21. Hukuk Dairesi 2014/3646 E. , 2015/5546 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, tahsis talep tarihi itibariyle 506 sayılı yasa kapsamındaki çalışmaları ile yaşlılık aylığına hak kazandığının tespitine, resen yapılan ... zorunlu sigortalılığının terk tarihi itibariyle iptaline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
Davacı, ... sigortalılığının 01.05.2008 tarihi itibari ile sona erdiğinin tespitini istemiştir.
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacının 11.03.1982 varide tarihli işe giriş bildirgesi ile 1479 sayılı Yasa kapsamında tescil edildiği, davalı Kurum tarafından 09.11.2008 tarihli yazı ile; 5510 sayılı Yasa"nın Geçici 17. maddesi gereğince 5 yılı aşkın prim borcu bulunduğundan 1479 sayılı Yasa kapsamındaki sigortalılığının 31.12.1995 tarihi itibari ile durdurulduğunun, ancak bağımsız çalışmasının devam etmesi nedeni ile sigortalılığının yeniden 01.10.2008 tarihi itibari ile başlatıldığının bildirildiği, dosyada mevcut ekstrelerden; davalı Kurum tarafından davacının en son olarak 02.02.1982 – 24.10.1983, 22.03.1985 – 31.01.1992, 01.05.2008 – 28.02.2011 tarihleri arasında ve 07.12.2011 tarihinden beri 1479 sayılı Yasa kapsamında sigortalı olarak kabul edildiği, davacının 25.01.1982 – 24.10.1983, 15.09.1990 – 30.12.1994 ve 13.09.2006 – 27.04.2009 tarihleri arasında vergi kaydı, 02.02.1982 – 31.12.1999 ve 07.11.1997 – 01.04.2008 tarihleri arasında oda kaydı, 09.10.1990 – 23.08.2001 tarihleri arasında da sicil kaydı bulunduğu, 01.01.1973 – 30.09.2007 tarihleri arasında 506 sayılı Yasa kapsamındaki kısmi çalışmalarından sonra 21.06.2008 – 27.04.2009, 01.08.2009 – 30.09.2009 ve 02.11.2010 – 16.12.2011 tarihleri arasında yine aynı Yasa kapsamında çalışmalarının bulunduğu, her ne kadar dosyadaki ekstrelerde farklı tarihler bulunmakta ise de davalı Kurum vekili tarafından sunulan temyiz dilekçesinde; davacının sigortalılığının 5510 sayılı Yasa"nın geçici 17. maddesi gereğince 01.05.2008 tarihi itibari ile durdurulduğunun bildirildiği anlaşılmaktadır.
01.04.1972 tarihinde yürürlüğe giren 1479 sayılı Yasa"nın 24. maddesinde zorunlu ... sigortalılığı için ... sicili veya kanunla kurulu meslek kuruluşu kaydı aranırken, 20.04.1982 tarihinde yürürlüğe giren 2654 sayılı Yasa ile 1479 sayılı Yasa"nın 24. maddesi değiştirilerek zorunlu ... sigortalılığı için gelir vergisi mükellefi olması şartı getirilmiş, ancak gelir vergisinden muaf olanlar için meslek kuruluşuna kayıtlı olma yeterli görülmüş, 22.03.1985 tarihinde yürürlüğe giren 3165 sayılı Yasa ile 24. madde değiştirilerek zorunlu ... sigortalılığı için vergi kaydı veya ... sicil kaydı veya oda kaydının bulunması yeterli görülmüş, 02.08.2003 tarihinde yürürlüğe giren 4956 sayılı Yasa ile 24. madde değiştirilerek zorunlu ... sigortalılığı için gelir vergisi mükellefi olma şartı getirilmiş, ancak gelir vergisinden muaf olanlar için ... sicil kaydı ve oda kaydının bir arada bulunması yeterli görülmüş, aynı maddenin d) bendinde limited şirket ortaklarının da bu kanuna göre sigortalı sayılacağı belirtilmiştir.
