Resmi belgede sahtecilik ve özel belgede sahtecilik - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2015/6050 Esas 2017/5550 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
11. Ceza Dairesi
Esas No: 2015/6050
Karar No: 2017/5550
Karar Tarihi: 13.09.2017

Resmi belgede sahtecilik ve özel belgede sahtecilik - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2015/6050 Esas 2017/5550 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Ceza Dairesi tarafından verilen karar, Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen bir resmi ve özel belgede sahtecilik suçuyla ilgilidir. Kararda belirtildiği üzere, sahtecilik suçunun oluşabilmesi için belgenin nesnel olarak aldatıcılık niteliğinin bulunması ve keyfiyetin belgeden objektif olarak anlaşılması gerekmektedir. Ele geçmeyen sahte belgelerin ise aldatıcılık niteliğinin tespit edilemeyeceği vurgulanmaktadır. Sanığın yapmış olduğu eylemler zincirleme olarak resmi belgede sahtecilik suçunu oluşturduğundan, özel belgede sahtecilik ve resmi belgede sahtecilik suçlarından ayrı ayrı hüküm tesisi edilmesi gerektiği ifade edilmektedir. Son olarak, 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesi uygulanırken Anayasa Mahkemesi’nin 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararı’nın da gözetilmesi gerektiği vurgulanmıştır.
Kanun Maddeleri:
- 5237 sayılı TCK'nın 53. maddesi
- 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi
- 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi
11. Ceza Dairesi         2015/6050 E.  ,  2017/5550 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Resmi belgede sahtecilik ve özel belgede sahtecilik
    HÜKÜM : Mahkumiyet

    1-)Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 14.10.2003 gün ve 232/250 sayılı kararında açıklandığı üzere, sahtecilik suçunun oluşabilmesi için belgenin nesnel olarak aldatıcılık niteliğinin bulunması ve keyfiyetin belgeden objektif olarak anlaşılması gerektiği, "muhatabın hatasından, dikkatsizlik veya özensizliğinden kaynaklanan fiili iğfalin, aldatıcılık niteliğinin varlığını göstermeyeceği, aslı ele geçirilemeyen ve onaysız fotokopi niteliğinde olup suret belge özelliği taşımayan belgenin hukuki sonuç doğurmaya elverişli nitelikte olmadığı ve aldatıcılık yönünden inceleme yapılması imkanı bulunmaması nedeniyle suçun unsurları itibariyle oluşmayacağı cihetle; öncelikle suça konu sürücü belgesinin Emniyet Genel Müdürlüğünden alınıp alınmadığının sorulması, alınmadığının yani tamamen sahte olarak oluşturulduğunun tespiti halinde ise ele geçmeyen sahte sürücü belgesinin aldatma niteliğinin tespit edilemeyeceğinden resmi belgede sahtecilik suçunun unsurları itibariyle oluşmadığı gözetilmeden sanık hakkında yazılı şekilde mahkumiyet hükmü kurulması,
    2-)Kabule göre de;
    a-)Suça konu sürücü belgesinin Emniyet Müdürlüğünden alındığının tespiti halinde ise sanığın aynı suç işleme kararı kapsamında, sahte sürücü belgesi ile araç kiralama sözleşmesi imzalama eylemlerinin kül halinde zincirleme resmi belgede sahtecilik suçunu oluşturduğu gözetilmeden, özel belgede sahtecilik ve resmi belgede sahtecilik suçlarından ayrı ayrı hüküm tesisi,
    b-)5237 sayılı TCK"nın 53. maddesinin uygulanmasında, Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
    Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 13.09.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.