11. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/4186 Karar No: 2017/6971 Karar Tarihi: 06.12.2017
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2016/4186 Esas 2017/6971 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2016/4186 E. , 2017/6971 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ (FİKRİ VE SINAİ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ SIFATIYLA)
Taraflar arasında görülen davada ...3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 30/04/2015 tarih ve 2013/282-2015/271 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı vekili; müvekkili şirket tarafından yangın hidrantı ile ilgili TPE nezdinde 8.8.2012 tarihinde faydalı model tescili başvurusunda bulunulduğunu, başvurunun “darbe alması durumunda su akışını engelleyen yangın hidrantı” buluşuna dayandığı, davalının müvekkili şirkete ait ürünü taklit ettiği ve ürününün müvekkilinin faydalı model belgesine sahip ürünü ile eşdeğer nitelikte olduğunu, alınan değişik iş tespit raporunda da bu durumun tespit edildiğini ileri sürerek davalının tecavüz ve haksız rekabet teşkil eden fiillerinin tespiti, meni ile birlikte tecavüzün devamının önlenmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili; davacı şirket tarafından yapılan başvuruda istenilen ürünün dünyada ve ülkemizde uzun yıllardır üretilmekte ve satışının yapılmakta olduğunu, söz konusu ürünlerde daha önceden de toplu kırılma anında suyun çıkışının önlenebileceğine dair çözümler olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davacı ürününde bulunan "sürgü" ve "su geçişini kapatıp açan bir küre" unsurlarının davalı ürününde bulunmadığı gibi eş değerinin de kullanılmadığı, davalı ürününün davacıya ait TR 2012/09246 sayılı faydalı model belgesi kapsamında ürünler olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir. 1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir. 2- Davalı vekilinin temyiz itirazına gelince, dava tescili tasarıma tecaavüzün ve haksız rekabetin tespiti ve meni istemine ilişkin olup mahkemece fîkri ve sınai haklar hukuk mahkemesi sıfatıyla işin esasına girilerek davanın reddine karar verilmiştir. Bu durumda, davalı vekili yararına karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT"nin 13. maddesi uyarınca Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde fîkri ve sınai haklar mahkemelerinde takip edilen davalar için öngörülen 2.200,00 TL maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, asliye hukuk mahkemelerinde takip edilen işler için kabul edilen 1.500,00 TL vekalet ücretine hükmedilmesi doğru görülmeyip, kararın bu yönden bozulması gerekirse de yapılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden kararın anılan yönden düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddine; (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün vekalet ücretine ilişkin 3. paragrafındaki “1.500 TL” ibaresinin çıkarılarak yerine “2.200,00TL” ibaresinin yazılmasına hükmün bu şekliyle davalı yararına DÜZELTİLEREK ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 2,20 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davalıya iadesine, 06/12/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.