11. Hukuk Dairesi 2019/1944 E. , 2020/54 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 11. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada Muğla 1. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 25/01/2017 tarih ve 2013/840 E- 2017/39 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin kısmen kabulüne dair İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesince verilen 27/02/2019 tarih ve 2019/63 E- 2019/299 K. sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili şirketin 02.09.2002 tarihinde kurulduğunu, bugüne kadar faaliyetlerinin devam ettiğini, "Emre Mühendislik" ibaresinin ve kullandıkları logonun TPMK nezdinde marka olarak tescilli olduğunu, davalının şirketinin isminin de "Emre Mühendislik" olduğunu ve logosunun da müvekkili şirketin tescilli logosuna benzediğini, davalıya bu konuda ihtarname gönderilmiş ise de müvekkili şirketin tescilli ismi ve logosuna yapılan müdahalenin devam ettiğini, işbu davaya delil olması amacıyla mahkeme kanalıyla delil tespiti yaptırıldığını, müvekkili şirket ile davalının inşaat sektöründe çalıştığından bu durumun müvekkilini zarara uğrattığını ileri sürerek, davalıya ait işletmenin isim ve logo, reklam, tabela, kartvizit, ilan, fatura vb. tüm basılı belge, evrak veya yazılı alanlarındaki müvekkili şirketin tescilli isim ve logosuna yaptığı müdahalenin men"ine, ortadan kaldırılmasına, bunlar üzerinde müvekkili şirkete mülkiyet hakkı tanınmasına, kararın yayın yolu ile duyurulmasına, müvekkilinin uğradığı zarar karşılığı şimdilik 5.000,00 TL tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, ıslah dilekçesi ile talebini 7.351,37 TL"ye yükseltmiştir.
Davalı vekili, davacı şirketin daha önce Egefen Mühendislik Harita İnşaat Turizm Nak...Ltd.Şti. olup 2005 tarihinden itibaren ticari faaliyetine Emre Mühendislik Harita İnşaat Turizm Nak..Ltd. Şti. olarak devam ettiğini, müvekkilinin inşaat mühendisi olup 06.01.2010 iş yeri açtığını, ticaret unvanını da "Emre Mühendislik-..." olarak belirleyerek 2011 yılında tescil ettirdiğini, müvekkilinin davacı şirketin markasından yararlanma amacının olmadığını, kendi ismi olması nedeniyle ofisinin ismini "Emre Mühendislik" olarak belirlediğini, müvekkilinin ticaret ve sanayide dürüstlük kurallarına aykırı düşecek bir kullanımının bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre; davalının "Emre Mühendislik" ibaresini kullanımının 556 sayılı KHK uyarınca davacının marka hakkına tecavüz niteliği taşıdığı, davalının eylemlerinin TTK"nın ilgili hükümleri kapsamında haksız rekabet oluşturduğu ve davalının kullanımında olan "Emre Mühendislik" ibaresinin davalının ticaret unvanından çıkartılması, ticaret sicilinden terkin edilmesi taleplerinin haklı bulunduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile, davalıya ait işletmenin isim ve logo, reklam, tabela, kartvizit, ilan, fatura vb. tüm basılı belge, evrak veya yazı alanlarındaki davacı şirketin tescilli isim ve logosuna yaptığı müdahalenin men"ine, müdahale edilen tüm isim ve logo, reklam, tabela, kartvizit, ilan, fatura vb. tüm basılı belge, evrak veya yazılı alanlardaki müdahalenin kal"ine, bunlar üzerinde davacı şirkete mülkiyet hakkı tanınmasına, karar kesinleştiğinde kararın ilan yolu ile duyurulmasına, şirket zararı olarak bilirkişi tarafından hesaplanan 7.351,37 TL tazminatın 5.000,00 TL"sinin faiz talep edilmediğinden faiz işletilmeksizin, kalanının ıslah tarihi olan 26.10.2016 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınmasına karar verilmiş, karara karşı taraf vekillerince istinaf yoluna başvurulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, dosya üzerinden yapılan istinaf incelemesinde; davacı davalının ticaret unvanının tecavüz teşkil eden kısmının ticaret unvanından terkinini istememiş olup, bu yönde açılan bir dava olmadığından davalının unvanının tescilli olması nedeniyle tescil devam ettiği sürece tescile dayalı olarak unvanını kullanmasının yasal koruma altında bulunan bir hakkın kullanımı niteliğinde olması karşısında iltibas yaratan kısmın unvandan çıkarılmasına kadar olan süredeki kullanım haksız rekabet oluşturmayacağından mahkemece davalının kullanımının haksız rekabet ve tecavüz oluşturduğu yönündeki kararının yerinde olmadığı, bu durumda ayrıca davalı tarafın logo kullanımının davacının tescilli şekil markasına tecavüz ve haksız rekabet oluşturduğu nazara alınarak davalının haksız logo kullanımı yönünden müdahalenin menine karar verilmesi gerektiği ve tazminat hesabında da sadece 2009/45561 sayılı logo şeklindeki markaya yapılan tecavüzün davalının faaliyet karına etkisinin araştırılması gerektiği, ancak mahkemece bu yönde araştırma yapılmadığı, HMK"nın 358. maddesi uyarınca istinafa gelen davalı vekiline bu yönde bilirkişi raporu alınabilmesi için gereken belgeleri sunması amacıyla usulüne göre ihtarat yapıldığı ancak yasanın öngördüğü kesin süre içinde bilirkişi masrafı yatırılmamış olmakla yasa gereğince dosyanın mevcut durumuna göre karar verilmesi gerektiği, sadece logo şeklindeki kullanımla davacının markasına tecavüz edilmiş olması yönünden TBK"nın 50. maddesi dikkate alınıp zararın boyutları gibi hususlar birlikte gözetilerek takdiren maddi tazminata hükmedilmesi gerektiği gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvuru sebeplerinin kısmen kabulüne ve delil tespiti için davacı tarafından yapılan masrafların da davacı tarafından yargılama gideri olarak talep edilmesinin hukuka uygun olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvuru sebebinin kabulüne, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın kısmen kabulüne, davalının kullandığı logonun davacının markasına tecavüz oluşturması nedeniyle müdahalenin men’ine, davalının tüm basılı belge evrak veya yazılı alanlardaki müdahalesinin kal"ine, bunlar üzerinde davacıya mülkiyet hakkı tanınmasına, davalının davacıya ait markayı logo şeklinde kullanmak suretiyle gerçekleştirdiği tecavüz nedeniyle takdiren 2.000,00 TL maddi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK"nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK"nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK"nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 10,00 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 06/01/2020 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.