Taraflar arasında görülen tazminat davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde; ... ilçesi, Vakıf köyü hudutlarında bulunan ormanlık sahada Orman Bakanlığınca 06/09/1990 tarih ve 314 sayılı olur ile Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğüne eğitim ve dinlenme tesisleri kurmak ve işletmek üzere 49 yıllığına izin verildiğini ve Orman Genel Müdürlüğü ile Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü arasında 17/09/1990 tarihinde taahhüt senedi imzalandığını, bunun üzerine izin verilen ormanlık sahada Köy Hizmetleri Edirne Bölge Müdürlüğünce 98 adet bina ve diğer tesislerden oluşan Vakıfköy Eğitim ve Dinlenme Tesisleri inşa edildiğini, Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğünce 49 yıllığına verilen kullanım iznine güvenilerek bu ormanlık saha üzerine çok sayıda bina ve diğer tesisler inşa edildiğini, davalının 14. yılda izni iptal ederek hiç masraf yapmadan bu tesislere sahip olduğunu bu suretle sebepsiz zenginleştiğini, sebepsiz zenginleşmeden dolayı kendisine teslim edilen bu tesislerin bedelinin tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, 16/03/2005 tarihinde yürürlüğe giren 5268 sayılı kanun gereğince hazırlanan Bakanlar Kurulu kararında Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğünün Merkez Teşkilatına tahsisi bulunan tesislerin T.. B..na devredileceği, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 10. maddesinde de sözleşmenin nasıl sona ereceği izin hakkının sona ermesi halinde de her türlü tesisin orman idaresine geçeceği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 3533 sayılı Yasanın 1.maddesi hükmünce; "umumi, mülhak ve hususi bütçelerle idare edilen daireler ve belediyelerle, sermayesinin tamamı devlete veya belediyeye veya umumi idarelere ait olan daire ve müesseseler arasında çıkan ihtilaflardan adliye mahkemelerinin vazifesi dahilinde bulunanlar bu Kanunda yazılı tahkim usulüne göre halledilirler." Davada taraflar 3533 sayılı Yasanın 1.maddesinde gösterilen kuruluşlardandır. Bu kanunun 4.maddesi gereğince aralarındaki uyuşmazlığın "Hakem" sıfatı ile çözümlenmesi gerekmektedir. Somut olayda, dava hakem sıfatı ile açılmış, ancak mahkemece, genel mahkeme sıfatıyla davaya bakılarak nihai karar verilmiştir. Mahkemece, bu husus gözetilmeksizin karar başlığına hükmün hakem sıfatıyla kurulduğunun yazılmamış olması doğru görülmemiştir. Mahkemece, tarafların sıfatı ile 3533 Sayılı Yasa"nın 1 ve 4.maddeleri dikkate alınarak uyuşmazlığın hakemde bakılmak üzere görevsizlik kararı verilmesi (veya bu hususta hakemde bakılmak üzere ara kararı verilmesi ve karar başlığında gösterilmesi) gerekirken, davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 10.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.