22. Hukuk Dairesi 2015/30186 E. , 2018/17430 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : İTİRAZIN İPTALİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin operasyon müdürü olarak çalıştığını, davalı işverenin müvekkilinin iş akdini hiçbir neden bildirmeksizin tek taraflı bildirimsiz olarak feshettiğini, iş akdinin feshinin geçersizliği için müvekkili tarafından ... 3. İş Mahkemesinde 18/04/2011 tarih 2011/386 esas numarasıyla davalı işveren aleyhine dava açıldığını, yapılan yargılama sonunda 2011/563 karar sayılı hüküm ile davalı tarafından yapılan feshin geçersizliğine, müvekkilinin işe iadesine karar verildiğini ve kararın 19/06/2012 tarihinde onanarak kesinleştiği, ... 3. İş Mahkemesinin kararının kesinleşmesi üzerine ihtarname ile yasal 1 aylık süre içerisinde ... iş koşulları ve işe başlatılacak tarih itibariyle emsal operasyon müdürü ücret ve sosyal hakları esası ile işe başlatılmasını, aynı zamanda karar gereği boşta geçirdiği 4 aylık ücret ve sosyal haklarının tebliğden itibaren 3 iş günü içerisinde ödenmesini, aksi halde yasal yollara başvuracağını davalı işverene ihtar ettiğini, davalının ihtarnameye rağmen müvekkilini işe başlatmadığını ve boşta geçirdiği 4 aylık ücret ve sosyal haklarının da ödenmediğini, bunun üzerine müvekkilinin 01/08/2012 tarihinde ... 12. İcra Müdürlüğünün 2012/9880 takip numarası ile 24/03/2011-23/07/2011 dönemine ilişkin 4 aylık ücret tutarında boşta geçen süre ücreti ve diğer haklara ilişkin alacaklanın tahsili amacı ile icra takibi başlattığını, davalı tarafından itiraz edilerek takibin kısmi itiraz tutarları yönünden durdurulduğunu, bu nedenlerle ... 12. İcra Müdürlüğünün 2012/9880 takip numaralı ve 2012/10745 takip numaralı icra takiplerine karşı davalı borçlu tarafından yapılan itirazların iptaline, davalının kötü niyetli iş ve işlemlerinden dolayı %20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, müvekkilinin iş akdinin fesih işleminin kesinleşme tarihi olan 17/08/2012 tarihi baz alınarak fark kıdem tazminatı alacağından 400 TL, ihbar tazminatı alacağından 300 TL, fark yıllık izin ücreti alacağından 17,00 TL olmak üzere toplam 21.210,00 TL nin davalıdan tahsiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, davanın kabulüne karar vererek, kabul edilen alacağın %20 si tutarında icra inkar tazminatına hükmedilmiştir.
Temyiz:
Karar, davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2-Taraflar arasında icra inkar tazminatının şartlarının oluşup oluşmadığı uyuşmazlık konusudur.
İtirazın iptali davasında borçlunun haksızlığına karar verilmesi halinde ve alacaklının talep etmiş olması şartıyla, borç miktarının kanunda gösterilen orandan az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmedilir. İcra inkar tazminatına karar verilebilmesi için alacağın belirli ya da belirlenebilir olması gerekir. Ancak, hak tartışmalı ise icra inkar tazminatına hükmedilemez.
Alacağın likit olması şartıyla itirazın iptali davası sonunda borçlunun itirazının kısmen kabulü halinde dahi, kabul edilen kısım bakımından icra inkar tazminatına hükmedilmelidir. İcra inkar tazminatı, asıl alacak bakımından söz konusu olur. İşlemiş faiz isteği yönünden icra inkar tazminatına hükmedilmesi mümkün değildir.
Likit bir alacaktan söz edilebilmesi için, ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması, böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir.
Bu şartlar yoksa likit bir alacaktan söz edilemez.
Somut uyuşmazlıkta, dava konusu alacağın tespiti yargılamayı gerektirdiğinden, söz konusu alacak likit değildir. Şu halde, Mahkemece icra inkar tazminatı talebinin reddi gerekirken kabulü hatalı olmuştur. Bu husus bozma sebebi ise de; yanılgının giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun geçici 3. maddesi uyarınca uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 438/7. maddesi uyarınca aşağıda belirtilen şekilde düzeltilerek onanması uygun bulunmuştur.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın hüküm fıkrasının 7. bendinde yazılı, ""Borçlu davalının asıl alacak miktarı 6.711,87TL üzerinden %20 icra inkar tazminatından sorumlu tutulmasına"" rakam ve sözcüklerinin hükümden çıkartılmasına; yerine “Koşulları oluşmadığından davacının icra inkar tazminatı isteminin reddine” sözcüklerinin yazılmasına; hükmün bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 09/07/2018 gününde oybirliği ile karar verildi.