Abaküs Yazılım
15. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/3758
Karar No: 2020/390

Yargıtay 15. Hukuk Dairesi 2019/3758 Esas 2020/390 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak talebi üzerine açılmıştır. Davacı, davalılar arasında iş ortaklığı bulunduğunu, davalıların idareden aldıkları işlerle ilgili olarak taşeronluk sözleşmesi yaptıklarını ancak bakiye hakediş alacaklarının ödenmediğini iddia etmiştir. İlk derece mahkemesi davayı kabul etmiş ancak davalılar istinaf başvurusunda bulunmuştur. İstinaf başvurusunun gerekçesi değiştirilmek suretiyle esastan reddedilmiş ve davalılar tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyaya göre taraflar arasında düzenlenen 3 ayrı sözleşme ile davacının taşeron olarak davalıların taahhüdünde bulunan inşaat işinde bir takım imalâtların yapımını üstlendiği, yapılan imalâtlarla ilgili hakedişlerin düzenlendiği ve taraflar arasında 03.03.2014 tarihli bir ibranamenin imzalandığı anlaşılmaktadır. Davacı, ibranamenin kendisine davalılar tarafından hata ve hile uygulanarak imzalatıldığını belirterek alacak talebinde bulunmuştur.
Hak düşürücü süreyi düzenleyen TBK'nın 39. maddesi uyarınca bir yıllık zaman aşımı süresi bulunmaktadır. İptâl beyanının şekle tabi olduğu konusunda kanunda açık bir hüküm bulunmamaktadır. Davacı tarafından ibraname ile bağlı bulunulmadığına ilişkin olarak davalı tarafa yapılan bildirim kanıtlanamadığı için davacının hak düşürücü süresi geçmiştir. Bu nedenle mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken davanın kabulüne karar verilmiş, bu karar temyiz edilmiştir.
Kararda geçen kanun maddeleri:
- Türk Borçlar Kanunu'nun 39. maddesi
- 5766 sayılı Kanun'un 11. maddesi
- Harçlar Kanunu'nun
15. Hukuk Dairesi         2019/3758 E.  ,  2020/390 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi:...Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi


