9. Hukuk Dairesi 2015/2766 E. , 2016/12078 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
DAVA : Davacı, fazla mesai ücreti ve genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili özetle; davacının 04.04.2004-07.10.2011 tarihleri arasında davalı şirkette, .... Mağazasında 04.04.2004 yılında personel olarak göreve başladığını, bu mağazada reyon şefi, ekip şefi ve müdür yardımcısı olarak 2008 yılına kadar çalıştıktan sonra ... Mağazasında müdür yardımcısı olarak 10 ay çalıştığını ve en son olarak da 2009-2011 tarihleri arasında da...ı Mağazasında mağaza müdürü olarak görev yaptığını;söz konusu mağazaların genel merkezin belirlediği çalışma şartlarına bağlı olarak sabah 07:30-08:00 gibi açıldığını, akşam 22:30-23:00 gibi kapandığını, müdür ve yardımcısının münavebeli olarak mağazanın açılış ve kapanışını yaptıklarını, mağazanın sabah 07:30 da açılışını yapan kişinin akşam 19:30-20:00 de işi bıraktığını, diğer kişinin de sabah 10:00-10:30 gibi işe geldiğini ve akşam da 22:30-23:00 e kadar çalıştığını, müdür veya yardımcısının izinli olduğu dönemlerde ise mağazayı açıp kapatma sorumluluğunun diğer kişide olduğunu, davacı işçinin bu çalışma şekline bağlı kalmak kaydıyla yılın tamamında çalıştığını, yine mağazalar dini ve milli bayramlarda da açık olduğundan, bu zamanlarda da çalışmaya devam ettiğini, davacının en son 3.022,00 TL ücret aldığını davacının fazla mesai ve genel tatil alacaklarının ödenmediğini iddia ederek, fazla mesai ücreti ve genel tatil ücreti alacaklarının faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davacının taleplerinin maddi ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, zamanaşımı definde bulunduklarını, davacının çalışmasının karşılığı maaş ve tüm alacaklarının banka hesabına yatırıldığını, davacının davalı işyerinden ayrılıncaya kadar herhangi bir itirazda bulunmadığını ve hak talebinin de olmadığını, davacının tüm ücretlerini zamanında ve bordrolarda gösterildiği şekilde ve ihtirazı kayıtsız aldığını ve işyerinde Mağaza Müdürü olarak yüksek ücretle çalıştığını, çalıştığı mağazanın tek yetkilisi olduğunu, yönetici olarak çalışma saatleri bakımından herhangi bir kısıtlamaya tabi tutulmaksızın çalıştığını, işe giriş çıkışlarında kart basma yükümlülüğüne tabi tutulmadığını, kendisinin ve kendisine bağlı çalışanların mesai saatlerini ayarlama yetkisinin verildiğini, davacının herhangi bir fazla mesai alacağının olmadığını, davalı şirkette haftada 5 gün çalışma yapıldığını, (günlük çalışma süresinin 7,5, haftalık çalışma süresinin 45 saati aşmadığını günde 1 saat öğle tatili ve ikişer defa 30 dk. lık molalar verildiğini, bununla birlikte Yargıtay Kararlarında belirtildiğine göre, işçinin fazla çalışma ücreti isteyebilmesi için fazla çalışmanın işverence istendiğinin kanıtlanması gerektiğini, davacının dilekçesinde delilleri arasında sunulacak somut bir belgeden bahsedilmediğini, delilleri arasında sayılmadığını, zira böyle bir belgenin mevcut olmadığını, yapılan işin niteliği icabı idarecilerin fazla mesai yapmalarına lüzum kalmadığını, dosyaya sunulan Süresiz İş Sözleşmesinde belirtildiği üzere davacının işinin gerektirdiği ve üstlerinin onayı ile yapabilecekleri fazla mesailerin ücretlerinin aylık ücrete dahil edildiğini, davacının imzaladığı Süresiz İş Sözleşmesi’nin 7. md. sinde bu durumun açıkça anlaşıldığını, bazı gerekli hallerde Personelin haftalık yasal çalışma süresini aşan çalışma yaptığında söz konusu ücretlerin 270 saat düşüldükten sonra fazla mesai ücreti olarak ödendiğini ve bu durumun maaş bordrolarına yansıtıldığını ya da karşılığında serbest zaman kullandırıldığını, hiçbir şekilde kabul anlamına gelmeksizin yapılacak hesaptan süresiz iş sözleşmesi gereğince davacının ücretine dahil olan yıllık 270 saat fazla mesainin mahsup edilmesi gerektiğini, davacının yapmış olduğu bir kısım fazla mesainin bordrolarına yansıtılarak kendisine ödendiğini, davacının ihtirazı kayıt öne sürmeden bu tutarları bankadan tahsil ettiğini, davalı şirket