüzölçümündeki taşınmazın da davacı ... adına tapuya tesciline, ...dışındaki diğer davacıların fazlaya ilişkin istemlerinin feragat nedeniyle, davacı Hazinenin açtığı davanın da kanıtlanamadığından reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı-karşı davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Mahkeme, her ne kadar yazılı olduğu şekilde karar vermiş ise de; karar, oluşa ve dosya içeriğine uygun bulunmamaktadır. Öncelikle, davacılardan ...’ın 1987, ...’ın ise 1970 doğumlu oldukları dava dilekçelerine ekli vekâletnamelerdeki nüfus kayıt bilgilerinden anlaşılmaktadır. Her iki davacı için de vekilleri, müvekkillerinin dava konusu taşınmazlar üzerinde 30 yıldır zilyet olduklarını, taşınmazların içerisindeki taşları temizleyerek ihya ettiklerini ileri sürerek tescil isteminde bulunmuştur. Davanın açıldığı 2006 yılı itibariyle davacılardan Yusuf 19, Sultan’da 36 yaşındadır. Yusuf’un dava tarihindeki yaşı zilyetlik süresine yetmediği gibi, Sultan’ın da 16 yaşında iken 60 dönümden fazla yüzölçümüne sahip taşınmazın imar-ihyasını bitirerek zilyetliğinin başladığını düşünmek hayatın olağan akışına uygun değildir. Bu davacılara ait dava dilekçelerinde ve keşif sırasında taşınmazlarını başkalarından satın aldıkları veya kendilerine miras yolu ile intikal ettiği ileri sürülmemiş ve bildirilmemiştir. Bu belirlemelere göre davacılardan ... ve ...’ın davalarının reddi ve onların kullanımında olduğu bildirilen taşınmaz bölümleriyle ilgili olarak Hazinenin tescil isteminin değerlendirilmesi gerekmektedir.
    Diğer taşınmaz bölümleriyle ilgili temyiz itirazlarına gelince; tespit dışı kalan bir yerin TMK.nun 713/1 ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14 ve 17. maddeleri hükümlerine göre tapuda tescil edilebilmesi için, tespit dışı bırakılma işleminin yapıldığı tarihten dava tarihine kadar 20 yıldan fazla süre ile anılan maddelerde belirtilen koşullar altında tasarruf edilmesi gerekir. Fen bilirkişileri tarafından sunulan raporda taşınmazların 23.12.1967 tarihinde yapılan çalışmalar sırasında tapulama haricî taşlık alan olarak bırakıldığı ifade edilmiş ise de, taşınmazların tespit dışı bırakılma tarihi ve nedeni Kadastro Müdürlüğünden ayrıca sorulmamıştır. Bu nedenle Kadastro Müdürlüğüne müzekkere yazılarak dava konusu taşınmazların bulunduğu köyde kadastro çalışmalarının başlama, bitiş ve kesinleşme tarihleri ile dava konusu taşınmazların bu çalışmalarda tespit edilen nitelikleri öncelikle sorulup belirlenmelidir.
    Dava konusu taşınmazlar kadastro çalışmaları sırasında taşlık niteliğiyle tespit dışı bırakıldıklarına göre, dava tarihinden geriye doğru 20 yıl önce ne nitelikte kullanıldıklarının, üzerlerinde zilyetlik yoluyla tasarrufta bulunulup bulunulmadığının belirlenmesi gerekir. Bu konuda sağlıklı bir yargıya ulaşmak için tespit dışı bırakılma tarihi olan 23.12.1967 tarihinden sonra dava tarihine göre 20-25 yıl öncesine ait ( 1981-1986 yılları arası ) 1/20.000 veya 1/25.000 ölçekli iki ayrı tarihte çekilmiş stereoskopik çift hava fotoğraflarının dosyada yer almış olması ve bu fotoğrafların stereoskop altında incelenmesi gerekir. Bu inceleme sonucunda arazinin üç boyutlu olarak görülmesi, taşınmazların sınırlarının belirlenmesi ve ekilmeyen bakir alanların net bir biçimde tespitinin yapılabilmesi mümkün olacaktır. (Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Yayınlarından Doç. Dr....’in Toprak Etüd ve Haritalama kitabının 1995 yılı baskısı sh:53 ).
    Hava fotoğraflarından yararlanmanın amacı az önce de açıklandığı gibi, taşınmazların sınırlarının ve üzerlerinde hangi tarihte zilyetlik yoluyla tasarrufta bulunulmaya başlandığının belirlenmesidir. Mahkemece dosya üzerinde bilgisayar ortamında fen memuru bilirkişi tarafından hazırlanan krokinin tek hava fotoğrafı ile çakıştırılması suretiyle inceleme yapılması ve bu inceleme sonunda bir takım görüntülere ulaşılıp taşınmazlara 1984 tarihli hava fotoğrafına göre zilyet edildiğinin söylenmesi yeterli kabul edilemez. Belirtildiği gibi, hava fotoğraflarının stereoskopik olması ve stereoskop aleti altında incelenmesi, taşınmazların üç boyutlu olarak görülmesi ve uygulanan haritaya göre hangi tarihte zilyetliğe başlandığının tespiti gerekir.
    Mahkemece yapılacak iş; izah edildiği gibi, dava tarihine göre 20-25 yıl öncesine ait iki ayrı tarihte çekilmiş stereoskopik çift hava fotoğraflarını usulüne uygun bir biçimde yetkili mercilerden getirtmek ve uzman bilirkişiler marifetiyle mahallinde yapılacak keşfi müteakip taşınmazların yerleri ve hudutları belirlendikten sonra hava fotoğraflarını stereoskop aleti altında inceletmek ve sınırları itibariyle dava tarihinden geriye doğru 20 yıl önce zilyet edilip edilmediklerini belirlemek olmalıdır. Gayrimenkule ilişkin böyle bir davada HUMK.nun 280 ve 365. maddelerine aykırı olarak keşif mahalline gitmeden bilgisayar başında ve dosya üzerinden zilyetlik durumunun belirlenmeye çalışılması doğru olmamıştır.
    Ayrıca dava konusu taşınmazların keşfi izlemeye yarayacak krokilerinin yanında, nitelikleri bakımından açıklayıcı olması için HUMK.nun 366. maddesine göre topoğrafik haritalarının çıkarılması, komşu 798 ve 799 parsellere ait kadastro tutanakları ile varsa kadastro sırasında uygulanan dayanak tapu ve vergi kayıtlarının getirtilerek yerine uygulanması, taşınmazları gösterir fotoğraflarının mahalline götürülecek bilirkişiler marifetiyle elde edildikten sonra hakim tasdikli olarak dosya arasına alınması ve temyiz incelemesinde göz önünde bulundurulması gerekir. Eksik inceleme ile karar verilemez.
    Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı-karşı davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları yerinde bulunduğundan kabulüyle eksik incelemeye dayalı, usul ve yasaya aykırı olan hükmün HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 29.04.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi