14. Hukuk Dairesi 2017/4591 E. , 2017/9033 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ...Sulh Hukuk Mahkemesi
DAVALILAR : ... vd.
Davacılar tarafından, davalılar aleyhine 25.06.2009-07.12.2009 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi talebi üzerine Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 01.04.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi bir kısım davalılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra Dairemizin 17.04.2017 günlü mahalline iade kararı sonrası dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü.
_ K A R A R _
Dava, ortaklığın giderilmesi isteğine ilişkindir.
Davacılar, 22, 30, 75 ve 85 parsel sayılı taşınmazlardaki ortaklığın giderilmesini istemiştir.
Bir kısım davalılar, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile dava konusu 30,75 ve 85 parsel sayılı taşınmazlar üzerindeki ortaklığın satış yoluyla giderilmesine, atiye terkedildiğinden diğer parsel yönünden açılan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmiştir.
Hükmü, davalılar ... ile ... vekili temyiz etmiştir.
Paydaşlığın (ortaklığın) giderilmesi davaları, paylı mülkiyet veya elbirliği mülkiyetine konu taşınır veya taşınmaz mallarda paydaşlar (ortaklar) arasında mevcut birlikte mülkiyet ilişkisini sona erdirip ferdi mülkiyete geçmeyi sağlayan, iki taraflı, tarafları için benzer sonuçlar doğuran davalardır.
Paydaşlığın (ortaklığın) satış suretiyle giderilmesine ilişkin davalarda taşınmaz üzerinde bulunan bina, ağaç v.s. gibi bütünleyici parçaların (muhdesat) kime ait olduğu konusunda uyuşmazlık olup da bunlar üzerinde bazı paydaşların (ortaklar) hak iddia etmeleri ve öncelikle bu uyuşmazlığın giderilmesini istemeleri halinde o paydaşa görevli mahkemede dava açmak üzere HMK"nın 165. maddesi uyarınca uygun bir süre verilmelidir. Mahkemece verilen süre içerisinde dava açıldığı takdirde sonucunun beklenmesi, açılmadığı takdirde o konuda uyuşmazlık yokmuş gibi davaya devam edilmesi gerekir.
Paydaşlığın (ortaklığın) satış yoluyla giderilmesi halinde dava konusu taşınmaz üzerinde bina, ağaç v.s. gibi bütünleyici parçalar (muhdesat) varsa bunların arzla birlikte satılması gerekir. Ancak muhdesatın bir kısım paydaşlara (ortaklara) ait olduğu konusunda tapuda şerh varsa veya bu hususta bütün paydaşlar ittifak ediyorlarsa ve muhdesat arzın değerinde bir artış meydana getiriyorsa bu artışın belirlenmesi için dava tarihi itibariyle arzın ve muhdesatın değerleri ayrı ayrı tespit edilir. Belirlenen bu değerler toplanarak taşınmazın tüm değeri bulunur. Bulunan bu değerin ne kadarının arza ne kadarının muhdesata isabet ettiği yüzdelik (%...) oran kurulmak suretiyle belirlenir. Satış sonunda elde edilecek bedelin bölüştürülmesi de bu oranlar esas alınarak yapılır. Muhdesata isabet eden kısım muhdesat sahibi paydaşa, geri kalan bedel ise payları oranında paydaşlara (ortaklara) dağıtılır.
Bütünleyici parçanın (muhdesat) arzın paydaşlarına (ortaklarına) değil de üçüncü şahsa ait olduğunun anlaşılması halinde bu kimseyi muhdesat sahibi olarak davaya dahil etmek ve ona satış bedelinden pay vermek mümkün değildir.
Somut olaya gelince; bir kısım davalılar vekili taşınmaz üzerindeki binaların müvekkili ... ... ’ya ait olduğunu belirterek muhdesat iddiasında bulunmuştur. Bu durumda muhdesatın kime ait olduğu hususunda tarafların beyanı alınarak bu hususta ittifak sağlanmıyorsa, yukarıda açıklandığı şekilde öncelikle bu uyuşmazlığın giderilmesi için davalı vekiline görevli mahkemede dava açmak üzere uygun bir süre verilmesi, verilen süre içerisinde dava açıldığı takdirde sonucunun beklenmesi, açılmadığı takdirde o konuda uyuşmazlık yokmuş gibi davaya devam edilmesi gerekir.
Kabule göre de; satışına karar verilen taşınmazlarda elbirliği halinde ortak olan borçlular ... ile ..."ya satıştan elde edilen gelirden paylarına düşen kısmından takip dosyasındaki borç miktarı kadar icra dosyasına gönderilmesi şeklinde hüküm kurulması da doğru değildir.
Mahkemece; yukarıda değinilen hususlar gözetilmeksizin eksik araştırma ve incelemeyle yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatıranlara iadesine, 04.12.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.