9. Hukuk Dairesi 2015/1788 E. , 2016/12075 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : 17. İŞ (SOSYAL GÜVENLİK) MAHKEMESİ
DAVA : Davacı, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ile fazla mesai ücreti, yıllık izin ücreti, ücret alacağı, bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hüküm süresi içinde davalılar avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili özetle; davacının işyerinde ütücü olarak 02.01.2011 tarihinden 19.09.2012 tarihine kadar çalıştığını, son 4 aylık maaşının ödenmediğini, ödenmeyen maaş alacaklarını, fazla mesai ve diğer haklarını talep etmesi üzerine iş akdinin sona erdirildiğini, müvekkilinin çalıştığı sürece ücretli izin haklarını kullanamadığını, resmi bayram ve genel tatillerde işyerinde çalıştığını, kabul anlamına gelmemekle birlikte müvekkilinin işi bırakarak iş akdini eylemli olarak feshettiği kanaati oluşur ise terditli olarak haklı sebeple işi bıraktığına karar verilerek ihbar tazminatı haricindeki alacakların hüküm altına alınması gerektiğini, aylık ücretlerinin, fazla mesai alacaklarının ödenmediğini, sigortasının eksik yatırıldığını, davalıların aynı adreste mukim ortakları arasında organik bağ söz konusu olan firmalar olduğunu, her iki firmanın birlikte işveren olduğunu iddia ederek; kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla mesai ücreti, genel tatil ücreti, yıllık izin ücreti ve ödenmeyen ücret alacaklarının faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalılar vekili özetle; öncelikle alacakların zamanaşımına uğradığını ve müvekkili ..... ..yönünden husumet yokluğu nedeniyle davanın reddi gerektiğini savunmuş, esasa dair beyanlarında ise; davacının müvekkili şirkete işçi olarak çalışmak üzere başvurduğunda kendisinin emeklisi olduğunu, bu yönü ile yeniden sigortalı olarak çalışmak istemediğini, ödenecek sigorta katkı payının kendisine ücreti ile birlikte ödenmesini ve ihtiyaç halinde bulunduğunu beyan ettiğini, davacının müvekkili şirkette muhtelif aralıklarla çalıştığını, ayrıldığı sürelerde talebi üzerine tazminat ve tüm hak edişlerinin ödendiğini, bu ödemelerin bir kısmının yazılı imzası ile sabit olduğunu, 10.01.2001 tarihinden 31.12.2008 tarihine kadar çalışmasının karşılığında yapılan kıdem ve ihbar tazminatı hesaplaması sonucunda hak edişlerinin tamamını tahsil ettiğini, tazminatlarını alarak şirketten ayrılmasını takip eden 1,5 ay sonra 17.09.2009 tarihinde tekrar başvuruda bulunduğunu ve yeniden işe alındığını, 25.03.2010 tarihine kadar ütücü olarak çalışmaya devam ettiğini, anılan tarihte tazminatlarını alarak kendi arzusuyla tekrar işten ayrıldığını, davacının 2001 tarihinden ayrıldığı 2010 tarihine kadar hep kendi arzusu ile istifa ettiğini, buna rağmen tazminatlarını aldığını, dava sonunda herhangi bir alacağının doğması halinde kendisine yapılmış olan tazminat ödemelerinin mahsup edilmesi gerektiğini, 25.03.2010 tarihinde işten ayrıldıktan bir müddet sonra tekrar çalışma talebi ile müvekkili şirkete geldiğini ve 12.09.2012 tarihine kadar ütücü olarak çalıştığını ancak bir süre çalıştıktan sonra yaşının ilerlemiş olması ve sağlık sorunları nedeniyle çalışma gücü olmadığından bahisle son olarak şirketten istifaen ayrıldığını, işyerinde fazla mesai yapılmadığını, genel tatillerde herhangi bir çalışma yapılmadığını savunarak, davanın reddini talep etmiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı, davalılar vekili temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir
2-Somut uyuşmazlıkta; davacı davalılar aleyhine “organik bağ” nedeniyle müştereken ve müteselsilen sorumlu oldukları iddiasıyla dava açmış ise de; davacının davalılardan .... nezdinde deri konfeksiyon üretim işinde ütücü olarak görev yaptığı, bu şirketin deri konfeksiyon üretimi faaliyetini yürüttüğü , diğer davalı şirketin ise ithalat ihracat işi yaptığı ve üretimle bir ilgisinin olmadığı anlaşılmaktadır.
İki ayrı şirketin aynı kişilere ait olması, doğrudan doğruya organik bağ olgusunu ve buna bağlı olarak işçilik alacaklarından sorumluluğu doğurmayacağından ve somut uyuşmazlıkta, birlikte isitihdam da olmadığından, davalı ... ve ....’nin davacının hak ve alacaklarından sorumlu olmayacağı anlaşılmakla, bu davalı aleyhine açılan davanın husumet yokluğu nedeniyle reddi gerekirken, yazılı gerekçe ile sorumluluğuna karar verilmesi hatalıdır.
3-Davacı vekili dava dilekçesinde terditli beyanda bulunarak, iş akdinin davalı işverence haksız olarak feshedildiğini iddia etmiş, ancak müvekkilinin işi bırakarak iş akdini eylemli olarak feshettiği kanaati oluşur ise terditli olarak haklı sebeple davacının işi bıraktığına karar verilerek ihbar tazminatı haricindeki alacaklarının hüküm altına alınması gerektiğini iddia etmiştir.Davalı işveren ise davacının kendi isteğiyle işten ayrıldığını savunmuştur.
Dosyadaki bilgi ve belgelerden de davacının iş akdini ücret alacaklarının ödenmemesi nedeniyle eylemli olarak haklı nedenle feshettiği anlaşılmaktadır. Kıdem tazminatının kabulü yerinde ise de, iş akdini kendisi fesheden işçi ihbar tazminatına hak kazanamayacağından ihbar tazminatının reddi yerine kabulü hatalıdır.
F)Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 12/05/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.