hizmet sektöründe görev yapan bir iş yeri olduğundan genel tatil günlerinde zaman zaman İşyerinde çalışma yapıldığını, personelin nöbetleşe çalıştığını, ancak genel tatillerde ve hafta tatillerinde çalışan personele daha sonra personelin talebi ve iş yerinin uygunluğu değerlendirilerek genel tatil çalışmalarının karşılığında serbest zaman-kullandırıldığını veya bu çalışmaların karşılığı kendilerine ödendiğini, bu hususun davacının bordrolarının ve izin talep formlarının incelenmesi suretiyle anlaşılacağını, davacının davalı şirkette genel tatil çalışmalarından kalan bakiye bir alacağının bulunmadığını savunarak, davanın reddini talep etmiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı, davalı temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297 nci maddesi uyarınca, mahkeme kararlarının;
a) Hükmü veren mahkeme ile hâkim veya hâkimlerin ve zabıt kâtibinin ad ve soyadları ile sicil numaraları, mahkeme çeşitli sıfatlarla görev yapıyorsa hükmün hangi sıfatla verildiğini,
b) Tarafların ve davaya katılanların kimlikleri ile ... kimlik numarası, varsa kanuni temsilci ve vekillerinin ad ve soyadları ile adreslerini,
c) Tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri,
ç) Hüküm sonucu, yargılama giderleri ile taraflardan alınan avansın harcanmayan kısmının iadesi, varsa kanun yolları ve süresini,
d) Hükmün verildiği tarih ve hâkim veya hâkimlerin ve zabıt kâtibinin imzalarını,
e) Gerekçeli kararın yazıldığı tarihi, içermesi, hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi zorunludur. Bu biçim yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereğidir. Aksi hal, hükmün infazında zorluklara ve tereddütlere, yargılamanın ve davaların gereksiz yere uzamasına, davanın tarafı bulunan kişi ve kurumların mağduriyetlerine sebebiyet verecek ve Kamu düzeni ve barışını olumsuz yönde etkileyecektir (Hukuk Genel Kurulu - 2007/14-778 E, 2007/611 K, Dairemizin 01.04.2008 gün ve 2007/38353 Esas, 2008/7142 Karar sayılı ilamı).
Somut uyuşmazlıkta, Mahkemenin gerekçeli kararında dava dilekçesi kısaca özetlenmiş, davalının savunmalarının ne olduğu yazılmadan, soyut biçimde “ Davalı vekili cevap dilekçesinde ve yargılamadaki beyanlarında davanın yerinde olmadığını belirterek reddine karar verilmesini istemiştir. “ şeklinde bir açıklama yapılmış,
Delillerin neler olduğu ve tanık beyanları yazılmadan, gerekçe olarak “ Davacının sicil dosyasından, dinlenen tanık beyanlarından, hükme esas alınan bilirkişi raporundan oluşan delillerin bir bütün halinde ele alınıp değerlendirilmesi sonucunda;
Davacının davalı şirkette belirsiz süreli iş akdi ile çalıştığı, daha sonra sözleşmesinin sona erdiği, aldırılan bilirkişi raporunda davacının hak ettiği alacak miktarlarının İş hukuku ilkeleri çerçevesinde usulünce ve gerekçeleri de belirtilerek gösterildiği, hesaplama yönteminin mahkememizce de benimsendiği, bilirkişinin tarafsızlığına ilişkin taraf vekillerince bir iddianın ortaya atılmadığı rapora yapılan eleştirilerin teknik boyutta kaldığı bu yönü ile mevcut raporun hüküm vermeye yeter nitelikte olduğu sonucuna varıldığından mevcut bilirkişi raporu ve ek raporu doğrultusunda açılan davanın kısmen kabulüne kısmen reddine karar verilmesi gerekmiştir.“ şeklinde bir açıklama yazılmıştır.
Mahkemenin gerekçeli kararı yukarıda içeriği belirtilen HMK. nun 297. Maddesine uygun değildir.
Mahkemece davacının iddiaları kısaca açıklanmış ise de, davalının savunmalarının ne olduğu yazılmamış, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan deliller belirtilmemiş, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri açıklanmamıştır.
Sonuç olarak Mahkemenin gerekçeli kararının ..’ nın 141. Maddesinin amacına ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297 nci maddesine uygun olmadığı anlaşıldığından kararın bozulması gerekmiştir.
F)Sonuç:
Temyiz olunan kararın, sair yönler incelenmeksizin, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 12/05/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.