22. Hukuk Dairesi 2017/43524 E. , 2018/17428 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraflar vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, haftanın 6 günü 08.00-08.30/21.00-22.00 saatleri arasında çalıştığını, ancak fazla mesai alacağının ödenmediğini, 8 yıllık emeğinin boşa gitmemesi için maktu ibranameyi imzalamak zorunda kaldığını belirterek fazla mesai alacağının tahsilini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı, iş akdinin karşılıklı sona erdirilmesine dair protokolde davacıya sadece yasal hakları değil bu yasal haklarının yanı sıra iş akdinin sona ermesi nedeni ile doğabilecek mağduriyetini gidermek amacıyla ekstra bir ödeme ve ayrıca iş akdinin sona ermesinden sonra 6 ay süre ile sağlık sigortası hakkı tanındığını, müvekkili bankanın 08.30-17.00 saatleri arasında mesai yaptığını, fazla mesai yaptığı dönemlerde ücretinin ödendiğini, davacının iş sözleşmesinin sonunda ibraname imzaladığını, davacının Aralık 2001 ve Temmuz 2005 tarihleri arası fazla mesai ve %10 kasa tazminatı, Ağustos 2005 tarihinden itibaren ise görev ve kademe değişikliği nedeniyle yapmış olduğu işlem üzerinden komisyon ve şube komisyonu aldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, yapılan ilk yargılama sonucunda, davacının bu döneme ait ücret bordrolarında fazla mesai adı altında bir ödeme yapılmadığı, ancak bu dönemde, komisyon ve şube komisyonu adı altında ücret bordrolarında ödemeler yapıldığının görüldüğü, davalının da bu ödemelerin davacının normal mesai saatleri dışında yapmış olduğu çalışma karşılığı yaptığı işler nedeniyle prim karşılığı olduğunu, bu yaptığı fazla çalışmaların kendi isteğinden kaynaklandığını ifade ettiği, bilirkişi incelemesine göre davacının günlük 3 saat fazla çalışma yaptığının tespit edildiği, davalı işverene bankada bulunan imza föylerinin ibrazı için kesin süre tanındığı halde verilen süre içerisinde imza föylerinin sunulmadığı ve hesaplama yapılan dönemlerde fazla mesai ödemesi olarak gösterilen ödeme belgelerinin sunulmadığı, hesaplama yapılan dönemler itibariyle sunulan bordroların imzasız olup bordrolarda şube komisyon adı altındaki ödemelerin, davalı tarafın bu alacak kalemlerinin fazla mesai olarak ödendiği yönünde herhangi bir delil ibraz etmemesi karşısında fazla mesai ödemeleri olarak kabul edilmediği belirtilerek talebin kabulüne karar verilmiştir.
Karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiş, Yargıtay (Kapatılan) 7. Hukuk Dairesinin 2013/1846 esas ve 2013/5705 karar sayılı ilamı ile davacı asilin isticvap edilerek komisyonların neyin karşılığı ödendiği, müstakil satış sonrası ödenen bir meblağ olup olmadığı ve özellikle davacı tanığı olup davacıyla aynı işi yapan tanık ...’in de beyanı gözönüne alınarak araştırılıp çıkacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve araştırma ile sonuca gidilmiş olmasının hatalı olduğu gerekçesiyle karar bozulmuştur.
Mahkemece bozmaya uyularak davacı asil isticvap edilmiş ise, davacının beyanı dikkate alınarak müşterilerin mesai saatleri dışında bankaya alınmamaları yönündeki genel uygulama dikkate alındığında davacının bu beyanının doğru olduğu aldıkları primlerin gün içerisinde müşterilerle yapmış oldukları sözleşmeler nedeniyle kendilerine verildiği mesai saati sonrasında içeriye müşteri alınmaksızın devam edilen çalışmalarla ilgili ayrıca komisyon ya da prim adı altında bir ödeme yapılmadığı böylece davacının fazla mesaiyi hak edecek şekilde çalıştığı anlaşıldığından bozma öncesindeki gerekçeler de dikkate alınarak fazla mesai yönünden bozma öncesi gibi davanın kabulü yönünde hüküm kurulmuştur.
Karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiş, Yargıtay (Kapatılan) 7. Hukuk Dairesinin 2014/3075 esas ve 2014/6823 karar sayılı ilamı ile komisyon ya da şube komisyonu adı altında yapılan ödemelerin mahiyetinin prim olduğu, pirimin sadece mesai saatleri ile ilgili olmadığı, bu itibarla davacı için hesap edilecek fazla mesai ücretinden şube komisyonu ya da komisyon adı altındaki ödemeler toplamının mahsubu ile bakiye fazla mesai ücreti hüküm altına alınması gerektiği, davacının ayda kaç cumartesi çalıştığının belirlenmeli ve buna göre fazla mesai süresinin tespiti gerekirken aksi yönde karar verilmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle ilgili karar bozulmuştur.
Mahkemece bozmaya uyularak bozma sonrası yapılan yargılamada, toplanılan deliller ve alınan ek bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar süresi içerisinde taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1. Dosyadaki yazılara, belgelere ve tüm dosya kapsamına göre; davacının tüm, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2. Taraflar arasında davacının fazla çalışma alacağının bulunup bulunmadığı konusunda uyuşmazlık vardır.
Prim, çalışanı özendirici ve ödüllendirici bir ücret ödemesi olup işverence işçiye garanti edilmiş bir temel ücretin üzerine belirli bir usule bağlı olarak ödenen ek bir ücrettir. Fazla çalışma ise, kural olarak 4857 sayılı Kanuna göre, kanunda yazılı şartlar çerçevesinde haftalık 45 saati aşan çalışmalardır. İşçi kanuni çalışma saatleri dışında çalışsa da çalışmasa da koşulları oluştuğunda söz konusu ek ücrete hak kazanacaktır. 4857 sayılı Kanunun 41. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca, fazla çalışma saat ücreti, normal çalışma saat ücretinin yüzde elli fazlasıdır. İşçiye fazla çalışma yaptığı saatler için normal çalışma ücreti ödenmişse, sadece kalan yüzde elli kısmı ödenir. Bahşiş, yüzde usulü ya da parça başı ücret ödemesinin öngörüldüğü çalışma biçiminde, fazla çalışma ücretlerinin zamsız kısmının sabit ücret içerisinde ödendiği kabul edildiğinden, fazla çalışmalar, saat ücretinin %150 zamlı miktarına göre değil, sadece %50 zam nispetine göre hesaplanmalıdır.
Somut olayda, davacının beyanı ile de sabit olduğu üzere, müşterilerle yapılan kredi sözleşmelerinde yazılı miktarın belli bir yüzdesinin komisyon ya da şube komisyonu adı altında yapılan ödemenin pirim olduğu kuşkusuzdur. Her ne kadar müşterilerle yapılan sözleşmeler bankanın tabi olduğu mesai saatleri içinde imzalanmakta ise de, sözleşme imzalanması ile süreç tamamlanmayıp sözleşme gereği sadece banka yetkilisinin yapması gereken işlemlerin bulunduğu ve bunların bankanın açık olduğu saatler dışındaki zaman diliminde yerine getirilip tamamlanması sözkonusu olabildiğinden ödenen pirimin sadece mesai saatleri ile ilgili olmadığını kabul etmek gerektiği bu itibarla davacı için hesap edilecek fazla mesai ücretinden şube komisyonu ya da komisyon adı altındaki ödemeler toplamının mahsubu gerekçesiyle mahkeme hükmünün bozulmasına karar verilmiş ve mahkemece bozmaya uyularak bozma ilamı doğrultusuna mahsup işlemi yapılmış ise de, fazla çalışma ücretinin hesaplanması hatalıdır. Zira prim sisteminin uygulandığı işyerlerinde fazla çalışmaların saat ücretinin % 150 zamlı miktarına göre değil, sadece % 50 zam nispetine göre hesaplanması gerekmektedir. Dosya kapsamında yer alan imzalı bordrolarla prim ödemesi yapıldığı anlaşılan dönem bakımından fazla çalışma ücreti alacağının %50 zam nispetine göre, prim ödemesi öngörülmeyen dönem bakımından ise fazla çalışma saat ücretinin %150 zamlı miktarına göre hesaplanması gerekirken; mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda fazla çalışma saat ücretinin tüm çalışma dönemi bakımından %150 zamlı miktarına göre hesaplanması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeple BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 09.07.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.