20. Hukuk Dairesi 2016/3110 E. , 2017/8564 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacılar vekili, dava dilekçesinde sınırlarını bildirdiği ... İli, ... Kasabası, ... Köyü, ... Mevkiinde bulunan 132 ada 21 parselin maliki olduklarını, ancak, bu taşınmazın güneyinde kalan yaklaşık on dönüm kadar taşınmazın ... Kasabası sınırları içerinde kaldığı gerekçesi ile tapulama harici bırakıldığını, taşınmazın tapuda kayıtlı olmadığını, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının yararlarına oluştuğunu iddia ederek, Medenî Kanunun 713. maddesi hükmüne göre müvekkilleri adına tescilini istemiştir.
Mahkemece, fen bilirkişi ..."un 21.03.2007 tarihli bilirkişi raporuna ekli krokide (A) harfi ile gösterilen 8401 m2 yüzölçümündeki taşınmaz hakkındaki davanın kabulü ile ... ..., ..., ..., ... adlarına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 25/02/2013 tarih ve 2013/434 E.- 2013/1820 K. sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; “Hükme dayanak alınan orman bilirkişi raporunda çekişmeli taşınmazın konumu memleket haritasında lokal olarak gösterilmiş olup, iade ile aldırtılan ek raporla çelişmektedir. Birbiri ile çelişen ve lokal işaretli yetersiz uygulamaya dayalı rapora göre karar verilemez.
Bu nedenle; mahkemece, eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ile yine 1980 ve 1990"lı yıllara ait memleket haritası, hava fotoğrafları ilgili yerlerden getirtilip, önceki bilirkişiler dışında bir orman mühendisi ve bir fen elemanı aracılığıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; orman kadastrosu kesinleştiğine göre, fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulanacak kesinleşmiş tahdit haritası ile irtibatlı, taşınmazın konumunu gösteren orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri ayrı renklerle işaretli ve bilirkişilerin onayını taşıyan, duraksamaya yer vermeyecek nitelikte kroki düzenlettirilmeli; yukarıda değinilen diğer belgeler fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp; orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritası, kesinleşen orman kadastrosu, varsa aplikasyon ve 2/B madde uygulama haritalarının ölçekleri kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de bu haritaların
ölçeğine bilgisayar ortamında (Net-Cad veya benzeri programlar kullanılarak) çevrildikten sonra, bu haritalar birbiri üzerine aplike edilerek düzenlenecek bu haritalarda komşu ve yakın komşu parseller birlikte gösterilmeli, yine değişik açı ve uzaklıklarda olan, en az 4 ya da 5 orman tahdit sınır (OTS) noktası görülecek biçimde, dava konusu taşınmaz ile komşu taşınmazların, memleket haritası, kadastro paftası, orman kadastro haritası ile aplikasyon ve 2/B madde uygulama haritasına göre konumu ve orman kadastro haritasındaki sınır noktaları ile varsa aplikasyon haritasındaki sınır noktaları bu haritalar ile paftaların tümü üzerinde ayrı renkli kalemlerle çizilip gösterilecek şekilde rapor alınmalı ve taşınmazın alınan ek raporda kısmen 1989 tarihli memleket haritasında yeşil gözükmesinin nedeni üzerinde durulmalı, hava fotoğraflarıda incelenip değerlendirilerek boyama hatasından kaynaklanıp kaynaklanmadığı araştırılmalı, raporlar arasındaki çelişkiler giderilmeli, taşınmazın gerçek eğimi saptanmalı, bundan sonra oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmeli” denilmiştir.
Bozma kararına uyulması sonrası yapılan yargılama sonunda mahkeme, fen bilirkişi ... "in 16/12/2014 tarihli krokili raporda (A) harfi görülen 8401 m² yüzölçümündeki taşınmaz hakkındaki davanın kabulü ile ... ..., ..., ... ve ... adlarına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, Medenî Kanunun 713. maddesi hükmü uyarınca tapusuz olan taşınmazın tesciline ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu ... Kasabasında (... Köyü) tespit ve dava tarihinden önce 33 nolu Orman Kadastro Komisyonunca 2896 sayılı Kanuna göre 1984 tarihinde yapılıp kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır. Daha sonra 3302 sayılı Kanuna göre 24.11.1988 tarihinde ilânı yapılarak dava tarihinde kesinleşen aplikasyon, eksik kalmış ormanların kadastrosu ve 2/B uygulaması vardır. Komşu ... Köyünde ise 04.12.1987 tarihinde ilân edilerek kesinleşen orman kadastrosu ve 2/B madde uygulaması bulunmaktadır.
