Kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2015/4879 Esas 2017/5599 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
11. Ceza Dairesi
Esas No: 2015/4879
Karar No: 2017/5599
Karar Tarihi: 14.09.2017

Kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2015/4879 Esas 2017/5599 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Mahkeme, kamuya ait belgenin sahteciliği suçuyla suçlanan sanık ...'ı mahkum etti. Ancak mahkeme, sanıkların suçlarına iştirak etme şekillerinin yeterince açıklanmadığını ve yetersiz gerekçe ile hüküm kurulduğunu belirterek kararı bozdu. Ayrıca, farklı zamanlarda noter vekaletnamesi ve tapu satış senedi düzenlenmesine sebep olan sanıkların zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerektiğinin göz önünde bulundurulmaması ve TCK'nın 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmesi nedeniyle yeniden değerlendirilmesi gerektiğine karar verildi. Kanun maddeleri olarak TCK'nın 53. maddesi ve CMK'nın 232. ve 321. maddeleri belirtilmiştir.
11. Ceza Dairesi         2015/4879 E.  ,  2017/5599 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği
    HÜKÜM : Mahkumiyet

    1-Sanık ...’ün, aşamalarda suçlamayı kabul etmeyerek, babasını olay tarihinde sağlık ocağına götürdüğünü ve doktor tarafından muayene edilerek rapor verildiğini, bu rapora istinaden vekaletname çıkartıldığını savunması, sanık ...’ın, olay tarihinde vekaletname düzenlenmesi için...’ün ikametine gittiğini, bu kişinin ayağının sarılı vaziyette olduğunu gördüğünü, oğlu sanık ...’ün de babasının bacağının kırıldığını beyan etmesi üzerine vekaletnamede bu hususun yazıldığını, herhangi bir usule aykırı işlemde bulunmadıklarını savunması, sanık ...’in, sanık ... ve babasının taşınmazın satışı ile ilgili kendisine vekaletname vermek istediklerini söylemeleri üzerine kabul ettiğini, bunun dışında düzenlenen vekaletnameye bir iştirakinin bulunmadığını savunması, diğer sanıkların da aşamalarda suçlamaları kabul etmemesi, mahkemece alınan Antalya Adli Tıp Kurumu Şube Müdürlüğü’nün 20.12.2011 tarihli raporunda Hüseyin Karagün"ün akit yapmasına mani teşkil eden... gibi hastalıklarının, sağlık ocağındaki muayenesinde; Dr ... tarafından ilk bakışta görülememiş ve teşhis edilmemiş olabileceğinin belirtilmesi ve mahkemece raporu düzenleyen doktor ... hakkında verilen beraat hükmünün kesinleşmesi karşısında; sanık ...’ün ne şekilde babasının adına gerçeğe aykırı rapor düzenlenmesi ve buna istinaden vekaletname çıkartılmasını sağladığı, her bir sanığın işlediği kabul edilen suçların yasal öğelerini oluşturan sabit ve gerçekleşmiş sayılan olaylar ayrı ayrı açıklanmadan, suçların ne şekilde işlendiği belirtilip, sübut kanıtları gösterilip, sanıkların suçlara iştiraklerinin ne şekilde gerçekleştiği de tartışılıp, açık olarak gerekçeye yansıtılması ve CMK"nın 232. maddesinde yazılı hususları kapsaması gerekirken, bu ilkelere uyulmadan yetersiz gerekçe ile hüküm kurulması,
    2- Kabule göre;
    a-Farklı zamanlarda noter vekaletnamesi ve tapu satış senedi düzenlenmesine sebep olan sanıklar hakkında zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi, yasaya aykırı,
    b-5237 sayılı TCK’nın 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
    Bozmayı gerektirmiş, sanıklar müdafilerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321 nci maddesi uyarınca BOZULMASINA, aynı yasanın 326/son maddesi uyarınca kazanılmış hakkın saklı tutulmasına 14.09.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.