21. Hukuk Dairesi 2014/24243 E. , 2015/5467 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
Dava, davacının 1993 yılı ile 25.11.2009 tarihleri arası davalı nezdinde kesintisiz çalıştığının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, yazılı olduğu şekilde istemin kısmen kabulüne karar verilmiş ise de, bu sonuca eksik araştırma ve inceleme sonucu varılmıştır.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa"nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa"nın 86/8. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay"ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir.
506 sayılı Yasa"nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa"nın 86/8. maddelerine göre Yönetmelikle tespit edilen belgeleri işveren tarafından verilmeyen veya çalıştıkları Kurumca tespit edilemeyen sigortalılar, çalıştıklarını hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıl içerisinde mahkemeye başvurarak alacakları ilam ile ispatlayabilirlerse, bunların mahkeme kararında belirtilen aylık kazanç toplamları ile prim ödeme gün sayıları nazara alınır. Yasada yer alan 5 yıllık süre hak düşürücü olup mahkeme tarafından kendiliğinden nazara alınması gerektiği gibi davacının aynı işyerinde çalışmasını sürdürmesinin veya 5 yıllık hak düşürücü süre içerisinde tekrar aynı işyerine girerek çalışmasının, hak düşürücü sürenin işlemesine engel olmayacağı ve hak düşürücü sürenin, kesilmesi ve durmasının mümkün bulunmadığı hukuksal gerçeği de ortadadır.
İşverenin, çalıştırmış olduğu sigortalılara ait hangi belgeleri Kuruma vermesi gerektiği Kanun"un 79/1.maddesinde açıkça ifade edildiği üzere yönetmeliğe bırakılmıştır. ... yapılan ... Sigorta İşlemleri Yönetmeliği"nin dördüncü kısmında işverence verilecek belgeler düzenlenmiştir. Bunlar, aylık sigorta primleri bildirgesi (SSİYön.Madde16) , dört
aylık sigorta primleri bordrosu (SSİYön. Madde 17), sigortalı hesap fişi (SSİY. Yön. Madde 18) vs.dir. Yönetmelikte sayılan bu belgelerden birisinin dahi verilmiş olması halinde artık Kanun"un 79/10 (eski 8) maddesinde yer alan hak düşürücü süreden söz edilemez. Yargıtay uygulamasında anılan maddenin yorumu geniş tutulmakta; eğer sayılan belgelerden birisi işveren tarafından verilmişse burada Kurumun işçinin çalışmasından haberdar olduğu ve artık hizmet tespiti davası için hak düşürücü sürenin varlığından söz edilemeyeceği kabul edilmektedir.
Maddede belirtildiği üzere yönetmelikle tespit edilen belgelerin (işe giriş bildirgesi) verilmesi durumunda hak düşürücü süreden bahsedilemeyeceği gibi çalışmaların sigorta müfettiş raporu ile saptanması durumunda da hak düşürücü sürenin geçtiğinden sözedilemeyeceği açıktır. Bir sigortalının askere gitmeden önce çalıştığı işyerini askerliğe müteakip girmesi durumunda hizmet akdi mecburi hizmet nedeniyle kesilmiş olduğundan artık hak düşürücü sürenin oluştuğundan bahsedilemez. Davacıya ödenen ücretten sigorta primi kesilen hallerde, davacının iş ve ... sigorta mevzuatının öngördüğü sigorta hak ve yükümlülüklerini yerine getirmesi nedeniyle Kurumun Yasa"dan kaynaklanan denetim ve inceleme görevini yapmaması karşısında hak düşürücü sürenin işlemeyeceği kabul edilmelidir.
Davacının sigortalı çalışmalarının Kuruma kısmen bildirildiği hallerde, eksik bildirimlere yönelik olarak açılan davada hak düşürücü süre işlemeyecektir. (Hukuk Genel Kurulunun 23.06.2004 gün ve 2004/21-369 E, 2004/371 K. sayılı kararı )
Dosyadaki bilgi ve belgelerden, davacı adına davalı tarafından 02.06.2007- 31.07.2007 tarihleri arası bildirim yapıldığı, ayrıca davacı adına 1995/3. dönem ila 05.08.1996, 01.09.2005-31.10.2005 ve 01.11.2005- 15.02.2006 tarihleri arası dava dışı yerlerden bildirim yapıldığı, davalı işyeri ve ihtilaflı dönemlerde davacının sigortalı bildiriminin yapıldığı dava dışı işyerlerinin dönem bordrolarının getirtilmediği, tanık beyanlarının çelişkili olduğu, mahkemece 22.11.2005 tarihinden önceki dönemin hak düşürücü süreye uğradığı gerekçesiyle dava dışı işyerindeki sigortalı çalışmasının sona erdiği 15.02.2006 tarihinden 25.11.2010 tarihine kadar davalı işyerinde kesintisiz çalıştığının kabulüne karar verildiği anlaşılmaktadır.
Somut olayda, 1995/3. dönem ila 05.08.1996, 01.09.2005-31.10.2005 ve 01.11.2005- 15.02.2006 tarihleri arası bildirim yapılan dava dışı işyerinin davalı işverene ait olup olmadığı veya davalı işverenle aralarında hukuki yada fiili bağlantı bulunup bulunmadığı araştırılmamıştır.Dava dışı işyerleri davalıya ait veya aralarında bağlantı varsa hak düşürücü süre oluşmayacaktır. Öte yandan, tanık beyanları arasındaki çelişkiler giderilmeden, bordro tanıkları resen tespit edilip beyanları alınmadan sonuca gidilmesi hatalı olmuştur.
Yapılacak iş, öncelikle davacıyı çağırıp, adına 1995/3. dönem ila 05.08.1996, 01.09.2005-31.10.2005 ve 01.11.2005- 15.02.2006 tarihleri arası bildirim yapılan dava dışı işyerlerinde çalışıp çalışmadığını sormak, eğer çalışmadığını belirtirse bu işyerinin davalı işverene ait olup olmadığı veya davalı işverenle aralarında hukuki yada fiili bağlantı bulunup bulunmadığını araştırmak, gerekirse bu işyerlerine ait davacının sigortalı bildiriminin yapıldığı dönem bordrolarını getirtip bordro tanıklarının beyanlarını almak, eğer dava dışı bu işyerleri davalıya ait veya aralarında bağlantı varsa hak düşürücü sürenin oluşmayacağı dikkate alınıp, davalı işyerine ait ihtilaflı dönem bordrolarını istemek, dönem bordroları getirtildiğinde bordro tanıklarını resen tespit edip dinlemek, gerekirse Kurum, vergi idaresi, belediye ve emniyet müdürlüğü gibi kamu kurumları aracılığıyla tespit edilecek komşu
işyerlerinin işverenleri veya bu işverenlerin resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlarının beyanlarına başvurmak ve davanın nitelikçe kamu düzenini ilgilendirdiği nazara alınıp araştırma genişletilerek tüm deliller birlikte değerlendirilip sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın eksik araştırma ve inceleme sonucunda yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde tarafların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacı ile davalılardan Özgül Bafra Turizm A.Ş."ne iadesine, 17/03/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.