21. Hukuk Dairesi 2014/15972 E. , 2015/5447 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacılar, murisinin, iş kazası sonucu ölümünden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerle, 95354,70.-TL maddi ve manevi tazminatın yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine ilişkin hükmün süresi içinde temyizen incelenmesi davalılardan ... Kerestecilik Ticaret A.Ş. vekilince duruşmalı, ... tarafından da duruşmasız olarak talep edilmesi üzerine, dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 17/03/2015 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davacılar vekili Avukat ... geldi. Davalılar adına gelen olmadı. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan Avukatın sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek aynı gün Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği konuşulup düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
Dava 15.04.2009 tarihinde meydana gelen iş kazası sonucu ölen sigortalının hak sahiplerinin maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece maddi tazminat istemlerinin kabulüne, manevi tazminat istemlerinin ise kısmen kabulü ile her iki davalıdan müteselsilen tahsiline karar verilmiş ve bu karar süresinde davalılar ... Kerestecilik Tic AŞ vekili ile davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, davalılar arasında asıl-alt işveren ilişkisinin bulunduğunun kabul edilerek kusur dağılımının belirlendiği kusur bilirkişi raporu hükme esas alınmış ise de eksik inceleme ve araştırma ile bu sonuca varıldığı görülmektedir.
Hükme dayanak alınan 27.06.2013 tarihli kusur raporunda; davalı ... Tic AŞ’ne asıl işveren olarak %25, davalı ...’a alt işveren olarak %50 ve kazalıya da %25 oranında kusur verildiği görülmektedir.
Gerçekten, bir iş kazası sonucu, zarara uğrayan işçi veya hak sahiplerinin maddi veya manevi tazminat talepleri, ancak işveren veya kusurlu üçüncü kişilere karşı yöneltilebilir. Bunun dışında, aracı olarak tabir edilen kişiler aracılığı ile işe alınan işçilerin uğrayacakları zararlardan dolayı, asıl işveren aracılarla birlikte 4857 sayılı Yasanın 2/6. maddesi uyarınca sorumlu olur.
Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere göre davalılar arasında asıl-alt işveren ilişkisinin kabulüne yeterli bilgi ve belgenin bulunmadığı görülmektedir. Gerek 4857 sayılı Yasanın 2/6 ve gerekse 5510 sayılı yasanın 12/son maddeleri ile yürürlükten kalkan ... Sigortalar
Kanununun 87/2. maddesinde; aracının hukuksal açıdan tarifi yapılmış kimlerin aracı veya halk arasındaki deyimi ile "Taşeron" sayılacağı belirlenmiştir. Buna göre; aracıdan bahsedilebilmek için; öncelikle üst işveren ve bunun tarafından ortaya konulan bir iş olmalı ve görülmekte olan bu işin bölüm ve eklentilerinden bir iş alt işverene devredilmelidir. Çoğu kez bina inşaat işlerinde görüldüğü gibi, ana binayı veya asıl işi bitirmekle yükümlü bir işveren, bu işin doğrama, döşeme, su tesisatı gibi bölümlerini aracılara devretmektedir. Bu gibi durumlarda üst-alt işveren ilişkisinden söz edilebilir. Buna karşı, bir işin bütünüyle bir işverene devri durumunda veya anahtar teslimi denilen biçimde işin verilmesi durumunda, artık üst-alt işveren ilişkisi ortada bulunmamaktadır. Arsanın veya binanın salt maliki olmak ve ihale makamı olarak işi bütünüyle devretme durumlarında, ortada aracı denilen kurumdan söz edilemez. Çünkü burada iş tamamıyla ve bütün olarak bağımsız bir işverene devredilmektedir.
Dava konusu olayda da, davacılar murisinin, asıl işi palet imali ile kerestecilik olan ... AŞ’ne ait fabrikanın atık malzemelerinin konulduğu deponun akan çatı eternitlerinin değişimini üstlenen davalı ... tarafından çalışmak üzere getirildiği, olay günü çatıda eternitlerin değişimi sırasında üzerine bastığı eternitin kırılması ile 5 metre yüksekten zemine düşmek suretiyle öldüğü, dosya içerisindeki bilgi ve belgelerden açıkça anlaşılmaktadır. Davalı ... tarafından çatı işinin yapımının davalı ...’a verildiği, davalı ... tarafından ise kendisinin de davalı şirketin işinde ücretle çalıştığı kendi nem ve hesabına iş yapmasının söz konusu olmadığı ileri sürülmüştür.
Hal böyle olunca davalı ...’ın bağımsız bir işyerinin, vergi kaydının bulunup bulunmadığı, giderek, bu işi kendi nam ve hesabına yapan ayrı bir işveren mi yoksa kendisi de ücretle çalışan ve sadece işin görülmesi için ücreti işverence ödenmek üzere işçi temin eden ustabaşımı olduğunun yöntemince araştırılmadan, davalılar arasındaki hukuki ilişkinin asıl-alt işveren ilişkisi olarak değerlendirilmek suretiyle sonuca gidilmesinin isabetsiz olduğu ortadadır.
Yapılacak iş; öncelikle davalılar arasındaki hukuk ilişkinin niteliği, giderek işveren-işçi, asıl-alt işveren ilişkisinin mi bulunduğu, yoksa anahtar teslimi iş yaptırılmasının mı söz konusu olduğu, yöntemince araştırılmak ...’nun açtığı rücu davasındaki bilgi ve belgelerde getirtilmek suretiyle belirlenmek, bu belirleme doğrultusunda, işçi sağlığı ve iş güvenliği konularında uzman bilirkişilere konuyu yeniden yukarıda açıklandığı biçimde inceletmek, verilen rapor dosyadaki bilgi ve belgelerle birlikte değerlendirilerek ve sonuca göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece yukarıda açıklanan maddi ve hukuksal olgular dikkate alınmadan, eksik inceleme ve araştırma ile yazalı şekilde yazılı şekilde hüküm kurması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davalılar ... Kerestecilik Tic AŞ vekili ile davalı ...’ın bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul olunmalı ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenle BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının ilerde incelenmesine, temyiz harcının istek halinde davalılara iadesine, 17/03/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.