6. Hukuk Dairesi 2015/9169 E. , 2016/401 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Sulh Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Kiralananın tahliyesi
Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı tahliye davasına dair karar, davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Dava, TBK. nun 347. maddesine dayalı kira süresinin bitimi nedeniyle tahliye istemine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı vekili dava dilekçesinde; Davalının 01.03.1999 başlangıç tarihli ve 3 yıl süreli kira sözleşmesi ile davacıya ait taşınmazda kiracı olarak faaliyet gösterdiğini, ilk kira ilişkisinin kurulduğu 01.03.1999 tarihinden itibaren uzama süresi gözetildiğinde TBK."nun 347. maddesinde düzenlenen on yıllık sürenin geçtiğini belirterek süre bitimi nedeniyle tahliyeye karar verilmesini istemiştir. Davalı davanın reddini savunmuştur. Mahkemece; taraflar arasındaki kira sözleşmesinin 01.07.2014 ile 01.07.2015 uzama dönemi için 01.07.2015 tarihinden en az 3 ay önce bildirimde bulunularak bu ihtarname uyarınca işbu davanın ancak 01.07.2015 tarihinden sonra açılabileceği davanın açıldığı tarih itibariyle TBK 347. Maddesinin son cümlesinin henüz uygulanma olanağının bulunmadığı gerekçesiyle ve davanın reddine karar verilmiştir.
6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 347/1.maddesi hükmüne göre konut ve çatılı işyeri kiralarında kiraya veren sözleşme süresinin bitimine dayanarak sözleşmeyi sona erdiremez. Ancak, on yıllık uzama süresi sonunda kiraya veren, bu süreyi izleyen her uzama yılının bitiminde en az üç ay önce bildirimde bulunmak koşuluyla herhangi bir sebep göstermeksizin sözleşmeye son verebilir.
6101 Sayılı Türk Borçlar Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun Geçici 2.maddesi uyarınca, bu Kanunun yürürlüğe girmesinden önce TBK’nun 347.maddesinin birinci fıkrasının son cümlesinde öngörülen kira sözleşmelerinden 10 yıllık uzama süresi dolmamış olmakla birlikte geri kalan süre beş yıldan daha kısa olanlar hakkında yürürlüğe girdiği tarihten itibaren beş yıl, on yıllık uzama süresi dolmuş olanlar hakkında da yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 2 yıl sonra uygulanacağı öngörülmüştür.
6101 Sayılı TBK’nın Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanunun geçici 2. maddesi gereğince TBK’nun 347.maddesi 01.07.2014 tarihinden itibaren uygulanmaya başlanacak olup, TBK 347.madde metninde de görüleceği üzere ihtar ‘’…her uzama yılının bitiminden itibaren en az üç ay önce...’’ yapılmalıdır denilmekle, kanunun düzenlemesinden verilen üç aylık sürenin asgari süre olduğu bildirimin uzama yılının bitimine üç ay kala kiracının elinde olmasının yeterli olduğu anlaşılmaktadır. 6101 Sayılı Yasanın Geçici 2. maddesi ile TBK.347. maddesinde verilen fesih imkanının konut ve çatılı işyeri kiraları sözleşmeleri bakımından bir defaya mahsus olmak üzere ertelenmesinin gerekçesi; TBK.nun 347/1 maddesinin derhal uygulanması sonucunda kiracıların zarara veya mağduriyete uğramalarının ve doğması muhtemel sorunların önlenmesidir. 6101 Sayılı Yasanın geçici 2. maddesinden dava açma için şart olan bildirimin de 01.07.2014 tarihine kadar ertelendiği anlamı çıkarılamaz.
Somut olayda; 01.03.1999 başlangıç tarihli ve 3 yıl süreli kira sözleşmesi uyarınca 09.07.2014 keşide, 18.07.2014 tebliğ tarihli ihtarnamenin son uzama yılı olan 01.03.2014 ile 01.03.2015 tarihine nazaran ihtarın 01.03.2015 tarihinden 3 ay önce keşide edildiği, davanın da süresinde açılmış olduğu anlaşılmakla birlikte, sözleşmenin uzatılmayacağına ilişkin 09.07.2014 keşide 18.07.2014 tebliğ tarihli ihtarnamenin Mesut Yeşilyurt"a şirket yetkilisi olarak tebliğ edildiği anlaşılmaktadır. Davalı tüzel kişiliğe haiz ticari şirket olup Tebligat Yasasının 12 ve 13, Tebligat Tüzüğünün 17 ve 18.maddeleri tüzel kişilere yapılacak tebligat usulünü düzenlemiştir. Anılan madde hükümlerine göre tebligatın tüzel kişinin yetkili temsilcisine yapılması, yetkili temsilcinin herhangi bir sebeple orada bulunmaması veya evrakı bizzat alamayacak bir halde olması durumunda tebliğin tüzel kişinin memur ve müstahdemlerinden birine yapılması gerekir. Tebligat yetkili temsilci yerine kanunda belirtilen sıralı kişilere yapılmışsa, bunun nedenlerinin tebligat mazbatasına açıkça yazılması gerekir. Olayda, ihtarname tebligatı davalı şirket temsilcisinin orada bulunup bulunmadığı belirtilmeksizin yetkili kişi denilerek Mesut Yeşilyurt imzasına tebliğ edilmiştir. Bu haliyle ihtarnamenin tebliğ işlemi yasada belirtilen usule uygun olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmesi gerekirken, davanın 01.07.2015 tarihinden sonra açılması gerekeceğinden bahisle davanın reddine karar verilmiş olması doğru değilse de sonucu itibariyle karar redde ilişkin olduğundan hükmün 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nun. 438. maddesi uyarınca düzeltilmiş bu gerekçeyle ONANMASINA ve temyiz harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 26.01.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi.