12. Hukuk Dairesi Esas No: 2012/21441 Karar No: 2012/38552
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2012/21441 Esas 2012/38552 Karar Sayılı İlamı
12. Hukuk Dairesi 2012/21441 E. , 2012/38552 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Adana 1. İcra Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 29/05/2012 NUMARASI : 2012/23-2012/390
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı vekili tarafından borçlu hakkında Adana 3. İş Mahkemesi"nin 22.11.2011 tarih ve 2010/785 Esas, 2011/852 Karar sayılı ilamı ile hüküm altına alınan işçi alacaklarının tahsili amacıyla başlatılan genel haciz yoluyla takibe karşı, borçlunun süresinde itiraz etmesi üzerine, alacaklının, haksız itirazın kaldırılması istemi ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, “takip dayanağı mahkeme ilamının ilamsız olarak takibe konulduğu, borçlu şirketin adı geçen iş mahkemesinin kararını temyiz etmesi halinde kararın infazının durmayacağı ve kesinleşmesine gerek kalmayacağı, İ.İ.K"nun 36. maddesine göre mahkeme kararlarının ilamlı olarak yapılmasının yasal zorunluluk olduğu, ilamsız başlatılan icra takibinin davalı tarafın hukuki haklarını zarara uğratacağı ve tehiri icra talepli olarak temyiz etmesine engel teşkil edeceği” gerekçesi ile itirazın kaldırılması isteminin reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. Hemen belirtmek gerekir ki, alacaklının elinde para alacağının tahsilini sağlamak için bir ilam varsa, ilamlı veya ilamsız icra yollarından birisini seçmekte serbesttir. İlamsız takip yolunun seçilmiş olması ise borçlu lehine bir işlemdir. Alacaklının ilamsız icra yolunu seçmesi nedeniyle borçlunun İİK"nun 36. maddesi kapsamında tehiri icra kararı alamayacak olması alacaklının ilamsız icra yolunu seçmesine engel değildir. Mahkemenin kabulünün aksine böyle bir durumda İİK"nun 36. maddesi de dahil olmak üzere alacaklıyı ilamlı takip yapmaya zorlayan yasal bir düzenleme bulunmamaktadır. Diğer yandan, İİK"nun 68/1. maddesi gereğince, talebine itiraz edilen alacaklının takibi, imzası ikrar veya noterlikçe tasdik edilen borç ikrarını içeren bir senede yahut resmi dairelerin veya yetkili makamların yetkileri dahilinde ve usulüne göre verdikleri bir makbuz veya belgeye müstenit ise, alacaklı icra mahkemesinden itirazın kaldırılmasını isteyebilir. Somut olayda, icra takibinin dayanağı olan Adana İş Mahkemesinin ilamı; İİK"nun 68/1. maddesindeki belgelerden olup, alacaklı anılan ilama istinaden ilamsız icra takibi yapabilir. İcra mahkemesince işin esasının incelenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile itirazın kaldırılması isteminin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. Öte yandan HMK’nun 297. maddesinin (1). fıkrasının (e) bendi gereği hükümde “gerekçeli kararın yazıldığı tarihin” yer alması zorunlu olup, kanunun bu emredici hükmüne aykırı davranılması da doğru bulunmamıştır. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK"nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 18/12/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.