Öte yandan, 506 sayılı Yasa"da ve gerekse 1479 sayılı Yasa"da “çakışan sigortalılık sorunu” hakkında, birbirlerine paralel düzenlemeler yer almaktadır. Her iki Yasa"da; bir sigortalının aynı anda birden fazla ... ... kurumuna tabi olmasını yasaklayıp sigortalının önceden başlayıp devam edegelen sigortalılığına geçerlik tanıyarak çözüme ulaştırmaya çalışmıştır. Yasal sistemimize göre bir kimsenin ... Sigortalar Kurumu kapsamına girebilmesi için hizmet akdine tabi bir işte çalışması yanında başka bir ... ... kurumu kapsamında bulunmaması gerekir. 506 sayılı Yasa"nın 3. maddesinin I. (F) bendinde “Kanunla kurulu emekli asandıklarına aidat ödemekte olanların”, (K) bendinde ise, “Herhangi bir işverene hizmet akdiyle bağlı olmaksızın kendi nam ve hesabına çalışanların” sigortalı sayılmayacağı belirtilmiştir. Aynı şekilde 1479 sayılı ... Kanunu"nun 24. maddesinin I. ve II. fıkralarında da “Bir kimsenin ... kapsamına girebilmesi için kendi adına bağımsız çalışıp kazanç sağlaması yanında, başkaca ... ... kurumu kapsamında bulunmaması” koşulu getirilmiştir. Bütün açıklamalardan anlaşılacağı üzere; ... ... sistemimizde çifte sigortalılık mümkün olmayıp önceden başlayıp devam edegelen sigortalılığa geçerlilik tanınmaktadır. ( 03.10.2001 gün ve 2001/21-627 esas, 2001/659 karar sayılı Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararı ).
01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Yasa"nın 53/1 maddesinde “Sigortalının, 4. maddenin birinci fıkrasının (a), (b) ve (c) bentlerinde yer alan sigortalılık nedenlerinden birden fazlasına aynı anda tabi olmasını gerektirecek şekilde çalışması halinde; öncelikle (c) bendi kapsamında, (c) bendi kapsamında çalışması yoksa ilk önce başlayan sigortalılık ilişkisi esas alınarak sigortalı sayılacağı” bildirilmiştir. 03.02.2011 tarihli 6111 Sayılı Yasa"nın 33. maddesi ile değiştirilen ve 01.03.2011 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Yasa"nın sigortalılık hallerinin birleşmesi başlıklı 53/1. maddesinde ise “Sigortalının, 4. Maddenin birinci fıkrasının (a), (b) ve (c) bentlerinde yer alan sigortalılık hallerinden birden fazlasına aynı anda tabi olmasını gerektirecek şekilde çakışması halinde, öncelikle aynı maddenin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında, (a) ve (b) bentlerinde yer alan sigortalılık statülerine tabi olacak şekilde Kanun kapsamına girmesi halinde ise aynı maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı sayılacağı” belirtilmiş ve Yasa"nın Geçcici 33. maddesi ile “Kanun"un 53. maddesinin birinci fıkrasında bu maddenin yürürlük tarihi itibariyle yapılan değişiklikler, bu değişikliklerin yürürlüğe girdiği tarihten öncesi için uygulanmaz” hükmü getirilmiştir.
Somut olayda; davacının 13.09.2006 – 27.04.2009 tarihleri arasında vergi kaydı bulunduğu anlaşıldığından, davalı Kurum tarafından, anılan Yasa maddeleri gereğince, 01.10.2008 tarihinden itibaren yeniden 5510 sayılı Yasa"nın 4/b maddesi kapsamında sigortalı kabul edilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak davalı Kurum vekili tarafından sunulan temyiz dilekçesinde davacının sigortalılığının 5510 sayılı Yasa"nın geçici 17. maddesi gereğince 01.05.2008 tarihi itibari ile durdurulduğunun bildirildiği anlaşılmaktadır.
Mahkemece yapılacak iş; davacının şirket ortaklığı, vergi, oda ve sicil kaydı bilgilerini araştırmak, davalı Kurum"dan; temyiz dilekçesinde bildirildiği gibi davacının sigortalılığının 01.05.2008 tarihi itibari ile durdurulup durdurulmadığını sormak ve böylece toplanan delillere göre anılan Yasa maddeleri de dikkate alınarak varılacak sonuca göre hüküm kurmaktan ibarettir.
Kabule göre de; davacı vekili tarafından yaşlılık aylığına ilişkin talep atiye bırakıldığından bu hususta karar verilmemiş olması ve bu durumda dava kısmen kabul edildiği halde davalı Kurum lehine vekalet ücretine hükmedilmemiş olması isabetsiz olmuştur.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 17.03.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.