12. Ceza Dairesi Esas No: 2016/5274 Karar No: 2018/1133 Karar Tarihi: 07.02.2018
Taksirle yaralama - Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2016/5274 Esas 2018/1133 Karar Sayılı İlamı
12. Ceza Dairesi 2016/5274 E. , 2018/1133 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi Suç : Taksirle yaralama Hüküm : TCK"nın 89/1-2.b, 62, 51. maddeleri gereğince mahkumiyet.
Taksirle yaralama suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafiinin kusur durumuna, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ve beraate ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün isteme uygun olarak ONANMASINA, 07/02/2018 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 29.03.2016 tarihli ve 2014/4-749 Esas, 2016/158 karar; 25.11.2014 tarihli ve 321-521; 14.12.2010 tarihli ve 205-258 sayılı ilamlarında da belirtildiği üzere; Her biri ayrı bir kişiselleştirme kurumu olan takdiri indirim, erteleme ve kısa süreli hapis cezasının seçenek yaptırımlara çevrilmesi hükümlerinin şartları kanunda birbirinden farklı biçimde düzenlenmiştir. Ancak yargılamayı yapan hakimin söz konusu kişiselleştirme nedenlerini ayrı ayrı değerlendirilerek uygulama veya uygulamama nedenlerini Yargıtay denetimine elverişli olacak şekilde göstermesi gerekmektedir. Nitekim 5271 sayılı CMK"nın "hükmün gerekçesinde gösterilmesi gereken hususları" düzenleyen 230. maddesinin 1. fıkrasının ilk cümlesinde "Mahkumiyet hükmünün gerekçesinde aşağıdaki hususlar gösterilir" denildikten sonra, (d) bendinde "Cezanın ertelenmesine, hapis cezasının adli para cezasına veya tedbirlerden birine çevrilmesine veya ek güvenlik tedbirlerinin uygulanmasına veya bu hususlara ilişkin istemlerin kabul veya reddine ait dayanaklar" denilmek suretiyle, ileri sürülen istemler doğrultusunda, 5237 sayılı TCK"nın 50, 51 ve 62. maddesinin, cezanın belirlenmesi sırasında mutlaka tartışılması gereken bir unsur olduğu belirtilmiştir. Uyuşmazlık konusu bu açıklamalar ışığında değerlendirildiğinde; sanık müdafinin sanık hakkında lehe kanun hükümlerinin uygulanmasına karar verilmesini talep etmesine rağmen, bu talebin TCK"nın 50. maddesindeki seçenek tedbirleri de kapsamasına karşın kısa süreli hapis cezasının adli para cezasına veya TCK"nın 50. maddesinde belirtilen diğer seçenek tedbirlere çevrilip çevrilmeyeceği yönünde bir açıklamaya yer verilmeyerek, hükmün bu yönüyle gerekçesiz bırakılması isabetsiz olup, hükmün bu nedenle bozulmasına karar verilmesi gerekirken, onanmasına şeklindeki sayın çoğunluğun görüşüne iştirak edilmemiştir.