6. Ceza Dairesi 2018/701 E. , 2020/1816 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Yağma, Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, Kasten yaralama
HÜKÜM : Mahkumiyet
Yerel Mahkemece verilen hüküm sanık ... tarafından duruşmalı olarak da temyiz edilmekle; sanık ... ve savunmanının duruşma gününden usulen haberdar edildiği halde duruşmaya gelmedikleri ve bir mazerette bildirmedikleri anlaşılmakla, sanık ... hakkındaki incelemenin duruşmasız olarak yapılmasına karar verilerek yapılan inceleme sonunda; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:
15.04.2020 gün ve 13100 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 7242 sayılı Kanunun 10. maddesi ile 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesinde yapılan değişikliğin, infaz aşamasında gözetilmesi olanaklı görülmekle;
I- Sanıklar ..., ..., ..., ... hakkında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma ve kasten yaralama suçlarından kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
Ancak;
Suçu birlikte işleyen sanıkların neden oldukları yargılama giderlerinden ayrı ayrı sorumlu tutulmaları yerine 5271 sayılı CMK"nin 326/2. maddesine aykırı biçimde "Eşit tahsiline" biçiminde karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar ..., ..., ... savunmanının, sanık ... ve savunmanının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle isteme aykırı olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK’un 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hüküm fıkrasından yargılama giderlerine ilişkin bölümün çıkartılarak yerine "Sanıklardan neden oldukları toplam 450,42 TL yargılama giderinin sorumlu oldukları oranda ayrı ayrı alınmasına" tümcesinin yazılması suretiyle, diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
II- Sanıklar ..., ..., ..., ... hakkında, yağma suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz itirazlarının incelemesine gelince ;
Diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-Sanıklar ..., ..., ..., ... tarafından, yakınan ...’a karşı birden fazla kişiyle birlikte, gece vakti ve konutta-işyerinde gerçekleştirilen yağma eylemlerine uyan TCK’nin 149/1. maddesinin (c) ve (h) bentlerinin yanı sıra (d) bendi ile de uygulama yapılıp, aynı kanunun 61.maddesine göre temel ceza tayini gerektiğinin düşünülmemesi,
2-Yağma suçu bir kişinin malının cebir, şiddet ve/veya tehdit kullanarak almak suretiyle oluşur. Eylemin basit hali 5237 sayılı TCK’nin 148. maddesi, nitelikli hali ise 149. ve 150. maddelerinde gösterilmiştir.
Aynı Kanunun 168. mddesinde yer alan “Etkin pişmanlık” maddesi sınırlı bir şekilde sayılan suçların işlenmesi halinde uygulanabilmektedir. Yağma suçunda da suçun failinin bizzat pişmanlık göstererek mağdurun zararını aynen geri vermesi veya tazmini suretiyle gidermesi halinde verilecek cezadan belli oranda indirim yapılmasına ilişkin etkin pişmanlık; suçun işlenmesinden sonra pişmanlık duyan sanığın eylem nedeniyle ortaya çıkan kötü sonucu bir ölçüde değiştirerek suçtan önceki hale dönme iradesini dış dünyaya yansıtarak bunun mağdur tarafından da hissedilmesini sağlayan davranışların tamamıdır.
Somut olaya gelince;
Sanık ...’nun Jandarma karakolunda olduğunu adı geçenin kardeşinden öğrenen tanık ...’nin, yardım ve görüşme amacıyla anılan yere geldiğinde sanık ...’nun ‘havuzlu parkta ceketi olduğunu, kendisine getirmesini’ talep etmesi ile tanık ...’nin ceketi olduğu gibi karakola getirdiği, böylece suça konu cep telefonu ve kimliğin yakınana tesliminin sağlandığı olayda;
Sanığın etkin pişmanlık anlamına gelen davranışı doğrudan yansıtmak suretiyle sergilediğinin anlaşılması karşısında; sanıklar hakkında TCK."nin 168. maddesi ile uygulama yapılması gerektiği düşünülmeden, yerinde ve yeterli olmayan gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar ..., ..., ... savunmanının, sanık ... ve savunmanının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle isteme aykırı olarak BOZULMASINA, sanıkların kazanılmış haklarının CMUK"un 326. maddesi uyarınca korunmasına, 10.06.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.