Çekişmeli taşınmaz ... Köyü ile ... Kasabası (... Köyü) sınırında ... Kasabası çalışma alanında kalmakta olup, taşınmazın bulunduğu yerde genel arazi kadastrosu işlemi 1960 yılında yapılmış ve sonuçları 12.02.1960 - 12.03.1960 tarihleri arasında ilân edilmiş ve kesinleşmiştir. Taşınmaz bu çalışmada taşlık ve çalılık niteliği ile tespit harici (TH) bırakılmıştır. Kesinleşme tarihi ile davanın açıldığı tarih arasında 20 yıllık süre geçmiştir. Komşu ... Köyünde ise, genel arazi kadastrosu işlemi 1989 yılında yapılmış ve sonuçları 20.08.1990 - 19.09.1990 tarihleri arasında ilân edilmiş ve kesinleşmiştir.
Mahkemece yazılı şekilde karar verilmiş ise de taraf teşkili sağlanmadan karar verilmiştir. Şöyleki; 4721 sayılı TMK’nın 713/3 maddesi uyarınca tescil davası, Hazineye ve ilgili kamu tüzel kişilerine veya varsa tapuda malik gözüken kişinin mirasçılarına karşı açılır. 6100 sayılı HMK"nın 114/d maddesinde taraf ve dava ehliyetinin dava şartlarından olduğu ve 115. madde uyarınca da mahkemenin dava şartlarının mevcut olup olmadığını davanın her aşamasında kendiliğinden araştıracağı belirtilmektedir.
Dava tarihinden önce yürürlüğe giren “On Dört İlde Büyükşehir Belediyesi ve Yirmi Yedi İlçe Kurulması İle Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair” 6360 sayılı Kanunun 1. maddesi gereğince;
1)... illerinde, sınırları il mülki sınırları olmak üzere aynı adla büyükşehir belediyesi kurulmuş ve bu illerin il belediyeleri büyükşehir belediyesine dönüştürülmüştür.
2) ... Büyükşehir Belediyelerinin sınırları il mülkî sınırlarıdır.
3) Birinci ve ikinci fıkrada sayılan illere bağlı ilçelerin mülkî sınırları içerisinde yer alan köy ve belde belediyelerinin tüzel kişiliği kaldırılmış, köyler mahalle olarak, belediyeler ise belde ismiyle tek mahalle olarak bağlı bulundukları ilçenin belediyesine katılmıştır. Aynı Kanunun geçici 1. Maddesinin onüçüncü fıkrasında; "1. maddeye göre tüzel kişiliği kaldırılan
belediye ve köylerin mahkemelerde süren davalarında katıldıkları ilçe belediyesi taraf olur" hükmü yer almaktadır. Bu hüküm Kanunun "Yürürlük" başlıklı 36. maddesi uyarınca ilk mahalli idareler genel seçiminin yapıldığı 30.03.2014 tarihinde yürürlüğe girmiş bulunmaktadır.
Somut olaya gelince; davalı ... Belediyesi Tüzel Kişiliğinin, 6360 sayılı Kanunun yukarıda belirtilen hükümleri gereğince tüzel kişiliği kaldırıldığından mahkemece yargılama sırasında sadece bağlı olduğu ilçe belediyesinin katılımı sağlanarak dava görülmüşse de, aynı Kanunla büyükşehir belediyesi sınırları il mülki sınırları olarak belirlendiğinden ... Büyükşehir Belediyesinin de davada taraf olacağı dikkate alındığında 6360 sayılı Kanunun geçici 1. maddesinin onüçüncü fıkrası gereğince işlem yapılması için kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı Hazinenin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA 30/10/2017 gününde oy birliği ile karar verildi.