11. Ceza Dairesi 2017/1347 E. , 2017/5671 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : Mahkumiyet
Yokluklarında verilen hükümlerin, aynı zamanda MERNİS adresleri de olan sorguları esnasında bildirdikleri adreslerine tebliğ edilen sanıklardan ... yönünden 13.05.2014 ve 20.06.2014 tarihli, sanık ... yönünden ise 30.06.2014 tarihli tebliğ işlemlerinin, “21. Madde muhatap tevziat saatlerinde adreste bulunmadığından, komşusu şifai beyanına göre dışarıda olduğundan ilgili mahalle muhtarına tebliğ edildi, aynı komşusuna haber verilerek 2 no‘lu formul kapısına yapıştırıldı. Komşu imzadan imtina etmiştir.“ şeklinde şerh düşülerek yapıldığı, 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun “Tebliğ imkansızlığı ve tebellüğden imtina” başlıklı 21. maddesi ve muhatabın adreste bulunmaması halinde tebliğ memurunun ne şekilde davranması gerektiğini düzenleyen Tebligat Tüzüğünün 28. maddesinin birinci fıkrasında; “Muhatap veya adına tebliğ yapılabilecek olanlardan hiçbiri gösterilen adreste bulunmazsa, tebliğ memurunun adreste bulunmama sebebini bilmesi muhtemel komşu, yönetici, kapıcı, muhtar, ihtiyar kurulu veya meclisi üyeleri, zabıta amir ve memurlarından tahkik ederek beyanlarını tebliğ tutanağına yazıp altını imzalatması, imzadan çekinmeleri halinde de bu durumu yazarak kendisinin imzalaması gerekir.” hükmünü öngördüğü, somut olayda sanıkların MERNİS adreslerine Tebligat Kanununun 21. maddesi uyarınca yapılan tebligat parçalarında, muhataba haber vermesi gereken komşularının adı ve soyadının tam olarak yazılmaması ve imzasının alınmaması ile ismini vermekten kaçınması halinde bu hususun tebligat parçasında açıkça belirtilmemesi nedeniyle, yapılan tebliğlerin usulsüz olduğunun ve sanıklardan ... yönünden gerekçeli kararın cezaevinde sanığa tebliğ edildiği 16.07.2014 tarihinde, sanık ... yönünden ise 18.07.2014 tarihli temyiz dilekçesi ile karardan haberdar oldukları cihetle, sanıkların öğrenme üzerine temyizlerinin süresinde yapıldığının kabulü ile yapılan incelemede;
1-Sanıklar hakkında müştekiye ait olup İstanbul ilindeki ikametinin önünden çalındıktan sonra suç tarihinde Kocaeli ilinde üzerinde ... sayılı sahte plaka takılı olduğu halde terk edilmiş vaziyette bulunan ... plaka sayılı araca ait gerçek trafik tescil belgesinin, sanıkların birlikte ikamet ettikleri evde kolluk görevlilerince başka bir soruşturma kapsamında yapılan arama işlemi sırasında ele geçirildiğinden bahisle resmi belgede sahtecilik suçundan cezalandırılmaları istemiyle açılan kamu davasında; suç tarihinde yürürlükte bulunan 18.07.1997 tarih ve 23053 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Karayolları Trafik Yönetmeliğinin 30. maddesine göre; tescil plakalarında, işlemi yapan tescil kuruluşu ile plaka basım işlemini gerçekleştiren kuruluşun mühürlerinin bulunmasının, anılan maddede 09.09.2011 gün ve 28049 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan Yönetmeliğin 3. maddesiyle yapılan değişiklikle de bu tarihten itibaren yalnızca tescil kuruluşunun mührünün bulunmasının zorunlu olduğunun hüküm altına alındığı, dosya içerisinde mevcut plakalar üzerinde heyetimizce yapılan gözlemde, suça konu plakalarda Emniyet Genel Müdürlüğüne ait mühür bulunmakla birlikte, suç tarihinde yürürlükte olan mevzuata göre bulunması zorunlu Türkiye Şoförler Odası Federasyonuna ait mühür izlerinin belirgin şekilde bulunmadığının belirlenmesi karşısında, suça konu plakalar henüz resmi belge niteliğini kazanmadığından hukuki sonuç doğurmayacağı cihetle, unsurları oluşmayan suçtan sanıkların beraatlerine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde mahkumiyet hükümleri kurulması,
2-Kabule göre de; 5237 sayılı TCK"nın 53. maddesinin uygulanmasında, Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih ve 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ... ve sanık ... müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca istem gibi BOZULMASINA, 18.09.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.