16. Hukuk Dairesi 2015/7770 E. , 2017/3022 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : KULLANIM KADASTROSU
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kullanım kadastrosu sırasında ...Mahallesi çalışma alanında bulunan 274 ada 1 parsel sayılı 39.006,14 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, kadastro tutanağının beyanlar hanesine, 6831 sayılı Yasa"nın 2/B maddesi uyarınca orman sınırları dışına çıkarıldığı ve ..."nin fiili kullanımında bulunduğu şerhi yazılarak tarla vasfıyla Hazine adına tespit edilmiştir. Davacılar ... ve ..., çekişmeli taşınmazın müşterek miras bırakanları Mehmet Dereli"den intikal ettiğini ve murisin sağlığında yapılan paylaşıma sadık kalınarak mirasçılar arasında yapılan rızai ve fiili paylaşıma uygun şekilde kullanıldığını ileri sürerek terditli olarak öncelikle taşınmazın beyanlar hanesine fiili kullanıma uygun olarak şerh verilmesi, taksim sabit görülmediği takdirde ise muris Mehmet Dereli"nin tüm mirasçıları adına kullanım şerhi verilmesi istemiyle dava açmışlardır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine, çekişmeli taşınmazın tespit gibi tesciline karar verilmiş; hüküm, davacılar ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Davacı taraf çekişmeli taşınmazın müşterek miras bırakanları Mehmet Dereli"nin zilyetliğinde ve tasarrufunda iken 25.07.2003 tarihinde ölümü ile mirasçılarına intikal ettiğini, murisin sağlığında yapılan fiili paylaşıma uygun şekilde ölümünden sonra mirasçılar arasında rıza-i paylaşıma konu edildiğini ve bölünmek suretiyle taşınmazın kendileri ve davalı tarafından kullanıldığını ileri sürerek taşınmazın beyanlar hanesine fiili kullanıma uygun olarak şerh verilmesini, taksim sabit görülmediği takdirde ise muris Mehmet Dereli"nin tüm mirasçıları adına kullanım şerhi verilmesini talep etmiştir. Davalı ... ise dava konusu taşınmazın muris dedesi tarafından kendisine 02.02.2003 tarihli senet ile bağışlandığını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur. 3402 sayılı Yasa"nın Ek-4. maddesi gereğince "6831 sayılı Yasa"nın 20.06.1973 tarihli Kanunla değişik 2. maddesinin (B) bendine göre orman kadastro komisyonlarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerler, fiili kullanım durumları dikkate alınmak ve varsa üzerindeki muhdesatın kime veya kimlere ait olduğu ve kim veya kimler tarafından ne zamandan beri kullanıldığı kadastro tutanağının beyanlar hanesinde gösterilmek suretiyle bu Kanun"un 11. maddesinde belirtilen askı ilanı hariç diğer ilanlar yapılmaksızın öncelikle kadastrosu yapılarak Hazine adına tescil edilir" hükmünü taşımaktadır. Bu maddenin amacı kadastro sırasında taşınmazın fiili kullanıcısının tespit edilmesidir. Dosya kapsamından, dava konusu taşınmazın kullanım hakkının müşterek muristen intikal ettiği ve murisin sağlığında hasta olması nedeniyle Ruhi tarafından kullanıldığı, ölümünden önce de senet ile davalı ..."ye devredildiği, murisin ölümü öncesinde davacıların bir kullanımı bulunmadığı, ölümünden sonra ise fiilen taşınmaz bölünerek davacı ve davalı tarafça kullanıldığı alınan yerel bilirkişi ve tanık beyanları ile sabittir. Her ne kadar Mahkemece, hükme esas alınan 02.02.2003 tarihli senet ile taşınmazın murisin sağlığında satılarak zilyetliğin davalıya devredildiği sonradan davacıların taşınmaz üzerindeki zilyetliklerinin kendilerine hak bahşetmeyeceği gerekçesi ile hüküm kurulmuş ise de, taşınmaz murisin satışı ile terekeden çıktığına göre kullanımda elbirliğinden söz edilemez. Bu durumda 25.07.2003 tarihinden tespit tarihine kadar taşınmazın davacı ve davalılar tarafından ayrı ayrı bölümler halinde kullanıldığının anlaşılması karşısında yukarıda açıklanan yasal düzenlemeye göre tespit tarihinde fiili kullanıcının kim olduğu önem kazanmaktadır. Hal böyle olunca doğru sonuca varılabilmesi için; taşınmaz başında yerel bilirkişiler, taraf tanıkları, fen ve ziraat bilirkişi katılımı ile yeniden keşif yapılmalı, yerel bilirkişi ve tanıklardan 3402 sayılı Yasa"ya 5831 sayılı Yasa ile eklenen Ek-4. maddesi uyarınca, çekişmeli taşınmazın tespit günü itibariyle fiilen hangi kısımlarının davacılar hangi kısımlarının ise davalı tarafından kullanıldığı somut olarak belirlenmeli, teknik bilirkişilerden tarafların kullanım durumunu gösterir denetime elverişli rapor alınmalı, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece, açıklanan hususlar göz ardı edilerek ve uyuşmazlığın nitelendirilmesinde hataya düşülerek yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edenlere iadesine, 03.05.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.