8. Hukuk Dairesi Esas No: 2009/6846 Karar No: 2010/2120 Karar Tarihi: 26.04.2010
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2009/6846 Esas 2010/2120 Karar Sayılı İlamı
8. Hukuk Dairesi 2009/6846 E. , 2010/2120 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tescil İstemli
... ile Hazine ve ... aralarındaki tescil davasının kabulüne dair Çerkezköy 2.Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 24.06.2009 gün 904/790 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, kazanmayı sağlayan zilyetlik nedeniyle vekil edeni adına tapuda kayıtlı bulunan 249 parselin bitişiğinde tesbit dışı bırakılan bir parça taşınmazın vekil edeni adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiştir. Davalı Hazine ve Belediye Başkanlığı vekilleri, davanın reddine karar verilmesini savunmuşlardır. Mahkemece, davanın kabulüne, fen bilirkişisi Ahmet Koç’un 19.02.2009 tarihli rapor ve krokisinde A harfi ile gösterilen 4737,09 m2 yüzölçümündeki yerin davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, zilyetlik nedeniyle TMK.nun 713/1 ve 3402 sayılı Kanunun 14.maddesi hükmü uyarınca kadastro çalışmalarında tespit dışı bırakılan yerin tescili isteğine ilişkindir. Mahkemece, kazanma koşullarının davacı yararına oluştuğu gerekçesiyle krokide A harfiyle gösterilen taşınmaz bölümü bakımından davanın kabulüne karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli değildir. Kazanmayı sağlayan zilyetlikle taşınmaz edinilebilmesi için diğer kazanma koşulları yanında tescili istenen yerin aynı zamanda tapuda kayıtlı yerlerden bulunmaması gerekir. Aksi halde çifte tapuya yol açar. Bu bakımdan teknik bilirkişi rapor ve krokisi eklenmek üzere dava konusu yerin tapuda kayıtlı olup olmadığının Tapu Sicil Müdürlüğünden sorulup belirlenmesi gerekir. Bundan ayrı davacı vekili tanık listesini mahkemeye sunduğu halde keşif kararlaştırılırken davacının hazır bulundurması halinde taşınmaz başında tanıkların dinlenmesine karar verilmiş, keşif mahallinde hazır bulunan iki yerel bilirkişi HUMK.nun 265.maddesine aykırı olarak birlikte dinlenmiştir. TMK.nun tanıklara ilişkin hükümleri uygun düştüğü sürece bilirkişiler hakkında da uygulanır. Bu bakımdan HUMK.nun 258 ve 259.maddeleri hükümlerine göre mahkemece davacı tanıkları davet edilip taşınmaz başında HUMK.nun 265.maddesine göre ayrı ayrı dinlenmesi ondan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik incelemeye dayalı olarak davanın kabulüne karar verilmiş olması doğru görülmemiştir. Zilyetlik maddi olaylardan olup, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14. maddesi gereğince yalnızca bilirkişi beyanları ile değil, tanık dahil her türlü delille kanıtlanması mümkündür. Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile usul ve kanuna aykırı görülen hükmün HUMK.nun 428.maddesi uyarınca BOZULMASINA, 26.04.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.