10. Hukuk Dairesi 2017/4301 E. , 2018/344 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi : ... Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi
Davacı tarafından hizmet tespiti istemiyle açılan davada yapılan yargılama sonucu ... 1. Asliye Hukuk (İş) Mahkemesince davanın reddine, dair verilen hükme karşı davacı avukatı tarafından İstinaf yoluna başvurulması ve ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine dair verilen kararın temyizen incelenmesi davacı avukatı tarafından istenmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... Tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM:
Davacı, 2003-2007 tarihleri arasında kalan sürede davalılardan Kaymakamlık Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı nezdinde geçen çalışmalarının sigortalı çalışma olarak tespitini istemiştir.
II-CEVAP:
Davalı Kurum, davacının talebinin fiili çalışmanın ispat edilmesi suretiyle kabulü gerektiği ile hak düşürücü sürenin geçtiğini, fiili çalışma olgusu olmadıkça tespitin mümkün olmayacağını ve Kurum işlemlerinin hukuka uygun olması nedenleri ile davanın reddi gerektiğini belirtmiştir
III-MAHKEME KARARI:
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
Yerel Mahkemece davacının tespitini istediği süreler ve dava açılış tarihi dikkate alınarak hak düşürücü süre içerisinde açılmayan davanın reddine dair karar verilmiştir.
B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
... Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesince; inceleme konusu davayla ilgili olarak;
Davacının sigortalılığının tespitini istediği süreye ilişkin yasanın aradığı sürede başvurusunun ve prim ödemesinin bulunmadığı, bu döneme ilişkin herhangi bir tespitin de yapılmadığı, hak düürücü sürenin dolmuş olduğu anlaşılmakla istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan REDDİNE dair karar verilmiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Davacı avukatı çalışmaların kesintisiz olduğunu ve hak düşürücü sürenin henüz dolmadığını belirtmiş ve resen dikkate alınacak diğer nedenlerle kararın bozulmasını istemiştir.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
Davacı asilin karardan sonra verdiği dilekçe ile davasından feragat ettiği anlaşılmaktadır.
Çekişmeli yargıda kural olarak, “tasarruf ilkesi” geçerlidir ve taraflar dava konusu üzerinde serbestçe tasarrufta bulunabilirler. Bu suretle davaya son verilebilmesinin bir yöntemi davadan feragattir ve anılan kurum 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 307 ila 312. maddelerinde (mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 91 ila 94. maddelerinde) düzenlenmiştir.
Hükmün kesinleşmesinden önceki herhangi bir aşamada davadan feragat edilebilir. Temyiz edilen ve fakat henüz temyiz Dairesince görüşülmeyen bir karar, usul hukuku çerçevesinde kesinleşmiş olmadığından, bu aşamada davadan feragat mümkündür.
Hâkim, gördüğü davada tahkikatı bitirip hüküm kurduktan sonra davadan elini çekmiş olur ve kural olarak dava sonunda verilen karar temyiz edilip bozulmadan ve bu suretle yargılamaya yeniden başlanmadan davanın esası ile ilgili hiç bir karar veremez.
Feragat, davayı kesin olarak sonuçlandıran bir hukuki neden olduğundan, hâkim karar verdikten sonra dahi belgelendirilen feragat üzerine davanın bu nedenle reddine karar verebilir ise de, Yargıtay uygulamalarında (örneğin Hukuk Genel Kurulunun 21.10.1981 gün 1981/2-551, 1981/683 ve 02.06.1982 günlü 1982/376-547 sayılı Kararları ile 11.04.1940 gün ve 1939/15-1940/70 sayılı tevhidi içtihat Kararının gerekçesinden esinlenen uygulama) hüküm temyiz edildikten sonra vaki feragat üzerine mahkemece kendiliğinden bir karar verilmeyerek Yargıtay"ın bu konuda (feragat konusunda) mahkemece bir karar verilmek üzere hükmün bozulmasına dair verilecek kararından sonra ancak dosyayı ele alabilir ve feragate dayanarak davayı reddedebilir.
Bu itibarla, somut olayda davacı asilin 05.01.2018 tarihli karardan sonra verdiği dilekçe ile feragat edildiği açıkça ve koşulsuz olarak bildirdiğinden, hükümden sonra ortaya çıkan ve temyiz incelenmesine usulen engel oluşturan bu hukuki olgu çerçevesinde, yeniden inceleme yapılmak üzere mahkeme hükmünün bozulmasına karar verilmesi gerekmektedir.
O hâlde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesi"ne gönderilmesi ile kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 23.01.2018 gününde oybirliği ile karar verildi.