23. Hukuk Dairesi 2014/8458 E. , 2015/7972 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki asıl ve birleşen sözleşmenin feshi ve alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl davanın kabulüne, birleşen davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde asıl davada davalı - birleşen davada davacı ve feri müdahil vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Asıl Dosya Davacı, Birleşen Dosya Davalı Vekili, müvekkillerinin malikleri olduğu taşınmaz üzerine inşaat yapılması konusunda davalı ile Taşınmaz Mal Satış Vaadi ve Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesi imzalandığını, davalının edimini yerine getirmediğini, binayı projesine aykırı yaptığını, kaçak durumdaki yapının ruhsata bağlanma ihtimalinin olmadığını, davalının müvekkilleri aleyhine açmış olduğu tapu iptali ve tescil davasının reddedildiğini ve kararın onanarak kesinleştiğini ileri sürerek, taraflar arasında aktedilen sözleşmenin geriye etkili olarak feshine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Asıl Dosya Davalı Birleşen Dosya Davacı Vekili, asıl dosya kapsamında verdiği cevap dilekçesinde, davacı tarafın amacının sebepsiz zenginleşme olduğunu, davacı yanın kaçak ve ruhsata bağlanması imkansız olduğunu iddia ettiği binanın dairelerini dava tarihinden sonra dahi kiralamakta olduklarını, ruhsat ile ilgili sorunun meydana gelen parsel kaymasından ileri geldiğini, savunarak, davacının davasının reddini istemiş, birleşen dosya kapsamında verdiği dava dilekçesinde ise, müvekkilinin sözleşmeye dayalı olarak iyi niyetle bina yaptığını ileri sürerek, müvekkilinin yapı yaptığı taşınmazın üzerindeki yapının arsa değerinden fazla olması halinde TMK"nın 724. maddesi kapsamında müvekkili adına bedeli mukabilinde tesciline, aksi halde aynı koşullarda TMK"nın 723. maddesi gereğince binanın değeri karşılığında tazminatın mevduata uygulanan en yüksek faizle müvekkiline ödemesine hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Müdahil vekili, müvekkilinin yüklenici ..."dan daire satın aldığını ve bu konuda tüm edimlerini tamamen ve eksiksiz olarak yerine getirmesine rağmen bugüne kadar dairesinin tapusunu alamadığını, müvekkili tarafından İstanbul 6. Tüketici Mahkemesi"nin 2011/17 esas sayılı dosyasında tapu tescil ve tazminat davası açıldığını, verilecek kararın müvekkilini etkileyeceğini beyanla, müdahale taleplerinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; taraflar arasında yapılan sözleşme gereğince davalının inşa etmesi gereken binayı ruhsata uygun olarak yapmadığı ve kaçak bir şekilde yaptığı, binanın ruhsata elverişli hale getirilmesinin de imkansız olduğu, dava konusu binanın bu haliyle hiçbir maddi değerinin bulunmadığı ve yıkılmak zorunda olduğunun anlaşılması karşısında davalı tarafın herhangi bir hak talep etmesinin mümkün olmadığı gibi davacı tarafın dava açmakta haklı olduğu gerekçesiyle, asıl davanın kabulü ile sözleşmenin iptaline birleşen davanın ise reddine karar verilmiştir.
Kararı, asıl davada davalı - birleşen davada davacı vekili ve fer"i müdahil vekili temyiz etmiştir.
Mahkemece hüküm fıkrasında "sözleşmenin feshine" karar verilmesi gerekirken, baştan itibaren objektif imkansızlık varmış gibi "sözleşmenin iptaline" şeklinde hüküm kurulması doğru olmamış, kararın bu nedenle bozulması gerekmiş ise de, yapılan yanlışlığın giderilmesi, yeniden yargılamaya gereksinim göstermediğinden, HUMK"nın 438/7. maddesi uyarınca hükmün aşağıda yazılı olduğu şekilde düzeltilerek onanması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenle, asıl davada davalı - birleşen davada davacı vekili ve fer"i müdahil vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile hükmün 2 no"lu bendinde sözleşmenin ibaresinden sonra gelen "iptaline" ibaresinin hükümden çıkarılarak "feshine" ibaresinin yazılmasına ve hükmün HUMK"nın 438/7. maddesi gereğince düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, peşin alınan harçların istek halinde iadelerine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 09.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.