    Yukarıda tarih ve numarası yazılı olan Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi’nce verilen kararın temyizen tetkiki davalı ... vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış, eksiklik nedeniyle mahalline iade edilen dosya ikmâl edilerek gelmiş olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
    K A R A R -
    Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak talebine ilişkin olup ilk derece mahkemesince davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalı ... tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş, görevli ve yetkili ... Bölge Adliye Mahkemesinin istinaf başvurusunun gerekçesi değiştirilmek suretiyle esastan reddine dair verilen karar, davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.Davacı davasında davalılar arasında iş ortaklığının bulunduğunu, davalıların idareden aldıkları ... Sınır Karakolları yolları toprak işleri, sanat yapıları, üstyapı yapım ve onarım işi ile ilgili olarak 2012 ve 2013 yılları için taşeronluk sözleşmesi yaptıklarını, edimlerini eksiksiz olarak sözleşmelere, proje esasına ve davalıların istemine göre yaptıklarını, sözleşmelerin 7/g ve 8. maddelerine göre taşeronun hakedişine esas miktarın müteahhidin özel idareden aldığı miktar olduğunu, özel idarenin müteahhide yaptığı hakediş ödemesinin akabinde, taşeron firmaya hakedişi düzenlenerek ve fatura karşılığında 10 gün içerisinde ödemesinin yapılacağının kararlaştırıldığını, ancak davalıların ödeme yapılırken hata ve hile yollarına başvurarak kendilerine ibraname başlıklı belge imzalattıklarını, bundan sonra da bakiye hakediş alacaklarının ödenmediğini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000,00 TL"nin davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, yargılama sırasında talebini ıslah ederek 92.358,60 TL’ye çıkarmıştır.Davalılar savunmalarında hata ve hile hallerine başvurma süresinin 6029 sayılı TBK"nın 39. maddesine göre 1 yıl olmakla zamanaşımı süresinin dolduğunu, 03.03.2014 tarihli ibranameye göre davacının alacağının bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.Mahkemece sözleşmeye dayalı alacak hakkının TBK"da yer alan genel zamanaşımına tarihine göre TBK"nın 146. maddesi gereğince 10 yıllık zamanaşımının dolmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, bu kararın davalı ... tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi tarafından 6098 sayılı TBK 39. maddesinde düzenlenen 1 yıllık zamanaşımı süresinin yanılma veya aldatmayı öğrenme tarihinden itibaren başladığı, bu nedenle davacının öğrenme tarihinin esas alınacağı bu durumun aksinin davalı tarafından ispat edilmesi gerekirken ispat edilemediği, bilirkişi kurulu raporuna göre davacının 92.358,60 TL alacaklı olduğu belirlendiğinden davalı ...’in istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir.
    Dosya kapsamına göre taraflar arasında düzenlenen 3 ayrı sözleşme ile davacının taşeron olarak davalıların taahhüdünde bulunan inşaat işinde bir takım imalâtların yapımını üstlendiği, yapılan imalâtlarla ilgili hakedişlerin düzenlendiği, bu aşamalardan sonra yine taraflar arasında 03.03.2014 tarihli ibranamenin düzenlendği anlaşılmaktadır. Söz konusu ibranamede taraflar arasında 15 hakedişin düzenlendiği, 31.12.2013 tarihi itibariyle yapılması gereken işin tamamlandığı, tarafların birbirlerinden alacak her hangi bir hak ve alacaklarının kalmamış olup birbirlerini ibra ettiklerinin yazılıp taraflarca imza altına alındığı anlaşılmaktadır. Davacı davasında bu ibranamenin kendisine davalılar tarafından hata ve hile uygulanarak imzalatıldığından bahisle alacak talebinde bulunmuştur.Hak düşürücü süreyi düzenleyen 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 39. maddesi, "yanılma veya aldatma sebebiyle ya da korkutulma sonucunda sözleşme yapan taraf, yanılma veya aldatmayı öğrendiği ya da korkutmanın etkisinin ortadan kalktığı andan başlayarak bir yıl içinde sözleşme ile bağlı olmadığını bildirmez veya verdiği şeyi geri istemezse, sözleşmeyi onamış sayılır" hükmünü içermektedir. İptâl beyanının şekle tabi olduğu konusunda kanunda açık bir hüküm bulunmadığından, hukuki niteliği itibariyle bozucu yenilik doğuran bu hakkın kullanılmasının dava açma gibi belli usulde ileri sürülmesi zorunlu değildir. Bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde karşı tarafa yöneltilecek bir irade açıklaması, def"i yahut dava yoluyla da bu hak kullanılabilir. Somut olayda ibraname tarihi 03.03.2014 tarihli olup davacı tarafından ibraname ile bağlı bulunulmadığına ilişkin olarak davanın açılmasından önce davalı tarafa yönelik bir bildirimde bulunulduğu kanıtlanamadığı gibi davanın da 24.12.2015 tarihinde açıldığından bir yıllık hak düşürücü sürenin dolduğu anlaşılmaktadır. Bu nedenle mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı hukuki yorumla davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamış, bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyize konu Bölge Adliye Mahkemesi kararının HMK 371. maddesi gereğince BOZULMASINA, ödenenden 5766 sayılı Kanun"un 11. maddesi ile yapılan değişiklik gereğince Harçlar Kanunu 42/2-d maddesi uyarınca alınması gereken 176,60 TL Yargıtay başvurma harcının mahsup edilerek, varsa fazla alınan temyiz harcının temyiz eden davalı Saadettin Kaan Pekmez"e iadesine, 6100 sayılı HMK 373. madde hükümleri ve ilk derece mahkemesinin gerekçesinin değiştirildiği gözetilerek dosyanın Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi’ne, karardan bir örneğin ise ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 11.02.2020 gününde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.







    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi